Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ilk kez çok sert sözlerle yüklendi ve ” Bu trenden düşenler kusura bakmasınlar düştükleri yerde kalırlar” ifadelerini kullandı.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle;
Sizlere Meclis çalışmanız da verimli bir hafta diliyorum. Bütçe maratonundaki dirayetiniz için ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Bugüne kadar katıldığımız ile kongrelerimizin sayısı 15’i buldu. Sayın Başbakanımız da farklı illerde kongrelere katıldı. Bu hafta sonu da Elazığ, Bingöl, Tokat kongrelerimizde milletimiz ile kucaklaşacağız. Bu yılın eylül ayı gibi planladığımız büyük kongremiz için hazır hale gelmiş olacağız.
SIRA TERÖR KORİDORUNU ÇÖKERTMEYE GELDİ
Mahalli idareler ile milletvekilliği ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine mücadelemizi tazelemiş olarak gireceğiz. 2015 yılındaki seçimlerle mukayese edilemeyecek oranlarda büyük bir coşku ve heyecan göze çarpıyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki illerimizdeki samimi ilgiden memnuniyet duydum. Çukur eylemleri, 16 Nisan halk oylaması ve Kuzey Irak’taki gelişmeler sırasında gösterdikleri sağlam duruş, bölgedeki kardeşlerimizin samimiyetlerinin ifadesidir. Sıra bölücü örgütün Suriye terör koridoru oluşturamasını çökertmeye gelmiştir. Tüm sınır boylarını güvene kavuşturarak bu süreci tamamlayacağız.
NET UYARI: HERKES AĞZINI AÇMADAN ÖNCE…
Geçmişte partimiz çatısı altında olup da bugün dışarıda başka havalarda gezen hiç kimsenin partimizle ilgili söz söylemeye hakkı yoktur. Herkes ağzını açmadan önce nerede bulunduğuna dikkat etmelidir. Bunlar AK Parti olarak milletimizle birlikte verdiğimiz hayati mücadelede en küçük desteklerini görmediğimiz, karşı saflarda silüetleri beliren kişilerdir. Bununla ilgili sesiniz çıkmayacak, evet-hayır referandumu yapılıyor, bakıyorsunuz birileri de ‘hayır’ için kampanya yürütüyor. Kulislerde, şurada burada. Şimdi de kendilerinde söz hakkı görüyorlar.
ARTIK BU KERVANIN YOLCULARI DEĞİL
Kusura bakmasınlar. Bu birlikteliği, beraberliği, dayanışmayı zedeleyenler bilsinler ki artık bu kervanın samimi yolcuları değildir. Biz bu yola çıkarken ahdederek çıktık. Bu ahitle çıkarken de sadakatin aslolan bir kavram olduğunu bilerek çıktık. Bu trenden düşenler, düştükleri yerde kalırlar. Bu süreçte bize düşen geçmişteki hatalardan uzak durmaktır. Tüm teşkilatlarımızın bu konuda güç birliği içinde olduklarını görmekten memnuniyet duyuyorum. Hırslarının esiri olanların hükmünü milletimiz zaten veriyor.
ABD’NİN KUDÜS KARARI
Son grup toplantımızdan bugüne kadar gündemimizdeki en önemli meselelerden biri de Kudüs’tü. Amerika’nın kararının hemen ardından başlattığımız diplomasi trafiği ile hızla çalışma başlattık. İslam dünyasının uzun zamandır bir konu etrafında güçlü şekilde kenetlenmesine vesile oldu. İkircikli davranan kimi ülkeler var, hepsini biliyoruz. Ama genel görüntü ümit vericidir. Birileri hemen bizi ayrımcılıkla, ötekileştirme ile suçluyor. Daha önceki gün İstanbul’da Bulgar cemaatinin Demir Kilisesi’nin açılış törenini gerçekleştirdik. Hükümetlerimiz döneminde kilise, şapel, havra olarak 14 binin üzerine eseri hizmete sunduk. Trabzon’da Sümela Manastırı da aynen restore edilmeye devam ediyor. Ayrımcılık hedefimiz olsa bu işlere niye girelim. Bütün bu hizmetler inanç konusundaki samimi duruşumuzun ürünleridir. Bizim teröre bulaşmamış, vatanımızın bütünlüğünü hedef almayan her inanca düşünceye saygımız vardır. Biz Kudüs’te sadece Müslümanların değil, her mezhepten Hristiyanların da haklarını savunuyoruz. Ecdadımız, Kudüs’te kilise kurma ve faaliyet kurma izni vermiştir. Asırlar boyunca ecdadımız barışı, huzuru bozmamak, diğer dinlerin mensuplarını rahatsız etmemek şartıyla kimsenin ibadetine karışmamıştır. Biz böyle bir ecdadın torunlarıyız.
