Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli, MHP Grup Toplantısı’nda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın neden hala içerde?” sorusunu hatırlatarak tepki gösteren Bahçeli,  “Kılıçdaroğlu utanmadan sormuş; Osman Kavala neden hapiste? Selahattin Demirtaş neden hapiste? Osman Kavala Sorosçu’dur, Selahattin Demirtaş teröristtir. Teröristin yeri de demir parmaklıkların arkasıdır” dedi.

İşte Bahçeli’nin açıklamalarından öne çıkanlar…

Toplantımızı takip eden aziz vatandaşlarımızı, değerli kardeşlerimizi selamlıyor, hepsini kucaklıyorum. Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar alamayız. MHP’nin siyasetinde insan merkezdir, millet medeniyettir, sorun ve şikayetlerin çözümü de mecburidir. İnsanın yaşadığı her saha içinde ya bir sorun ya da bir talep vardır Bu da son derece doğaldır. Önemli olan insan haysiyetini incitmeden çözüm bulabilmektir. Bozguncuların tuzakları işe yaramayacaktır. Geçen hafta TBMM’de önemli bir teklif kanunlaştırılmıştır. Vergi usul kanunu ile 65 maddelik kanun teklifi CHP, İP’in ve diğerlerinin karşı duruşlarına rağmen kabul edilmiştir. Sayıları 850 bine ulaşan vergi mükellefi kardeşlerimizin talebi karşılanmıştır. Ayrıca çiftçilerimize yapılan destek ödemelerinden alınan vergiler kaldırılmıştır. Bugüne kadar alınan vergiler de çiftçilerimize iade edilecektir. Cumhur İttifakı çiftçi dostudur, esnaf sevgisiyle doludur.

Bir başka düzenleme de sosyal medya alanında yapılmıştır. Elektronik vergi dairelerinden, elektronik deftere kadar ülkemizin yeni teknolojilere uyumu konusunda adımlar atılmıştır. Türkiye’de adaletli, bütünlük ve sadelik içeren kapsamlı bir vergi reformuna ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Vergi yükü oranı azalsa bile kayıt dışılıktaki artış hedeflenen vergi gelirlerine ulaşmayı zorlaştırmaktadır. Adil bir vergi sisteminin varlığı kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Kamunun elde ettiği gelirleri karşılaması esastır.

Herkesin mali gücüne göre vergi ödediği bir vergi sistemi esas olmalıdır. Verginin üretim ve istihdam üzerindeki etkileriyle sosyal yönü birlikte değerlendirilmelidir. Vergi sistemi dinamik bir yapıya kavuşturulmalıdır. Millet ne diyorsa onu yapacağız, insanımız neyi istiyorsa onu sağlayacağız. CHP istismar eder, HDP ise ihanet üstüne ihanet eder. İstismarcılara izin vermeyeceğiz, ihanetin belini kıracağız. TBMM’de sosyal gelişmeyi, ekonomik adalet ve özgürlüğü amaçlayan kanuni düzenlemelere sırt çeviren, sürekli kavga ve kriz çıkarmakla meşgul olan siyasi partiler milletimiz tarafından not edilmektedir. Sandık er meydanına çıktığına bunlar dünyanın kaç bucak olduğunu Allah’ın izniyle göreceklerdir.

“ORTADA BİR KRİZ YOKTUR”

Şahsıma yönelik ‘Bahçeli, krizlerin ortağıdır’ demiş, halt etmiş. Ortada bir kriz yoktur. Eğer gerekirse hesap vermemiz gerekirse seve seve veririz. Siyaset kalpazanları bizi anlayamaz, bizi kavrayamaz. Biz krizlerin ortağı değiliz, Cumhur İttifakı’nın ortağıyız. Siyasetteki adını, sanını, unvanlarını borçlu olduğu partisine vefasızlık yapan biliniz ki her türlü kepazeliği yapar, her türlü dönüşü yapar, bugüne kadar da yapmıştır. Sözleri değersiz olmakla birlikte ayaklarımızın altındadır. Onun ve 5 yaşındaki ülkücü olduğun söyleyen Serok Ahmet’in acil ruh ve sinir hastalıklarına görünmesi gerekir.

