Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 40. Muhtarlar Toplantısı’nda gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Muhtarlar toplantımızın 40’ıncısı ile sizlerle birlikteyiz. Ülkemizdeki 50 bini aşkın muhtarımızın tamamıyla bir araya gelmek üzere çıktığımız bu yolda 20 bine yaklaştık.
Hedefimiz 2019 kasım ayına kadar tüm muhtarlarımızla bir araya gelmiş olmaktır. 2019 kasımı sonrasında da toplantımızı sürdüreceğiz. 19 Ekim Muhtarlar Gününüzü şimdiden tebrik ediyorum.
Milli iradeye saygı duymayanlar Cumhurbaşkanına yaptıkları saygısızlığı aynısını muhtarlarımıza da yapıyorlar. Ellerinden gelse bizleri 1 dakika bu hizmet makamlarında tutmazlar. Ülkemizde darbeler, her şeyden ve herkesden önce millete karşı gerçekleştirilmiştir. 15 Temmuz’da yaşadığımız ihanet teşebbüsünün hedefi de milletimizdir. Tarihte eşi benzeri olmamış bir cevabı bunlar gördüler.
“BU İHANETİ YAPANLARIN HİÇBİRİ RAHAT YÜZÜ GÖRMEYECEK”
15 Temmuz’da hainler emellerine ulaşamadılar ama biz tıpkı Çanakkale’de, İstiklal Harbi’nde olduğu gibi birliğimizi bir kez daha perçinledik. Tüm caniliğine, tüm alçaklığa rağmen başarısız olan bu hainler şimdi adalet önünde hesap veriyor. Davalarda suçlu bulunan herkes ihanetinin derecesine göre cezasını alıyor. Yurt dışına kaçmış olanları da asla kendi hallerine bırakmayacak, hak ettikleri cezaya çarptırılana kadar peşlerinde olacağız. Bu ihaneti yapanların hiçbiri rahat yüzü göremeyecek.
“ER KİŞİ NİYETİNE DİYECEKLER”
Türkiye, sadece FETÖ’ye değil, PKK’sından, DEAŞ’ına kadar envai çeşit terör örgütü ile mücadele ediyor. Türkiye bir terör kuşatması ile karşı karşıyadır.
Bu makamların hepsi geçici. Gün gelecek bu görevleri bırakacağız. Dünya bizi biz dünyayı bırakacağız. Ne cumhurbaşkanı, ne meclis başkanı demiyecekler, er kişi niyetine diyecekler. Biz bütün bu kuşatmanın görünürdeki aktörleri olan terör örgütlerini iyi bileceğiz. Onların arkasında farklı emelleri olan farklı güçler var. Biz ne teslim olduk, ne dağıldık.
“DİMDİK AYAKTA DURDUK”
Tek bir adım dahi geri adım atmadık. Bizim inancımız da Hakk’a ram olmak, halka güvenmek vardır. İstiklalimizden ve istikbalimizden asla taviz vermeyiz.
Şehitlerimiz vatanımızın tapu senetleridir. Bazıları şehadet nedir bilmiyorsa, şehitlik nedir bilmiyorsa bunlara ne diyelim. Bunu anlamayanlar var. Bu işi bilmeyenler var. O makamın ne denli ali olduğunu bilmeyenler var. Peygamberliğe en yakın makamın şehadet makamı olduğunu bilmeyen cahiller var. Bu ülkeye göz diken herkes önce bu senedin bedelini ödemeyi göze almak zorundadır.
Türkiye’nin en büyük gücü, geniş bir coğrafyada ortak tarih geçmişi ile bağlı olduğu yüz milyonlarca kardeşe sahip olmasıdır. Sancak’ta, Novi Pazar’da, oradaki kardeşlerimizin sevgi gösterilerini izlemişsinizdir. Nasıl bir heyecanı yaşadıklarını gördünüz. Bu aslında tarihin bize yüklemiş olduğu bir heyecan, coşkudur.
“SİZİN UÇAKLARINIZ, CERRAHLARINIZ YOK MU?”
