Hollanda’da yaşanan diplomatik skandala ilişkin gelişmeleri değerlendiren Bakan Bozdağ, “Hollanda’nın yaptığı demokrasiyi ayaklar altına almaktır. Uluslararası düzeyde adım atacağız.” dedi.
Bakan Bozdağ’ın konuşmasından bazı satırbaşları:
Eğer Türkiye’nin bakanlarını konuşturmamak için elinden geleni yapmışsa bu yükselen dalganın etkisi var. Bu dalgaya karşı demokrasi ve insan hakları mücadelesini vermesi gerekir. Almanya’daki toplantı için gerekli izinler verilmişti. Hatta bakanın hangi kapıdan gireceği bile tespit edilmiş. İlanlar var, her şey var. Son anda vazgeçiliyor. Bu ne demektir, yukarıdan bir talimat geliyor. Almanya’daki belediyeler birliği adına yapılan açıklamada “Kimse bu işin sorumluluğunu belediyelere yüklemesin” deniyor. Bunun belediyeyi aşan bir karar olduğu net bir şekilde ortaya çıkıyor. Almanya, Hollanda, Avusturya gibi ülkeler Türkiye’de sistemin değişmesini istemiyor. Sanki Almanya’nın, Avusturya’nın, Hollanda’nın hükümet sistemini değiştirecekmiş gibi telaştalar. Vatandaşlarımızın sandığa gitmemesi için üzerinde bir baskı kurmak istiyorlar. Böylece Türkiye’de değişimin olmasını engellemek istiyorlar. Hayır cephesinde taraflar.
TÜRKİYE’DE İSTİKRARSIZLIK OLSUN EKONOMİ ÇÖKSÜN İSTENİYOR
Türkiye’ye siyasi istikrar getirecek sistemi istiyorlar. Güçlü iktidarlar yerine zayıf iktidarlar olsun, ekonomisi çöksün her zaman bizim yardımımıza muhtaç olsunlar. Abi konumundan vazgeçmek istemiyorlar. Hollanda demokrasiyi katletmiştir, serbest dolaşım hakkını, toplantı hakkını, ifade hürriyetini engellemiştir. Irkçılık, İslamafobi gibi akımlara destek vermiştir. Faşizmi ve Nazizmi hortlatmak ona can suyu vermektedirler. Evrensel hukuka ilişkin ne kadar temel değer varsa hepsinin ayaklar altına alınmıştır. Uluslararası sözleşmeleri de bu anlamda ayaklar altına alınmıştır. Mesela Viyana Sözleşmesi var. Bu sözleşmede devleti temsil edenlerin dokunulmazlıklarını garanti altına alır. Misyon binalarının dokunulmazlığı vardır. Misyon binalarını her türlü tecavüz ve zarara karşı korumak üzere her türlü tedbiri almak özel görevi ile yükümlüdür. Hollanda bu sözleşmeyi ayaklar altına alıp, çiğnedi.
BUNLAR HOLLANDA’NIN ŞEREFİNİ AYAKLAR ALTINA ALMIŞTIR!
Devlet ülkesindeki bütün üyelerin seyahat serbestini sağlayacaktır. Bizim Bakanımızın misyona girişine izin verilmiyor. Diplamatlar hiçbir şekilde tutuklanamaz, gözaltına alınamaz. Bu sözleşmeye uymak Hollanda’nın şerefi mi? Şerefi. Bunlar Hollanda’nın şerefini de ayaklar altına aldılar. Diplomatik ajana gereken saygı gösterilecektir. Şu anda saldırıyı kendi yaptı. Hükümetin talimatıyla bu saldırı aldı. Polis nerede görülmüş, hükümetten talimat almadan bir konsolosun etrafını sarıp, konsolosu gözaltına alacak? Var mı böyle bir şey? Köpeklerle vatandaşa saldırıyorsunuz. Konsolosu gözaltına alıyorsunuz, Bakan geliyor, onu ülkeye sokmuyorsunuz ve polis eşliğinde ülke dışına çıkarıyorsunuz? İnsan hakları, demokrasi diye Türkiye’ye her gün ayar vermeye kalkan Avrupa’ya, sivil toplum örgütlerine, AB’ye ve temsilcilerine soruyorum; kaç gündür Hollanda, Avusturya, Almanya’da yaşanan hak ihlalleri karşısında niye susuyorsunuz?
ULUSLARARASI HAKLARIMIZI SONUNA KADAR KULLANACAĞIZ
Türkiye devleti ve milleti büyüktür. Devletimizin ve milletimizin onurunu canımızdan aziz bildik. 15 Temmuz bunun en son göstergelerinden birisi. İtlerle, atlarla Türk halkını sindirebileceğini düşünenler aldanıyorlar. Bu milleti toplar, tanklar sindiremedi. Biz duruşumuzu muhafaza ediyoruz. Hollandalı büyükelçinin Türkiye’ye gelmemesini söyledik. Bugün Bakanlar Kurulu var. Bu konularda Türkiye uluslararası hukuk çerçevesinde neler yapabilir, uluslararası hukukun tanıdığı hakları sonuna kadar kullanacağız. Türkiye’nin onuruyla oynanmasına izin vermeyiz. Türkiye’ye boy ölçüşmeye kalkanlar kendi boylarının uzunluğuna iyi bakmaları lazım. Sayın Bakanın dolaşım dolaşım hakkı, seyahat hakkı engellendi. Meşru bir hükümetin bakanı olması hasebiyle diplomatik hakları, ifade hürriyeti engellendi. Bu ihlallerin ana nedenleri Türkiye’de yaşanan referandum ve o ülkede yaşanan seçimler. Irkçı, ayrımcı, faşist, Nazistlerin rızasını almak için yapılan işler.
AYNI ŞEKİLDE KARŞILIK VERİLECEK
Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Dışişleri Bakanımız devletimizin ve milletimizin onurunu koruyan bir duruşu ortaya koydular. Bundan sonraki süreçte Türk Milletinin menfaati neyi gerekiyorsa elbette adımları atacağız. Mütekabiliyet çerçevesinde kim bize nasıl davranıyorsa elbette aynı şekilde karşılık verilecektir. Elbette onların yaptığı gibi insan haklarını ayaklar altına alarak değil, uluslararası hukuk çerçevesinde yapacağız. Avusturya, Hollanda ve Almanya iç politikada enerjisini tüketen bir Türkiye istiyorlar. Ve diyorlar ki, Tayyip Erdoğan dönemi bir yol kazasıdır. Tayyip Bey gittikten sonra Türkiye’deki mevcut istikrar ortadan kalkacak ve yeniden istikrarsızlık gelecek, biz daha güçlü Türkiye daha zayıf bir noktada kalacak. Biz abi konumunda kalacağız onlar bizden yardım dilenen bir ülke haline dönecek.
Yorumla