Kılıçdaroğlu garibanın yanında olduğunu söylüyor, bu söze kendisi bile inanmıyor. Çalışmanın iyisi kötüsü olmaz, rızkın iyisi kötüsü olmaz. Asıl mesele kağıt toplayıcı kardeşlerimizi rahatlatmak değil onları daha insani şartlarda çalışabilmelerinin önünü açmaktır. Bunun da en iyi yolu eğitimdir. Kılıçdaroğlu öncelikle kağıt toplayıcı kardeşlerimizin kaynağına inmelidir. Biz bu meselenin derinliğini 2010 yılında görmüştük. Evlatlarımız kağıt toplamak yerine doktor olsun dedik, mühendis olsun dedik, yanlış mı dedik? İşte CHP zihniyetiyle bizim açık ara farkımız budur. Biz yaparız ama sessiz, gürültüden uzak yaparız. Yaparsak adam gibi yaparız, ülkücüye yakışanı yaparız. Kılıçdaroğlu muhtaç kardeşlerimize ‘Kağıt toplamaya devam edin’ diyerek boşa düşer. Bizim için insan yaratılmışların en şereflisidir. Kılıçdaroğlu’nun sözü kaymak tabakanın sözüdür. Kılıçdaroğlu’nun siyaseti kokuşmuş bir siyasettir. Bizim yaptıklarımıza onların hayalleri yetişemeyecek, bundan rahatsızlar. Yükselişimizin önünde asla duramayacaklar.

KILIÇDAROĞLU’NA OSMAN KAVALA VE DEMİRTAŞ TEPKİSİ

CHP Yönetimi’nin sorunu karmaşıklaşarak kronikleşmiş kasvetli bir sorundur. Kılıçdaroğlu millet adına adalet istemiş. Kılıçdaroğlu utanmadan sormuş; Osman Kavala neden hapiste? Selahattin Demirtaş neden hapiste? Osman Kavala sorosçudur, Selahattin Demirtaş teröristtir. Teröristin yeri de demir parmaklıkların arkasıdır. Kılıçdaroğlu terörist Demirtaş’ın CHP’nin başına düşmüş gölgesidir. Sana bu aklı kimler veriyor, kimler seni kukla gibi oynatıyor? CHP’ye oy veren kardeşlerim bu rezilliği nasıl hazmedecekler? İP’e oy veren kardeşlerim; HDP ile teröristlerle ittifakı nasıl içlerine sindirecekler? Kılıçdaroğlu şunu açıklığa kavuşturması gerekir: PKK’yı terör örgütü olarak görüyor mu görmüyor mu, terörle mücadeleyi destekliyor mu desteklemiyor mu?

SİYASETTE BÜROKRATA ÇAĞRI POLEMİĞİ

Süre doldu, Kılıçdaroğlu ne oldu? Bu vesayetçi bir söylemdir. Tıpkı Humeyni gibi, Türkiye’ye gelmeyi bekleyen FETÖ elebaşı Gülen’e ümit bağlamasınlar. Terörist başı Gülen’in Türkiye’ye geldiği gün öldüğü gündür. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bürokratlara değil İBB Başkanı’na kafa yormalıdır. Sadece boş zamanlarına belediye binasına ve İstanbul’a uğrayan bu şahsın gezmediği yer kalmamıştır. Görev sahası İstanbul’la sınırlı olan bu belediye başkanının il il gezmesinin sebebi nedir? Neyin hazırlığı içindedir? İP Başkanı, Fatih benzetmesiyle şahsı nereye, hangi girdaba çekmek istemektedir?

Yunanistan’da yayınlanan bir gazetenin ‘Erdoğan’ın günleri sayılı’ iddiaları eğer doğruysa burada bir sıkıntı var demektir. Türkiye çadır devleti, İngiltere’nin sömürge ülkesi değildir. Sapkın haberin Yunanistan menşei olması altı çizilmesi gereken bir noktadır. Sandıkta bulamadıklarını zorla elde etmeye niyetlenenler önce bizim bedenimizi çiğnemek zorundadır. Türkiye güdümlü ve güdülen bir ülke olamaz. Bize parmak sallayanların parmağını kırarız. Bedelse de öderiz ama vatanı ve milleti, demokrasimizi ölüme terk edemeyiz.

