Eski Kültür ve Turizm Bakanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı, “Herhangi bir devletin bu tür saldırılar karşısında acil önlem alınması için daha kaç tane caminin saldırıya uğraması, daha kaç tane iş yerinin yakılması gerekiyor.” dedi.
Avcı ile Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Mehmet Köse, Berlin’de 10 gün önce kundaklanan Koca Sinan Camisi’ni ziyaret ederek, cami derneği yöneticilerinden saldırıyla ilgili bilgi aldı.
Camiyi ziyaretinin ardından gazetecilere konuşan Avcı, öncelikle cami cemaati ile yöneticilerine ve saldırıya uğrayan esnafa geçmiş olsun dileklerini iletti.
Almanya’da yılbaşından bugüne kadar camiler de dahil İslam karşıtı 37 saldırının olduğuna dikkati çeken Avcı, ”Herhangi bir devletin bu tür saldırılar karşısında acil önlem alınması için daha kaç tane caminin saldırıya uğraması, daha kaç tane iş yerinin yakılması gerekiyor.” diye konuştu.
Avcı, Alman toplumunun, kendi devlet ve güvenlik birimlerini bu saldırılara karşı hareket etmede ağır davrandığı gerekçesiyle şikayet ettiklerini bildiklerini dile getirdi.
Müslümanlara yönelik tehdidin, sadece Müslümanlara yönelik olmadığını ifade eden Avcı, bu ateşin Almanları da tehdit ettiğini vurguladı.
Avcı, insanların, Alman makamları, güvenlik birimleri ve yargısından bu konuda çok daha duyarlı olmalarını beklemelerinin en tabi hakları olduğunu belirterek, “Alman devleti sıradan bir devlet değil. Alman devleti işi ciddiye aldığı takdirde hem bu saldırıları önler hem de yapılan saldırıların da faillerini bulur.” ifadelerini kullandı.
Zeytin Dalı Harekatı Alman kamuoyuna iyi anlatılmalı
Gerek Fırat Kalkanı gerekse Zeytin Dalı Harekatı’nın Alman kamuoyuna iyi anlatılması gerektiğine dikkati çeken Avcı, şunları kaydetti:
“Bugüne kadar gösterilen tepkiler, orada ne olduğunu gerçekten bilmediklerini veya anlamazlıktan geldiklerini gösteriyor. Türkiye’nin yaptığı harekat, Afrin’i, Afrinlilere iade etme harekatıdır. Terör örgütleri tarafından oradan uzaklaştırılan gerçek Afrinlileri, oraya yerleştirmeyi amaçlayan bir harekattır. Oradan kaçmak zorunda kalan oranın yerlisi olan Kürtlerin oraya tekrar yerleştirilmesi, huzur ve güvenlik içinde yaşamalarını sağlamaktır. Türkiye’nin yaptığı başta Almanya olmak üzere Avrupa için de önemli bir harekattır. Yerlerinden yurtlarından edilen insanlar bugün Türkiye’de ama yarın Almanya’da, İtalya’da, öbür gün İspanya’da. Dolayısıyla Avrupa mülteci sorununun da başa çıkılamaz hale gelmesini istemiyorsa Türkiye’nin bu harekatlarda ne yaptığını, neyi amaçladığını ve bunun mülteci sorununun en insani biçimde çözülmesine nasıl katkı sunduğunu iyi anlamak zorundadırlar.”
Alman medyasına da olaylara objektif bakma çağrısında bulunan Avcı, ”Başka herhangi bir dinin bu tür ibadethanelerine saldırı olsaydı diyelim Almanya’da geçmişte de olduğu gibi bir takım sinagoglar yakılsaydı, saldırıya uğrasaydı, bir takım farklı etnik grupların geçmişte olduğu gibi mesela Musevi asıllı iş adamlarının iş yerleri yakılsaydı, saldırıya uğrasaydı nasıl tepki vermeleri beklenirse bunlarda da aynı tepkiyi göstermelerini beklemek en tabi insanlık hakkıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
‘Siyasiler, sorumluluk sahibi olarak hareket etmeli’
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Mehmet Köse de son aylarda özellikle Müslümanların camilerini, iş yerlerini ve meskenlerini hedef alan saldırıların artışının sadece birkaç aylık süreçte yaşanan bölgesel olaylarla bağlantılı olarak açıklanamayacağını söyledi.
Köse, son yıllarda Avrupa’da özellikle Batı ülkelerinde artan İslam karşıtlığı kaynaklı suçlarda yeterli cezaların verilmemesinin ve idari tedbirlerin bu anlamda yeterince alınmamasının saldırganları cesaretlendirdiğine dikkati çekerek, “Hollanda’daki bir camiye molotoflu saldırı dolayısıyla mahkemenin sanığa verdiği cezada ceza indirimine gitmesi bu anlamda maalesef bu tip saldırganları cesaretlendirmektedir. İslam karşıtlığının ırkçılık olarak artışı bununla ilgili gerekli tedbirlerin alınması, Batı ülkelerinin alması gereken tedbirlerin hangi noktada olduğu göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
Müslüman toplumun haklarını takip etmesinin çok önemli olduğunu dile getiren Köse, “Daha önemlisi kamu görevlileri, siyasiler ve kanaat önderleri sorumluluk sahibi olarak hareket etmeleri, toplumsal kriz, toplumsal çatışma alanlarını manipüle etmemeleri, kuşatıcı olmaları gerekmektedir. Bu bağlamda aklıselim hem bu ülkedeki hem küresel anlamda huzuru ve barışı tesis edecektir.” diye konuştu.
Öte yandan İçişleri Bakanlığı verilerine göre, Almanya’da yıl başından bu yana cami, kültür kurumları ve restoran gibi Türk kurum ve kuruluşlarına toplam 37 saldırı düzenlendi.