TBMM Başkanı Binali Yıldırım için düzenlenen madalya töreninde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözleri üzerine salonda duygusal anlar yaşadı. Erdoğan’ın konuşmasının ardından TBMM Başkanı Binali Yıldırım’a Devlet Şeref Madalyası tevcih edildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
– Bizim burada takdim ettiğimiz madalya, fedakarlıklar karşısında vefa borcumuzun nişanesidir. Bu madalyanın bir başka gayesi de hizmet ehlini yeni projeleri, yeni eserler için teşvik etmektir.
– Son 16 yılda millletvekili, Ulaştırma Bakanı ve Başbakan olarak hizmet eden Binali Bey, bundan sonra Meclis Başkanı olarak hizmet etmeye devam edecektir. Uzlaşmacı, kuşatıcı tavrını Meclis Başkanlığı sürecinde de devam ettireceğine inanıyorum.
– Siyasette aynı değerleri paylaştığınız yol arkadaşlarınızın değeri her şeyin üstündedir. Rabbim bize Binali Bey gibi güzel dostlar nasip etti. Dostluk yolun sıkıntılarına karşı beraber göğüs germektir. 40 yıllık dostluğumuz pek çok imtihanı atlatmıştır. Binali Bey en uzak yollardan kuş kanadıyla gelmiştir. Onun için ulaştırma bakanı olmuştur.
– Kendisi 40 yıllık yoldaşlığımızda hiçbir zaman yolda bırakmadığı gibi, hiçbir zaman da yolunu şaşırmadı. Üstlendiği her görevi ehliyet, liyakatla en güzel şekilde yerine getirdi.
– Son 16 yılda ulaştırma, haberleşme ve denizcilik alanında Binali Bey’in mutlaka imzası vardır. Pek çok tarihi atılımı birlikte hayata geçirdik.
– Binali bey bazıları gibi yolunu şaşırmadı. Gücünü millete yaptığı hizmetlerden aldı.
– Binali Bey 15 Temmuz gecesi cesaretiyle milletimizin gönlündeki yerini ayrıca pekiştirmiştir. Binali Bey o gece tarihi bir duruş sergilemiştir. Terör örgütlerine karşı yürüttüğümüz mücadelenin en büyük destekçilerindendir.
– 40 yıldır mesai, dava, yol arkadaşlığı yaptığım Sayın Binali Yıldırım’a bir kez daha şükranlarımı sunuyorum.
YILDIRIM’DAN MEKTUP
Başbakan Binali Yıldırım da şeref madalyası töreninin ardından başbakanlık mührünü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teslim etti. Yıldırım şunları söyledi:
Sayın Başkanım, 16 Nisan 2017 halk oylamasının kabul edilmesi sonrasında yapılan 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini milletimizin desteği, rabbimizin lütfuyla kazanarak cumhurbaşkanlığı sisteminin ilk seçilmiş, kurucu başkanı oldunuz.
Zatı devletlerinizi en derin duygularımla tebrik ediyor, yeni dönemde3 başarılarınızın artarak devamını cenabı Allah’tan niyaz ediyorum.
Son Başbakan olarak bugüne kadar devlet idaremizin, bütün tarihi kararlarında, milletimiz ve ülkemiz adına bu ulvi makamların iradesini temsil eden Başbakanlık mührünü binlerce yıllık Türk devlet hayatımızın bir aziz hatırası ve ölümsüz nişanı olarak değerli cumhurbaşkanımız ve seçimle gelen ilk cumhurbaşkanımız olan zatı devletlerinize arz etmekten büyük bir bahtiyarlık ve şeref duyuyorum.
Bu mührü arz ederken, bir kez daha sizi tebrik ediyorum. Allah daima elinizden tutsun ve bu millete hizmet yolunda sizi dava ve yol arkadaşlarınızı, mücadelenize omuz veren herkesi 7-‘den 70’e aziz milletimizi, güzel ülkemizi, adalet ve hukuk ekseninde güçlenen devletimizi payidar kılsın. En derin hürmetlerimle…
Bu mübarek günde hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Sayın Başkanım, zatı devletlerinizin şahsıma tevdii ettiği bu şeref madalyasını 40 yılı bulan devlet ve millet hizmetiyle eşsiz yol arkadaşlığımızın bir nişanesi olarak görüyor ve tüm kalbimle sizlere şükranlarımı arz ediyorum.
Sayın cumhurbaşkanım yaptığınız konuşma hakikaten beni, sizlerle karşılaştığım ilk günlere götürdü. Ve o günden bugüne hayat çizgimizde yaşadıklarımızı bir kez daha yaşama fırsatı verdi. Sizin de ifade ettiğiniz gibi önce refik, sonra tarik. Önce yol arkadaşı, sonra yol. Yolumuzun buluştuğu 70’li yılların sonundan bugüne kadar geçen 40 yıl içerisinde hep beraber olduk. İyi günlerde de zor günlerde de beraber olduk. İstanbul belediyesinin çözülemez denilen sorunlarını çözerken de beraberdik ve oradan Türkiye’nin her köşesine vatandaşlarımızın umudu olarak yanan bir ışık gerektiğinde de partimizi kurarken de beraberdik. Yol arkadaşlığımız orada da devam etti.
Sayın cumhurbaşkanım siz söylenecek her şeyi söylediniz. Ben çok daha fazla bir şey söylemek istemiyorum.
