Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin AB üyeliği sürecine ilişkin ”Şunu herkes bilsin ki AB ile Türkiye arasında artık bir tiyatro oyununa dönen bu mücadelede havlu atan taraf biz olmayacağız” dedi. Myanmar’da yaşanan zulme de değinen Erdoğan, Arakanlı Müslümanlara soykırım yapıldığını ifade etti. Erdoğan, Kuzey Irak’taki sözde bağımsızlık referandumuna ilişkin, “Buram buram fırsatçılık kokan bir girişimdir.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da, Uluslararası Ombudsmanlık Toplantısı’nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarından satır başları şöyle:
TÜRKİYE’NİN AB ÜYELİĞİ SÜRECİ
”Artık önümüze bakıyoruz. Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği sürecinde samimiyetle ve süratle hayata geçirdiği düzenlemeler, belki bizi tam üye yapmaya yetmedi ama demokratik standartlarımızı bir hayli yükseltti. Bunun için Avrupa Birliği ikircikli bir tutum içine girdiğinde biz çıktık, ‘Kopenhag kriterlerinin adını gerekirse Ankara kriterleri yapar yine de yolumuza devam ederiz’ dedik. Şu anda gidiş oraya. Bunlar hala bize böyle oyalama oylama yaptıkları sürece artık vakit yaklaşıyor.
”ALMANYA SEÇİMLERİ BİR DERSTİR”
İşte bakın Almanya seçimleri bir derstir. Çünkü artık insanlar her şeyi çok açık ve net görüyor. Biz birçok şeyleri söyledik. Fakat ters yüz ettiler. Şimdi de gerçek ortaya çıktı. Bizim demokrasiyle halklarla, özgürlüklerle ilgili standartlar konusunda hiçbir sıkıntımız yok. Hiçbir ülkenin halkıyla, halklarıyla bizim sorunumuz olamaz. Bizim sorunumuz olsa olsa oralardaki yönetimlerledir. Oralardaki yönetimlerin idare tarzıyladır. Bütün bu reformları birileri istedi diye yapmadık milletimiz bunlara layık olduğu için yaptık.
Diğer aday ülkeler söz konusu olduğunda gündeme dahi getirilmeyen kuralların, konu Türkiye olduğunda ortaya çıkarılmasını kabul etmedik, etmeyeceğiz. Türkiye, Avrupa Birliği tam üyeliği takvimini harfiyen işletmiştir. Fasıllar konusunda, mevzuat uyumu konusunda hiçbir eksiğimiz, hiçbir sıkıntımız yoktur. Sadece Avrupa Birliği’nin kendi yükümlülüklerini yerine getirmemesi sorunuyla karşı karşıyayız. Avrupa Birliği, fasılları kapatmayarak, serbest dolaşım hakkımızı adeta gasp ederek, mültecilerle ilgili yükümlülüklerini yerine getirmeyerek ve daha birçok sözünü yerine getirmeyerek güvenilirliğini yerle bir etmiştir.
”BU MÜCADELEDE HAVLU ATAN TARAF BİZ OLMAYACAĞIZ”
Bizim itirazımız maç oynanırken kuralların değiştirilmiş olmasınadır. İngiltere yaptı oylamayı ayrıldı bunun daha gerisi gelecek. Şunu herkes bilsin ki AB ile Türkiye arasında artık bir tiyatro oyununa dönen bu mücadelede havlu atan taraf biz olmayacağız. Bunu tüm dünyaya ilan etmesi gereken taraf AB’dir. Onlar kararı versin biz kararı veririz. Biz bu kararı duyana kadar sabırla bekleyeceğiz.
