AKPM Türk Grubu Başkanı Küçükcan: – “Son zamanlarda Avrupa’da bazı çevreler, ‘Türkiye’nin demokratik değerlerden uzaklaştığı, Avrupa değerleriyle çelişkili bir takım gelişmelerin olduğu, hukukun ve yargının Türkiye’de zedelendiği ve o nedenle Türkiye’de yatırım yapılmaması’ konusunda ciddi algı operasyonu yapıyor” – “Almanya’nın bazı bankalar üzerinde baskı yaparak, Türkiye’ye açtığı kredi musluklarını kısması ve Türkiye’ye yapılan yardımları azaltması talebi var. Bunu Avrupa Birliği’nde de gündeme getirdiler”
TBMM (AA) – ALPER ATALAY – Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türk Delegasyonu Başkanı ve AK Parti Adana Milletvekili Talip Küçükcan, “Son zamanlarda Avrupa’da bazı çevreler, ‘Türkiye’nin demokratik değerlerden uzaklaştığı, Avrupa değerleriyle çelişkili bir takım gelişmelerin olduğu, hukukun ve yargının Türkiye’de zedelendiği ve o nedenle Türkiye’de yatırım yapılmaması’ konusunda ciddi algı operosyonu yapıyor.” dedi. Geçen hafta Londra’da gerçekleştirilen AKPM Siyasi İşler Komisyonu toplantısına katılan Küçükcan, AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu. AKPM’nin, Türkiye’nin çok aktif olduğu uluslararası kurumlardan birisi olduğunu ve buradaki bütün komisyonlarda Türkiye’yi temsil etmeye çalıştıklarını belirten Küçükcan, Londra’da gerçekleştirilen toplantının Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası ile komisyonun yaptığı bir toplantı olduğunu söyledi. Toplantıda, söz konusu bankanın yaptığı yardımlar, açtığı krediler ile bunun temel ilkeleri ve sonuçları üzerinde durulduğuna değinen Küçükcan, banka yöneticilerinin yaptığı konuşmalarda bankanın faaliyetlerine ilişkin bilgiler verdiğini ve Türkiye’nin, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasının en fazla kredi açtığı ülkelerden birisi olduğunu bildirdi. Özellikle son zamanlarda Avrupa’da bazı çevrelerin, “Türkiye’nin demokratik değerlerden uzaklaştığı, Avrupa değerleriyle çelişkili bir takım gelişmelerin olduğu, hukukun ve yargının Türkiye’de zedelendiği ve o nedenle Türkiye’de yatırım yapılmaması” konusunda ciddi algı operosyonu yaptığına işaret eden Küçükcan, “Örneğin son zamanlarda açık ve net bir şekilde Almanya’nın bazı bankalar üzerinde baskı yaparak, Türkiye’ye açtığı kredi musluklarını kısması ve Türkiye’ye yapılan yardımları azaltması talebi var. Bunu Avrupa Birliğinde de gündeme getirdiler.” diye konuştu.
Küçükcan, toplantıda Türkiye’nin karşılaştığı riskleri anlattıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“15 Temmuz sonrasında alınan OHAL tedbirlerinin bir takım tartışmalara neden olduğunu zaten görüyorduk. Biz bu tedbirlerin, Türkiye’nin ulusal güvenliği açısından gerekli olduğunu ifade ettik. 15 Temmuz’da demokrasinin, demokratik kurumların, Meclisin saldırıya uğradığını, Cumhurbaşkanımızın suikasttan son anda kurtulduğunu, bunun hesabının sorulması için yargı sürecinin başladığını anlattık. Türkiye’de bir yargı sorunu olmadığını, yargının bağımsız bir şekilde hareket ettiğini, işten el çektirilen ve atılan kişilerle ilgili sıkıntılar varsa inceleme komisyonuna müracat edildiğini, önümüzdeki günlerde komisyonun karar vermeye başlayacağını ve hukuki süreçlerin sonuna kadar açık olduğunu ifade ettik. Türkiye’de yatırım yapmaya yönelik herhangi bir sıkıntı olmadığını, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın Türkiye’ye kredilerinin ve yardımlarının sürmesi gerektiğini söyledik.” 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında Türkiye-Avrupa ilişkilerinde bir kırılma noktasına gelindiğine dikkati çeken Küçükcan, darbe girişimi olduğu zaman Türkiye’nin yanında olması gereken kurumlar ve şahsiyetlerin büyük bir çoğunluğunun sessiz kaldığını ve bu sessizliklerini uzun süre koruduklarını anımsattı. Küçükcan, “Normalde ilk gece çok sert tedbirler alınması gerektiğine ilişkin açıklama yapmalıydılar ama yapmadılar. Bunun yerine Türkiye’nin kendi demokrasisini, devletin ve milletin varlığını korumaya yönelik tedbirleri anti demokratik ilan ettiler.” dedi.
– Fransa’nın ilan ettiği OHAL’i kimse konuşmuyor
Küçükcan, Türkiye’nin 40 yıldır terör örgütü PKK ile mücadele ettiğini ve bu mücadelenin sürmek zorunda olduğunu vurguladı.
Küçükcan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Türkiye, DEAŞ ile de mücadele ediyor. DEAŞ sadece Türkiye’ye tehdit değil, bütün dünyaya tehdit. Dolayısıyla Türkiye, aslında hem PKK ile hem de DEAŞ ile mücadele ederken Avrupa’nın güvenliği için de mücadele etmiş oluyor. Son olarak Türkiye, FETÖ ile mücadele ediyor. Bu risklerle herhangi bir batı ülkesi karşılaşsa ayakta kalması mucize olur. Fransa, Paris ve birkaç yerdeki bombalamalardan sonra OHAL ilan etti. Türkiye ile karşılaştırıldığında Fransa’nın karşılaştığı risk sıfıra yakındır. Fransa’nın ilan ettiği OHAL’i kimse konuşmuyor, Türkiye’nin ilan ettiği OHAL’i bütün dünya konuşuyor. Burada ciddi çifte standart ve Avrupa’nın kendi değerleriyle çelişki var.”
FETÖ tutuklusu Murat Arslan’a insan hakları ödülü verilmesini eleştiren de Küçükcan, “Bu kişinin yargılandığı çok ciddi bir davadır ama AKPM ve Vaclav Havel bir araya gelip insan hakları düşmanına, insan hakları ödülü veriyor. Bu, AKPM’nin geleceği açısından bir sıkıntı kaynağıdır.” ifadesini kullandı.