Ancak söylemek istediğim birkaç şey; hepimiz bu ülke için hizmet etmek adına gece gündüz çalıştık, gayret ettik. Gün geldi ailemizi ihmal ettik. Gün geldi çocuklarımıza gereken ilgiyi gösteremedik. Ama hiçbir zaman ülkeye ve millete hizmet yolunda yüksünmedik, mücadelede geri kalmadık. Partimizin kurulduğundan kısa bir süre sonra iktidara gelmesiyle beraber ülkenin artık çözülemez denen sorunlarını, ortaya koyduğunuz liderlik sayesinde bir bir çözerek geçtiğimiz 16 yılda ülkemizi 3 kat büyüttük.
Bunları yaparken şartlar çok da kolay değildi. Bir yandan kalkınma mücadelesi verirken, diğer yandan da son 50 yıldır ülke tarihinde hep sorun olarak yaşanmış vesayete, dayatmalara, darbe girişimlerine karşı da en büyük mücadeleyi vererek bugünlere geldik. 2002’den 2016’ya kadar yaşadığımız olayların bütün milletimizin şahittir. Darbe girişimler, cumhurbaşkanlığı girişiminin engellenmesi, gezi olayları, 17-25 aralık hadiseleri ve nihayet 15 Temmuz’da alçak FETÖ darbe girişimi. Bütün buralarda, bütün bu yaşananlarda zatıalinizin liderliğinde bütün dayatmalara, vesayetlere dimdik durduk. Eğilmedik, bükülmedik. Rabbimizin yardımıyla, milletimizin desteğiyle bütün bu badirelerden selamete erdik ve milletimizi mahcup etmedik.
15 Temmuz olayı, o alçak darbe girişimi Türkiye’nin son siyasi tarihinde herhalde en fazla konuşacak bir olaydır. İlk defa siyaset darbe karşısında dik durmuş, ortaya koyduğunuz liderlik ve başkomutanlık sorumluluğuyla aziz milletimiz olaya sahip çıkmış, davetinizle meydanlara inmiş, bu ülkenin vatansever, askerleri polisleri savcıları hakimleri medyası da bir olarak, birlikte hareket ederek ilk defa silaha karşı, tanka topa karşı göğsünde imanından başka hiçbir şey olmayan bu aziz millet bu alçaklara hakkettiği dersi vermiştir.
O gece halkın gücü, tankın gücünü yenmiştir. Türk demokrasisi geleceğe emniyetle taşınmıştır. Ay yıldızlı bayrağımız inmemiş, ezanlarımız dinmemiştir.
Bu şeref madalyası benim için çok önemli bir anlam ifade ediyor. Erzincan’ın Refahiye kazasından, Bahar hanım ve topal Dursun’un evladı Binali Yıldırım olarak böyle bir sorumluluğu sizinle beraber üstlenerek ülkeme ve milletime hizmet yapabildiysem benim için en büyük mutluluk budur. Ve rabbime bir kez daha hamd ediyorum. Bugünleri bize gösterdiği için şükrediyorum.
Şartlar ne olursa olsun sayın Cumhurbaşkanım, 40 yıl önce başladığımız bu yolculuk ebediyete kadar devam edecektir. Zor zamanlar da, iyi günlerde de hep yanınızda olmaya sizinle beraber yol yürümeye, yol arkadaşı olmaya devam edeceğim. Bu duygu ve düşüncelerle aziz milletime, zatıalinize ve bize gösterdiği sonsuz engin destekten dolayı teşekkür ediyorum.
Bütün yol arkadaşlarımıza, bu kutlu yürüyüşe çıkarken bizlerle beraber olan ve bizleri hiç bırakmayan dava ve yol arkadaşlarımıza huzurlarınızda teşekkür ediyorum. Ülkenin 16 yılında yönetiminde birlikte çalıştığımız milletvekillerimize, bakan arkadaşlarımıza ve bütün bürokrasiye ortaya koydukları yakın dayanışma ve işbirliğinden dolayı huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum.
Tabi zikretmeden geçemeyeceğim bir teşekkür de ailem. Eşim Semiha Hanıma bütün bu süre içerisinde gösterdiği destek ve fedakarlıktan dolayı ben de şükranlarımı sunuyorum. Bütün üstlendiğim sorumluluklarda bu işleri yaparken, benim herhangi bir şekilde bir sorun yaşamamam için, olumsuzluk meydana gelmemesi için azami titizlik gösteren bütün aile fertlerime de huzurunuzda şükranlarımı sunuyorum.
Dün TBMM’nin 28’inci Başkanı olarak yeni sistemin ilk başkanı olarak seçilmiş bulunuyorum. Bu yeni görev ve sorumluluğumda, başta ülkemizin huzuru, güveni halkımızın refahı için zatıalinizde oluşturulan Cumhurbaşkanlığı Hükümeti ile yakın işbirliği içerisinde çalışmak için elimden gelen bütün gayreti göstereceğime burada, bütün davetliler huzurunda söz veriyorum.
Ve inşallah yeni dönemde ülkemizin 100’üncü yıl hedeflerinin gerçekleşmesi için bugün düne göre çok daha fazla çalışmamız gerektiğini de biliyor, bir kez daha bana böyle bir taltifi münasip gördüğünüz için ve Türkiye’nin en yüksek nişanıyla ödüllendirdiğiniz için bir kez daha teşekkür ediyorum.
Ve şunu biliyorum ki her taltif, her takdir sorumluluğumuzu ülkemize, milletimize daha da artırmaktadır.