Şii’leri hedef alan bombalı suikastlerin asıl gayesi Afganistan’ı bir iç karmaşaya sürüklemektir. Taziyelerimizi ve başsağlığı dileklerimizi paylaştığımız Afganistan’ın bu oyuna düşmemesi samimi dileğimizdir. Taliban yönetiminin insan hak ve özgürlüklerine saygılı olması tarihi önemdedir. Afganistan’ın huzuru Türkiye’nin huzuruyla yakından ilişkilidir. Düzensiz göçün kaynağından durdurulması konusunda ortaklaşa çalışma tarafların çıkarınadır. Türkiye göçmen kampı, sığınmacı merkezi olmamalıdır. Kaldı ki olmayacaktır.

“NATO İÇİNDE TÜRKİYE’YE KARŞI SİPER KAZINMAKTADIR, TÜRKİYE TEHDİT EDİLMİŞTİR”

Yunanistan, Ege ve Doğu Akdeniz’de ittifaklar kurarak Türkiye’ye karşı cephe oluşturmaktadır. Yunanistan silahlanmaya hız vermiştir. Bu yılın ocak ayında 18 savaş uçağı satın almış, ardından da bu sayıyı 21’e çıkarmıştır. Yunanistan 28 Eylül 2021 tarihinde Fransa ile ortaklık anlaşması imzalanmıştır. Bu anlaşma NATO’nun dokusuna, ilkelerine karşı bir hamle değil midir? Hem NATO üyesi olup hem de anlaşma imzalamak kime mesajdır? Bu sinsi ve gizli maksatlı anlaşmadır. NATO’nun kurucu anlaşmasının 5. maddesinde ifade edilen hükmün bağlayıcılığı nasıl korunacaktır? 14 Ekim 2021 tarihinde bir diğer anlaşmanın süresi manidar şekilde uzatılmıştır. ABD ile Yunanistan Dışişleri Bakanları ikili savunma işbirliği anlaşmasını 5 yıl daha uzatan anlaşmayı imzalamışlardır. Açık açık söylüyorum; NATO içinde Türkiye’ye karşı siper kazınmaktadır, Türkiye tehdit edilmiştir. ABD Dışişleri Bakanı, Yunanistan’ı bölgede istikrarın direği olarak tanımlamıştır. Yunanistan itibarsızlığın, kriz siyasetinin ıslah ve terbiye edilmesi gereken yüzüdür. Alayına birden hodri meydan diyoruz. Fransa, Yunanistan, ABD anlaşmalarına baktığımızda Atina yönetiminin Ege ve Akdeniz’de daha da düşmanlık bezeyen politikalar izleyeceği anlaşılmaktadır.

22 Ekim 2019 tarihinde Türkiye ile Rusya arasında imzalanan mutabakata göre bütün teröristler bu alanı terk edeceklerdi. Ne çıkan olmuş, ne de çıkmaya niyetlenen görülmüştür. Türkiye ile ABD arasında yapılan anlaşmaya göre NATO haklarını koruma taahhütleri paylaşmıştır. Ne var ki bu vaatler kağıt üstünde kalmıştır. Türkiye tarihi bir sorumlulukla karşı karşıyadır. Terör örgütlerinden her neredeyseler hesap sormak, sınır ötesi harekat milletimize karşı sorumluluğumuzdur. CHP yönetiminin aklı bu işlere ermez, çünkü onlara göre terörle mücadele değil müzakere yapılmalıdır.

TBMM’de bütçe süreci başlayacaktır. Sizlerden beklentim bütçe görüşmelerini dikkatle takip etmeniz, devamlılığı sağlamanız, soğukkanlı siyasi vasfınızı titizlikle muhafaza etmenizdir. Zillet ittifakının tahrik ve tuzaklarına kapılmadan bütçe sürecine aktif katılmanızı ümit ediyorum.