Site icon Türkiye Gazetesi Avrupa

“Çin zulmü” protesto edildi

 

Kâmil Yılmaz
FRANKFURT- Çin tarafından 1949 yılında Doğu Türkistan’ı işgal edilmesiyle başlayan ve Uygur Türklerini acımasız yöntemlerle asimilasyona tabi tutan Çin zulmüne karşı Avrupa’da protestolar devam ediyor. Almanya’nın Hessen eyaletinde yaşayan Uygurlu aileler ve gençler, Frankfurt Havaalanında bulunan Çin Havayollarının önünde Çin zulmünü okudukları bir basın bildirisiyle kınadı. Doğu Türkistanlı Uygur Kültür Merkezi başkanı Atahan Koresh’in katılımıyla, Doğu Türkistanlı 3 yüzün üzerinde Uygur vatandaşı ile beraberinde vatanperver Türk vatandaşlarının da desteklediği protesto gösterisi, havaalanı içerisinde açılan pankart ve sloganlar eşliğinde gerçekleştirildi. Yürüyüş, Çin Havayolları standının önünde okunan basın bildirisinin ardından atılan sloganlarla olaysız sona erdi. Terörist Çin’ ‘Çocuk katili Çin’ ‘Uygur halkına özgürlük’ ‘Uygurlara Özgürlük’ sloganlarıyla Frankfurt Havaalanındaki Çin Havayolları standının önüne gelen protestocular burada basın bildirisi okudu.

Okunan bildiri şöyle:
Doğu Türkistan’da İnsan hakları ihlalleri ile Uygurlar asimilasyona tabi tutuluyor. Uygurlar Orta Asya’dan eski bir Türk ve Müslüman bir halktır. Uygur sayısı 20 milyon (Çin’in resmi bilgisine göre yaklaşık 10 milyon) Ülkesine Doğu Türkistan denir (Çinliler Xin Jiang / olarak adlandırılır). 1949’dan beri ve bu yana Çinliler tarafından işgal edildi. Uygur halkı yıllarca Çin hükümetinin baskısı altında akla gelmeyecek istismar, işkence altında, Çalışma kampına gönderildi ve siyasi mahkum olarak idam edildi. Uygurlar kendi ülkelerinde bir azınlık haline geldi. Çin Kızıl Ordusu 1949’da Doğu Türkistan’ı işgal ettiğinde orada 300.000’den az Çinli yaşıyordu. Resmi Çin bilgisine göre bugün 8 milyondan fazla Çinli var. Nedeni, bu Çinli yerleşimciler şayet Doğu Türkistan bölgesine yerleşmeyi taahhüt ettikleri takdirde genellikle çalışma kamplarından serbest bırakılan eski hükümlülerdir. Çin hükümetinin baskı ve asimilasyon politikası günden güne artıyor ve Uygurların temel insan hakları çiğneniyor. Sincan’da tahminen 3 milyon insan var, kuzeybatı Çin’de, tutuklama emri olmadan, yargılama olmadan, bir avukatla veya aile üyeleriyle temas kurmadan keyfi olarak bir toplama kampında tutuklandı. Memleketi Sincan veya Doğu Türkistan, Uygurlar arasında giderek daha popüler hale geldi. Kazaklar için bir kamp devletine dönüştü, bir ”Haksız bölge”, bir kanunsuzluk alanı, BM’nin raporunda bu yıl Ağustos ayında kaydettiği gibi. İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün raporları, Birleşmiş Milletler ve bağımsız araştırma merkezleri açıklamalarıyla dünyayı şaşırttı. BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Sincan’daki durumu ”Derinden yıkıcı” olarak nitelendiriyor. Avrupa Parlamentosu ”Giderek daha ağırlaşan baskı önlemlerini” kınadı. Sincan kamplarının dışındaki insanlar üzerinde tam bir kontrol var. Güvenlik yetkilileri büyük ölçüde yükseltildi, her adım en son teknoloji kullanılarak kaydedildi ve izlendi. Çocuklar ebeveynlerinden ayrılır ve evlerde beyin yıkanır. Dua etmek yasaktır. Camiler yıkıldı. Tüm bu önlemlerin amacı: Sincan’daki Müslüman azınlıkların kültürü ve kimliği sistematik olarak yok edilmek isteniyor. Çin hükümetine çağrımız: Zulüm ve asimilasyon politikasından vazgeç! , Yeniden eğitim kampları sorununu çözün!, Keyfi tutuklamaları ve mahkumiyetleri durdurun!, Tüm siyasi mahkumları serbest bırakın!, Uygur dili ile eğitim ve yönetimi yeniden serbest bırakın!

Doğu Türkistanlı Uygur Kültür Merkezi başkanı Atahan Koresh: ‘Protesto ile hedeflenen Çin zulmünü tüm dünyaya duyurmak. Çinliler Doğu Türkistan’da 5 bin Uygur vatandaşını cezaevlerine ve kamplara toplayıp cezalandırıyorlar. Doğu Türkistan halkını yok etmek için soykırım uyguluyorlar, sizlerin de Çin işkencesi ve baskısı altındaki Doğu Türkistan halkını desteklemenizi ve yanlarında olmanızı dilerim. Allah’a emanet olun’ şeklinde konuştu.

Exit mobile version