Somali’de bir terör eylemi oldu. 300 civarında insan öldürüldü. Yüzlerce insan yaralı. Kim koştu oraya? Türkiye. Nerede dünyadaki diğer ülkeler? Lafa geldiği zaman ortada bir şey bırakmıyorlar. Sizin uçaklarınız, cerrahlarınız, doktorlarınız yok mu? Bu bir dertli olma işidir. Bizim derdimiz var. Nerede mağdur, mazlum varsa biz oradayız. Biz duramayız. Bu iş öyle sıradan bir iş değil. Onun için de bu sorumluluğun bilinci ile hareket ediyoruz. Dünyanın en büyük ordularını bir araya getirseniz dengini bulamazsınız. Bu başka bir sevda.
Ankara’nın doğusundaki ve kuzeyindeki tüm coğrafyalar kalbimizin bir yanı, batısındaki ve güneyindeki tüm coğrafyalar da kalbimizin diğer yanıdır. İnsan kalbini parçalayabilir mi? Gazi Mustafa Kemal, Kerkük’e kadar burada bu hattı çizmediler mi? Kerkük Türkmenleri oralarda değil miydi? Musul’da değil miydiler?
“TÜRKMEN VE ARAPLARA NASIL BAKIYORSAK KÜRTLERE DE AYNI ŞEKİLDE BAKIYORUZ”
Suriye’de işler 2011 yılından itibaren karıştığında hemen sınırlarımızı açtık. Milyonlarca kardeşimizi aldık. Türkiye için bunların hiçbiri zul değildir. Bunun karşılığında hiçbir maddi beklentimiz yok. Ancak zor günlerinde yanlarında olduğumuz kardeşlerimizin ülkemizin istikbali olan konularda hassasiyet göstermesini istiyoruz.
Bizim Irak ve Suriye’deki Kürt kardeşlerimizle bir husumetimiz yok. Türkmen ve Araplara nasıl bakıyorsak Kürtlere de aynı şekilde bakıyoruz. PKK ile mücadele ederken teröristlerin diline meşrebine bakmıyoruz. DEAŞ ile de FETÖ ile de tek ölçümüz terör örgütü mensubu olup olmadığıdır.
“TERÖR ÖRGÜTÜNE ALAN AÇANLARA GÖZ YUMMAYACAĞIZ”
Kuzey Irak’a ciddi manada kredi verdik, kimse vermedi ama biz verdik. Öyleyse dün Kuzey Irak’a bu derece yardımcı olan Türkiye bugün neden hava sahalarını kapatıyor. Bu sorunun cevabını IKBY’nin vermesi gerekiyor. Bu meseleyi bu hale getiren onlar. Buram buram fırsatçılık kokan hislerle hareket eden bunun hesabını verecektir. Kerkük’te senin tarihin var mı? IKBY’nin olduğu bölgede otur icraatını yap. Ne işin var Kerkük’te. Bu insanları orada zulümle terbiye etmeye kalktılar. PKK gibi sicili kabarık eli kanlı terör örgütüne alan açanlara elbette göz yummayacağız, müsamaha göstermeyeceğiz.
Kimse kusura bakmasın hiçbir terör örgütüne müsaade etmeyeceğiz. Kararlı bir şekilde takip ediyoruz, yeri geldiğinde bir gece ansızın geliriz gereğini de yaparız. İdlib’te yaptık mı? El Bab’da, Rai’de yaptık mı? aptık. Söyleye söyleye girilmez bir gece ansızı girilir. Kararlıyız ve nefsimiz için değil, oradaki mazlumlar için.
“HALKIN ONLARA GEREKEN DERSİ VERMESİNİ İSTİYORUZ”
Şimdi yukarıdan gıda elbise… vs girmeyecek. Hava sahası kapalı. Erbil’den uçuş olmayacak. Biz merkezi yönetime ihtiyaçlarını oraya göndereceğiz ve merkezi yönetim Kuzeu Irak halkına yardımı oradan yapacak. Ama IKBY’nin başlarına neler getirdiğini de halkın görmesini ve halkın da onlara gereken dersi vermesini istiyoruz. Halk bu tür yöneticilere gereken dersi vermeyeceklerse kusura bakmasınlar. PKK ve PYD samimi Kürt kardeşlerimizi istismar ediyorlar. Kürt kardeşlerim kusura bakmayın bu teröristleri savunuyorsanız burada yollarımız ayrılır. Benim için Türk Kürt Çerkez ayrım yok. Biz yaradılanı yaradandan ötürü sevdik. Kürdüm demek hakkındır ama Kürtçülük yapmak hakkın değildir. Bu bölücülüktür.