”MYANMAR’DA BUDİST TERÖRÜ VAR”
BM’deki oturuma sadece İran Cumhurbaşkanı geldi. On binlerce insan ölüyor 600 bin insan topraklarından sefil bir şekilde Bangladeş’e yaslanıyor. Sadece Myanmar’a kınama yaptık söylenen bu. Başka ne yaptık? Yaptırım yok. Burada çok açıkça soykırım var. Hristiyani terör Yahudi terörü diyorlar mı? Budist terörü diyorlar mı? Demiyorlar. Budistleri iyi niyet elçisi olarak gösterirler. Myanmar’da Budist terörü var. Yogayla mogayla bu işi geçiştiremezsiniz ortada bir vaka var. Başbakanımız Başbakan Yardımcımız gidecekler orada nerelerde nasıl kamplar kurarız orada bunun incelemesini yapacaklar.
”DÜNYANIN ŞU ANDAKİ DÜZENİ SÜRDÜRÜLEBİLİR DEĞİLDİR”
Şu anda terörle, uyuşturucuyla, bütün bunların tacirlerine yönelik, ekonomik vurgunculardan kuralsız dövüşen kişi ve kurumlara kadar, insanlığın huzuruna kasteden tehditlere karşı birlikte mücadele etmemiz gerekirken bizi yalnız bırakan veya bırakma gayretinde olan bir dünya var. Eğer siz imkanları sadece kendinize ayırır, külfetleri tümüyle başkalarına yüklerseniz, bu sürdürülebilir bir düzen olmaktan çıkar. Dünyanın şu andaki düzeni sürdürülebilir değildir. İşte bunları Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda da ifade ettim, ediyorum, etmeye de devam edeceğim. Dünya 5’ten büyüktür. Artık dünya 2. Dünya Savaşı’nın şartlarını yaşamıyor. Artık şimdi yeni bir dünyayı kurmak durumundayız. Aksi takdirde çökecek sistemin altında hep birlikte kalacağımızı unutmayalım.
KUZEY IRAK’TAKİ REFERANDUM OYLAMASI
Kuzey Irak’taki referandum kararı ülkenin içinden geçtiği durum göz önüne alındığında buram buram fırsatçılık kokan bir girişimdir. Irak’ın hem toplum olarak hem ülke olarak birliğe bütünleşmeye daha çok ihtiyacı bulunduğu dönemde ayrılık yönünde adımlar atılması asla kabul edilemez. Kimse bizden sınırlarımızın hemen yanı başında, 350 kilometre, yeni bir kriz ve çatışma alanı oluşmasına göz yummamızı bekleyemez. Bu konudaki tavrımız açıktır. Buna rağmen yapılan ve Irak’taki cari hukuka da uygun olmayan referandumun, sonucuna bakmaksızın yok hükmünde kabul ediyoruz, gayrimeşrudur diyoruz. Siyasi olarak ekonomik olarak ticari olarak güvenlik noktasında bütün adımları atıyoruz atacağız.
”VANA BİZDE VANAYI KAPATTIĞIMIZ ANDA O İŞ DE BİTTİ”
Silopi’de boşuna şu anda Silahlı Kuvvetler boşuna gerekli adımları atmadı. Hava Kuvvetlerimiz şu anda aynı durumda. Sınırlarda şu anda sadece Irak tarafına geçişe müsaade var. Bu hafta içinde gereken tedbirleri açıklayacağız. Artık giriş çıkış bunlar da kapatılacak. Bundan sonra Kuzey Irak yerel yönetimi bakalım petrolünü hangi kanallarla nereye satacak. Vana bizde vanayı kapattığımız anda o iş de bitti. Devlet yöneten bütün bunları A’dan Z’ye düşünmek durumunda. Şimdi bizler duygusal kararlar almadık. Kararı İsrail’den başka destekleyen bir başka ülke yok.
”BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ”
Kuzey Irak yönetiminin bu adımdan geri adım atması şart. Olmazsa olmaz. Suriye’de de terör devleti kurulmasına izin vermeyeceğiz. Kuzey Suriye’de PYD devlet kuracakmış bunların hepsi onlar için kuru bir rüya. Dedim ya bir gece ansızın gelebiliriz. Bunu Fırat Kalkanı Harekatı’nda yaptık. Tüm seçenekler önümüzdedir masa üzerindedir. Gerektiğinde Irak’ta da bu tür adımları atmaktan geri durmayacağız.”