İSRAİL’İN ŞIMARIKLIKLARI DÜNYAYI FELAKETE SÜRÜKLÜYOR
Batı ülkelerinin özellikle de Amerika’nın himayesi altındaki İsrail’in şımarıklıkları bölge ile birlikte tüm dünyayı felakete doğru sürüklemektedir. Böyle bir zulmün karşılıksız kalması mümkün değildir. Biz tüm samimi dostlarımıza bu ikazı yapıyoruz. Bölgede adil bir düzenin kurulması en büyük temennimizdir. Sonuna kadar Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz.Yılın son haftası yaptığımız Sudan-Çad-Tunus ziyaretleriyle, Fransa programı çok yönlü dış politika anlayışımızın somut birer örneğidir. Geçmişte Türkiye çok uzun bir dönem boyunca adeta tek yönlü, boyutlu ve maalesef bağımlı bir dış politika izlemeye mecbur bırakılmıştır. AK Parti hükümetleri döneminde dünyanın tamamına yayılan bir açılım projesini biz hayata geçirdik. Ortadoğu ülkeleriyle yıllarca küllenmiş, ihmal edilmiş hatta kasıtlı sabote edilmiş ilişkilerimizi düzeltmek için yoğun çaba harcadık. Çok güzel neticeler de aldık.
AYAK BASMADIK YER BIRAKMIYORUZ
Balkanlar, Kafkasya ve Orta Asya coğrafyası hem tarihi hem insani olarak zaten ayrılmaz bir parçamızdır. Bu geniş coğrafyada ecdat yadigar maddi manevi tüm hatıralara sahip çıkarak kardeşlik hukukumuzu canlandırdık, güçlendirdik. Ayak basmadık yer bırakmıyoruz.Bu fotoğrafta Afrika’nın ayrı bir yeri var. Çünkü Afrika herkes tarafından ittifakla kabul ettiği üzere, üçüncü bin yılın yıldızı olacak kıtadır. Maalesef Afrika, Türkiye olarak yıllarca ihmal ettiğimiz, adeta batılı sömürgecilerin kanlı pençelerine terk ettiğimiz bir coğrafyaydı. Büyükelçiliklerimizin sayısı 12 idi. Fakat şimdi biz 2005 yılını Afrika yılı ilan ettik. Afrika yılı ilan ettikten sonra yoğun bir çalışmaya başladık ve bizim şu anda büyükelçilik sayımız 41 oldu. Hedef Afrika’da büyükelçiliğimizin olmadığı ülke bırakmayacağız.
FARKLI DARBE GİRİŞİMLERİNİN İÇİNDELER
15 Temmuz darbe girişimini ülkemizde başaramayanlar şimdi farklı darbe girişimlerinin arayışı içindeler. Bunu da özellikle buradan ifade etmem gerekir. Şu anda Amerika’daki malum dava bir siyasi içerikli darbe girişiminin işaretidir. Türkiye’yi güya kendilerine göre ekonomik noktada sıkıştırmak, FETÖ ile CIA ile FBI ile sıkıştırmak suretiyle Türkiye’ye kendilerine göre bir sıkıştırma operasyonudur. Bu da tutmayacak, bunu da başaramayacaklar. Türkiye bir kabile devleti değildir, bunu bilmeleri lazım. Biz istiklal mücadelemizi küllerimizden yoğrularak ayağa kalktık ve öyle kazandık.
ÇATLASANIZ DA PATLASANIZ DA BU YOLDA KARARLILIKLA YÜRÜYECEĞİZ
Türkiye’nin son 15 yılda geldiği yer birilerini rahatsız ediyor, bir kıskançlıktır gidiyor. Çatlasanız da patlasanız da biz bu yolda kararlılıkla yürüyeceğiz. Zaten bizim stratejik ortak olarak bildiğimiz dostlar, bizim sınırlarımızda 911 kilometre Suriye, 50 metre Irak sınırında terör örgütlerine her türlü silah desteğini veriyorlarsa biz kendileri ile neyi konuşacağız. 4 bin tır dolusu zırhlı taşıyıcılar, tank, top vs… Terör örgütüne veriliyor. En ufak geri adım var mı? Yok. Kalkıp bize nasihat çekmeye yelteniyorlar. Nasihati kendinize saklayın. Bu konuda biz samimiyet, dürüstlük ararız. Daha önce de söylediğim gibi biz göbeğimizi kendimiz kestik ve kesmeye de devam ederiz.
Bugüne kadar sadece bize çizilen sınırların içine mahkum olup kalsaydık ne 863 milyar dolar milli gelire ulaşırdık ne de 2023 hedeflerimiz olurdu. Bugünlere yüreğimiz, bileğimiz, aklımızla, mücadele ederek geldik.
SARIKAMIŞ HAREKATI’NIN 103. YIL DÖNÜMÜ
Bugün Sarıkamış Harekatı’nın sona erişinin 103. yıl dönümü. Sarıkamış bir zaferdir. Daha büyük bir zafer için Sarıkamış’ta harekata devam eden ordumuz düşmana değil, tabiata yenik düşmüştür. Bu harekatta bizim askerlerimizin büyük bölümünü soğuğa kurban verdik ama Rus ordusunun 30 bini aşkın kayıpları cephede yaşanmıştır. Köyümüzden bazı büyüklerimiz Sarıkamış’tan dönünce merhum dedemle ilgili de “Tüfeğe sarılarak donduğunu gördüm” diyor. Bize yaşadıklarımızdan ders almak düşüyor. Ben de bu vesile ile gerek merhum dedemin aralarında olduğu tüm Sarıkamış şehitlerine Allah’tan rahmet diliyorum. ”
Yorumla