Site icon Türkiye Gazetesi Avrupa

GÜÇLÜ TÜRKİYE İSTEMİYORLAR

Almanya’nın ilk azınlık siyasi oluşumu Yenilik ve Adalet Partisi (BIG) Genel Başkanı Haluk Yıldız, 16 Nisan referandumu öncesi Alman hükümeti ve basını tarafından “Hayır” oyu verilmesi yönünde büyük çaplı algı operasyonu yürütüldüğünü belirterek, “Almanya Türkiye’nin iç meselesini kendi iç meselesi yaptı. Türkiye’nin ekonomik atılımları Almanya’yı rahatsız ediyor. Almanya Türkiye’yi hazmedemiyor.” dedi.

BIG lideri Haluk Yıldız, AA muhabirine Almanya’nın referandum sürecinde oluşturduğu algı operasyonunu ve FETÖ yapılanmasının partisine yönelik saldırılarını değerlendirdi.

Almanya’nın Türkiye’nin iç işlerine karıştığını ifade eden Yıldız, “Bu kadar müdahil olmasının reel açıklaması var. İstanbul’da yapımı süren üçüncü havalimanı gözlerini korkuttu. Çünkü Frankfurt dünyanın en büyük, geçiş ve ara iniş havalimanlarından biri. İstanbul bu rolü üstleniyor. Bu Almanya için ciddi bir maddi kayıp demek. Bunun yanı sıra doğal gaz projeleri vs. var. Almanya Türkiye’nin iç meselesini kendi iç meselesi yaptı. Türkiye’nin ekonomik atılımları Almanya’yı rahatsız ediyor. Almanya Türkiye’yi hazmedemiyor.” diye konuştu.

Almanya’nın Türkiye’nin ekonomik yönden güçlenmesinden ciddi anlamda rahatsız olduğunu kaydeden Yıldız, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlı ve dik duruşu bazen de sert duruşu onları rahatsız ediyor. Çünkü 54 yıldır Avrupa kapılarında bekleyen, Avrupa ne derse boyun eğen, iki büklüm bir Türkiye imajı vardı. Tayyip Bey bu yapıyı kırdı.” şeklinde konuştu.

“Doktor bile ‘evet mi’, ‘hayır mı’ diye sordu”

Yıldız, 16 Nisan halk oylamasından önce bütün Alman televizyon kanallarının özellikle de devlet televizyon kanallarının “hayır” kampanyaları yürüttüğünü dile getirerek, sol tandanslı siyasi partilerin, hatta diğer büyük partilerin de bu kampanyalara destek verdiğini kaydetti.

Almanya’nın Türkiye’nin iç meselesini kendi iç meselesi yaptığını, halkına negatif bir şekilde yansıttığını belirten Yıldız, hastanede başından geçen bir olayı şöyle anlattı:

“Almanya’da yapılanlar akıl alacak şey değildi. Doktora giden normal bir halk olarak bizzat şunu yaşadım. Doktorun ilk sorduğu soru ‘evet mi, hayır mı’ oldu. İlk anda ne demek istediğini anlamadım. Referandumu kastettiğini anladığımda; ‘Buraya hasta olarak geldim. Nasıl böyle bir soru sorabiliyorsunuz’ demek zorunda kaldım.”

“Irkçı partiler yükselişte”

Haluk Yıldız, Almanya’daki Türkiye karşıtlığının arkasında yatan diğer bir sebebin ise ırkçı partilerin yükselişe geçmesi olduğunu vurguladı.

Özellikle birkaç sene önce kurulan Almanya için Alternatif (AfD) Partisinin oy oranının yüzde 10 ile 12 arasında olduğunu dile getiren Yıldız, şöyle devam etti:

“Bu da 4 milyonun üzerinde oy yapar ki bu korkunç bir rakam. Orada bulunan Türklerin toplam oyu 1 milyon 200 bin. Bu ırkçı partinin oyu neredeyse dört misli. Çünkü bu partiye mevcut partilerinden oy kaymaları oldu. Özellikle Hristiyan demokratlar, sosyal demokratlar, yeşiller ve liberal partiden. Dolaysıyla bu dört parti de bakıyorsunuz sol tandanslı. Bu partiler bile kaptırdıkları oyları geri çekmek için Türkler, mülteciler ve Müslümanlar üzerinden ayırımcı, kısmen de ırkçı söylemler geliştirmeye başladılar. Bu yıl önemli bir seçim yılı. 14 Mayıs’ta en büyük eyalet dahil birkaç eyalette seçim var. Biz de bu seçimlere katılacağız. 24 Eylül’de de Almanya’nın kaderini belirleyecek seçim var. Zannediyorum partimiz Almanya’da denge partisi olacak. Çünkü sol partileri engelleyen tek parti biziz. Onlardan oy alan bir partiyiz. Dolayısıyla bu artan ırkçılıkla, ayırımcılıktan dolayı mevcut partilerle o yöne bir kayma içindeler. Kaybettikleri oyları geri almak için ırkçı söylemleri maalesef üstlendiler. Zannediyorum genel seçimlere kadar da kısmen bu devam edecek.”

