Referandumda açıkça “hayıra” çalışan Alman kanalı, yeni sistemle ilgili mesnetsiz iddialarda bulundu. Yalanlara Yeneroğlu’ndan cevap gecikmedi
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, Alman 1. kanalı ARD televizyonunun “Kısaca Açıklayalım:Erdoğan ne kadar güç istiyor?” isimli yayına tepki gösterdi.
ARD’nin bu programla anayasa değişikliği hakkında bilgilendirme yerine dezenformasyon kampanyalarına katkıda bulunduğunu belirten Yeneroğlu, “ARD tek taraflı, içerik olarak hakikatten uzak yayını ile kendi temel değerlerini çiğnemekte, yalan haber üretmekte ve güvenilirliğini yitirmektedir” dedi.
Alman siyaseti gibi kamuya ait kanalının da referandum sürecine dahil olduğunu vurgulayan Yeneroğlu, “ARD, benzeri görülmemiş dezenformasyon yaparak, hem referandum ile alakalı Almanya’daki algıyı hem de ülkede yaşayan Türk seçmenleri etkilemeye çalışmaktadır. Bu seviyesiz bir yayıncılık anlayışıdır” diye konuştu.
Yeneroğlu, programdaki iddialara şu cevapları verdi: “Tamamen hayal ürünü olarak, cumhurbaşkanının yeni sistemde çıkardığı kararnamelerle Türkiye’yi meclisten ve yargıdan öncelikli olarak idare edeceği iddia edilmektedir. Hâlbuki kararnamelerin birincil olarak yürütmeyle alakalı düzenlemeleri öngördüğü ve bunların normlar sıralamasında meclisin çıkardığı yasalardan sonra geldiği, yani meclisin bunları her zaman yürürlükten kaldırma imkânı olduğu, ayrıca cumhurbaşkanının temel haklar ve özgürlük hakları hususunda kararname çıkaramayacağı gibi noktaları öğrenmek için anayasa değişikliği taslağını yalnızca göz ucuyla dahi incelemek yeterliydi. Ayrıca meclisin de cumhurbaşkanını makamından indirme yetkisinin bulunduğu, ARD’nin bu yayınında değinilmeyen bir diğer noktadır. Video yayınının hemen başında yanlış bir bilgi verilerek, artık klasikleşen şekilde Erdoğan’a odaklanılmakta ve demokrasinin sona erdiği telkin edilmektedir. Anayasa değişikliğinin halka sorulması gerektiğine meclis karar vermiştir. Bu sebeple, egemenliğe kayıtsız şartsız sahip olan halka ülkenin idari sistemi hakkında karar alma yetkisi verilmiştir. İddia edildiği gibi güçler ayrılığını ortadan kaldırmak değil, tam aksine yasama ve yürütmeyi kati bir şekilde birbirinden ayırmak suretiyle her birinin kendi alanına konsantre olmasını sağlamak söz konusudur. ARD ayrıca cumhurbaşkanının yeni sistemle birlikte ilk kez hesap verici bir konuma yerleştirildiğini ve meclise, yargıya ve Türk halkına karşı sorumlu olup hesap vermek zorunda olduğunu görmezden gelmektedir. Bu uygulama cumhuriyet tarihinde bir ilk niteliğindedir. Yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını güçlendirir nitelikteki hakikatlere de ARD tarafından hiç değinilmemektedir.
Alman kamu kuruluşlarının da söz konusu Türkiye olduğunda ortaya çıkan histeri nin bir parçası olmaları son derecede rahatsız edicidir. ARD bu yayınıyla seviyesizlikte son noktayı yakalamıştır.”