Uluslararası bilim insanları tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre, çalışma günlerinizi yaklaşık altı saat veya daha az uyuyarak geçirmeye çalışıyorsanız, beyninizi gelecekteki başarısızlıklara hazırlıyorsunuz. Orta yaşlardaki, yaklaşık 8 bin kişiyi 25 yıl boyunca takip eden araştırmacılar, yedi saatlik gece uykusuna kıyasla altı saat veya daha az uyku süresinin demansı (bunama) yüzde 30 artırdığını keşfetti.
İngiliz ve Fransız bilim insanları tarafından yapılanin büyük bir araştırmaya göre, her gece düzenli olarak altı saat veya daha az uyuyan orta yaşlılarda, yedi saat uyuyanlara göre demans gelişme olasılığı daha yüksek.
Araştırmacılar, 50’li, 60’lı ve 70’li yaşlarında sürekli olarak kısa bir gece uykusu çekenlerde, kalp ve metabolik hastalıklar ile zayıf zihinsel sağlık gibi diğer risk faktörlerine bakılmaksızın yüzde 30 daha fazla demans riski buldu.
Bununla birlikte çalışma, uyku kaybının kendisi demansın en erken semptomlarından biri olabileceğinden, çok az uyumanın hastalığa neden olduğunu kanıtlamıyor. Ancak bazı bilim insanları, çalışmanın sonuçların kalıcı zayıf uykunun en azından nörodejeneratif hastalığa katkıda bulunabileceğine dair bulguları desteklediğine inanıyor.
8 BİN KİŞİ 25 YIL BOYUNCA TAKİP EDİLDİ
Paris Üniversitesi’nden çalışmanın yazarı Dr Séverine Sabia, “Size uyku süresinin bunamanın temel bir nedeni olduğunu söyleyemem ama gelişimine katkıda bulunabilir” ifadelerini kullandı.
Nature Communications adlı bilimsel dergide yayımlanan çalışma kapsamında Sabia ve meslektaşları, London College Üniversitesi’nde 1985 yılında başlatılan ve 10 binden fazla İngiliz gönüllünün sağlık ve yaşam tarzlarını takip eden Whitehall II çalışmasının anket verilerini analiz etti. Fransız ekibi, uyku düzenlerini bildiren yaklaşık 8 bin katılımcıya odaklandı.
YÜZDE 30 DAHA FAZLA RİSK OLUŞTU
25 yıllık takip süresince, 521 katılımcıda demans gelişti ve çoğu 70’li yaşların sonunda teşhis edildi. Bilim insanları yaptıkları analizler sonucunda 50’li ve 60’lı yaşlarında her gece rutin olarak altı saat veya daha az uyuyanların, tipik olarak yedi saat uyuyanlara göre demans geliştirme olasılığının yüzde 30 daha fazla olduğunu açıkladı.
65 YAŞ ÜSTÜ HER 14 KİŞİDEN BİRİNDE GÖRÜLÜYOR
Diğer taraftan, sigara içmek, içki içmek ve obezite demans için risk faktörleriyken, hastalığa yakalanma şansı yaşla birlikte aniden yükseliyor. Demansın, 65 yaş üstü her 14 kişiden birini ve 80 yaşın üzerindeki her altı kişiden birini etkilediği tahmin ediliyor. Alzheimer veya vasküler demans gelişme riski ise 65 yaşın üzerinde yaklaşık her beş yılda bir ikiye katlanıyor.
Bununla birlikte, demansa yol açan ilk patolojik değişiklikler, beyinde amiloid ve tau adı verilen yapışkan proteinlerin birikmesiyle, hastalık bariz hale gelmeden bir ila yirmi yıl önce meydana geliyor. 1985 Whitehall II çalışması, daha sonra demans gelişen gönüllülerin uykusunu ilk kez değerlendirdiğinde, bu süreç muhtemelen başlamamıştı. Bu durum, eğer çok az uyuyorlarsa, onların uykusuzluğunun bunamaya bağlı beyin değişikliklerinden kaynaklanma ihtimalinin düşük olduğu anlamına geliyor.
Çalışmada yer almayan,Bristol Üniversitesi’nde demans nörolojisi danışman kıdemli öğretim görevlisi Dr. Liz Coulthard, ” Bu durum, orta yaştaki zayıf uykunun sonraki yaşamda bunamaya neden olabileceği veya kötüleştirebileceği kanıtını güçlendiriyor. İyi uykuyu teşvik eden doğal ritimleri sürdürmeye yardımcı olmak için gündüz saatlerinde dışarı çıkmak, özellikle yatmadan önce aşırı alkol veya kafeinden kaçınmak gibi uykuyu iyileştirmek için önlemler almak faydalı olacaktır” dedi.
Diğer taraftan bulgular, uluslararası bir araştırma ekibinin, ciddi bir şekilde kesintiye uğramış uykunun kadınların kalp hastalığından ölme riskini, genel kadın nüfusu ile karşılaştırıldığında neredeyse ikiye katlayabileceğini bildirmesinin ardından geldi. European Heart Journal’daki çalışma, erkekler için riskin yaklaşık dörtte bir oranında arttığını buldu. Solunumu bozan vücut kitle indeksi ve uyku apnesi, “bilinçsiz uyanıklığa” katkıda bulunurken, vücudun doğal sirkadiyen ritimlerini bozarak, atardamarlarda kardiyovasküler sorunlara yol açabilecek yağ birikimini tetikleyebildiği aktarıldı.