“Zaman gazetesi bizi köşeye sıkıştırdı”

Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Almanya’da ilk önce kendilerini hedef aldığını vurgulayan Yıldız, başlangıçta anlamakta çok güçlük çektiklerini kaydetti.

Haluk Yıldız, şunları kaydetti:

“Çünkü 2010’da biliyorsunuz o yapı kendini belirgin bir şekilde ortaya koymamıştı. Yani en azından ihanet boyutunu demek lazım ve 2010 senesi 21 Şubat’ta biz partimizi Köln’de bir otelde kurduk. Basın toplantısı düzenledik. Alman basınının bir kısmı ve Türk basını oradaydı. Hem Almanca hem Türkçe yazılı ve sözlü olarak şunu bildirdik; ‘Bakın biz çok kültürlü bir parti kuruyoruz. Bu parti etnik bir parti veya dini bir parti değil. Tabii ki bu unsurlar bizim için önemli ama partiyi bu şekilde indirgemek, bu şekilde yansıtmak doğru olmaz. Lütfen bu hassasiyeti gösterin.’ dedik. Maalesef Zaman gazetesi o zaman 22 Şubat 2010’da manşetten bir başlık attı. ‘Almanya’nın ilk Müslüman partisi’ diye. Tabi bu çok feci bir başlık oldu. 11 kurucumuz ‘Biz bu fişlemeyle dolaşamayız.’ diyerek partiden ayrıldı. Biliyorsunuz 2001’den beri Almanya’da ve dünyada bir İslamofobi var. Dolayısıyla böyle bir başlık Almanya’da bizi marjinalleştirdi, köşeye sıkıştırdı. Mütemadiyen 2010-2014 senesinde her seçimde bizi muhafazakar, İslamcı parti, AK Parti’nin Almanya koluymuş gibi yansıtmaya çalıştılar. Oysa ki, böyle bir şey hukuken mümkün değil, çünkü parti kapatma sebebi. Bu tip saldırılarda bulundular.”

“15 Temmuz’un arkasında Almanya mı var?”

Yıldız, Almanya’nın FETÖ’yü himayesinde tuttuğunu belirterek, bunu başta anlamadıklarını söyledi.

BIG Genel Başkanı Haluk Yıldız, şöyle devam etti:

“Ama sonra şunu gördük; güç paylaşımına tahammülü olmayan bir yapı. Sonuçta Almanya’da 5 bin Türk derneği var ama Türkleri temsil edecek tek bir siyasi parti var. Nitekim onlar da bizim orada güçlenmememiz için marjinalleştirme çabasına girdiler. Biz buna tepkimizi gösterdik. Ancak 2013’ten sonra herkes bize hak vermeye başladı. O yüzden Almanya’da eğer kurumsal anlamda tek bir mağdur varsa o da biz olduk. Paralel yapı, Türkiye’de yaptığı başarısız darbe girişiminden sonra da Almanya’da bize karşı tavrını değiştirmedi. Hatta yöneticileri tarafından hala çok ağır saldırılarla bizi marjinalleştirmeye devam ediyorlar. Bu saldırıları bazen inkar ediyorlar ama elimizde çok ciddi deliller var. Köşe yazıları var. Zaten halkımız bu konuda bilinçlendi. Ama maalesef Alman devleti onları ciddi anlamda himayesinde tutuyor. Yani güçlendiriyor diyebiliriz.

Bazen ciddi anlamda şunu düşünüyoruz. Acaba bu yapılanmanın (FETÖ) Türkiye’de yapmaya kalkıştığı darbenin arkasında Almanya var mıydı? Destek verdi mi? Çünkü Almanya, onların bu darbenin içinde olmadığını, sanki ellerinde delil varmış gibi iddia ediyor.”

Exit mobile version