Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TGRT Haber’de “Neler Oluyor” programında TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar ve İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol’un sorularını cevapladı. Türkiye gazetesinin gündeme taşıdığı “Kutlu Doğum Haftası FETÖ projesi” haberiyle ilgilide konuşan Kurtulmuş, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın konuyla ilgili harekete geçtiğini belirtti.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TGRT Haber’de “Neler Oluyor” programında TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar ve İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol’un sorularını cevapladı. Kurtulmuş TGRT Haber’de yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“MİLLETİN SÖZÜNÜN ÜSTÜNE SÖZ SÖYLEMEYİZ’ DENİLMESİ GEREK”
Türkiye’de ilk sefer büyük bir sistem değişikliği kabul edildi. Şimdiye kadar değişim hep askeri darbeler sonucu olmuştu, askerin tankları, silahların gölgesinde olmuştu. Çok şükür Türkiye’de bu değişim bu kez milli iradesiyle olmuştur. Bu seçimin objektif kurallarla gerçekleştiği açıktır. Türkiye en iyi şekilde bu seçimi gerçekleştirmiştir. Referandum sürecinde, seçim günü büyük olaylar olmamıştır. Bu referandumun yapılması bile Türkiye demokrasisini olgunlaştıracak adımlardan birisiydi. Millet bu kararı verdikten sonra, artık hiç kimsenin bundan daha ileriye gitmemesi gerekir. Milletin sözünün üstüne söz söylemeyiz, demesi gerekir. Keşke CHP, ‘Eyvallah biz hayır için çalıştık ama olmadı’ deseydi daha iyi olacaktı herhalde. Milletin iradesini AİHM’ye götürmek yanlıştır. Fark çok az, biz bunu tekrarlayalım denemez. Sandık en güçlü iradeyse bütün demokratik partilere de bu gücü milletin iradesi destek veriyorsa bunlar kabul edilmeli. AGİT’in gözlemcileri tarafsız değildir. En son AKPM kararı ortada, Avrupa’da bir İslam ve yabancı düşmanlığı var. Türkiye düşmanlığı ortadayken, Türkiye’nin kendi iç meselesini Avrupa’ya taşımak son derece yanlıştır ve onların eline koz vermektir.
“BAYDEMİR’E ‘PKK’NIN GÖLGESİNDEN ÇIKSAYDINIZ’ DEDİM”
Amerika’da da Trump 200 bin eksik oyla Başkan oldu. Bu rakamlara göre Amerika ikiye mi bölünmüş diyeceğiz? Referandumda iki seçenek olması bölünmek değildir. AB’ye girelim mi, kalalım mı seçimi yapılsa 1 tane fazla rakam çıksa bu kabul edilecek. Hiç bir şekilde ayrışma olmadı, Türkiye çok daha dinamik ve demokratik bir seviyeye gelindi. Dün AYM’nin toplantısında yine herkes bir arada, siyasi başkanlar bir aradaydı. Hepimiz bu ülkenin ileri gitmesi için çaba sarf ediyoruz. Aynı salonda herkesin olması gayet normal bir tane salon var, HDP’nin temsilcisi Baydemir’de oradaydı. Herkesle sohbet etmek nasıl normalse onunla da normaldir. Keşke HDP olarak siz PKK’nın gölgesinden çıksaydınız manasında bir sözde bulundum, kendisi cevaplar verdi, ben bir şeyler söyledim karşılıklı konuşmamız oldu.
“REFERANDUM SONUÇLARI GAYET BAŞARILIDIR”
Ben bir çok şehirde toplantı yaptım. Bu paketin ne getirip götürdüğü çok bilinmediği için soğuk bakılıyordu ama anlatınca bu durum tersine döndü. Bilmemenin verdiği bir direnç vardı. Tek tek bunları anlattıkça algı yukarıya doğru çıktı. Evet kampanyası yürütenlerin son 3-4 haftada yukarıya çıktığını belirtebilirim. Bu bir parti seçimi değil, bu dolayısıyla herhangi bir belediye yada vekil seçimiyle kıyaslanacak bir seçim değildir. Bu doğru yola götürmezdi. Parti olarak AK Parti, MHP, BBP ve bir çok parti oldu. Sonuçta insanlara kimi belediye başkanı seçiyorsunuz diye bir soru sorulmadı. Belediye başkanı seçiminde kim daha fazla oy aldıysa o seçiliyor. Şimdi dolayısıyla belediye seçimine çok sayıda, parti, aday katılacak ve en çok oyu alan başkan olacak. Burada iki soru var, sorulardan hangisi oy alırsa o yükselecekti. Bu referandumun kendi seçimi içinde sonuçlar gayet tatminkar ve iyidir. Milletin kararı her şeyin üzerindedir.
“HAYIR OYU MİLLETİN KARARI, SAYGI DUYMALIYIZ”
CHP’nin yenilgilik psikolojisi içinde böyle şeylerin içine girmesi normal. Dileriz ki CHP mahcup olacak adımlar atmaz. Elmalarla armutları bir sepetin içine koyup ‘bunlar benim’ demek olmaz. Hayır oyunu diğer partiler de verdi. Rakamlar bizim partimizden de MHP’den de ‘hayır’ diyenler olduğunu gösteriyor, bu bir partiye mal edilemez. Hayır oyu milletin oyudur, ona da saygı duymalıyız.
ERKEN SEÇİM OLACAK MI?
Erken seçimi Türkiye’nin gündeminden çıkarmak lazım. Türkiye’nin şuanda güçlü bir şekilde halkın oyunu almış bir hükümet var. Bir an evvel bu yasaları çıkararak yola devam etmektir.
“BAKANLAR KURULU HER ZAMAN DEĞİŞECEKTİR”
Şu anda partimiz açısından ilk başta acil olan sayın Cumhurbaşkanımızın partiye dönmesidir. Sayın Cumhurbaşkanımız için doğal olan lideri olduğu partinin başına gelecektir. Bakanlar Kurulu ilk defa değil her zaman değişecektir.
“AK PARTİ GENEL BAŞKANI VE CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN DİYECEĞİZ”
Bu süreç içerisinde uygulamayı hep beraber göreceğiz, tüm bunları yaparken söyledik bu mesele ne AK Parti ne de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsi meselesidir. Biz şimdi daha iyi neler yapabiliriz bütün bunları düşüneceğiz. Bütün bunları yaparken de hızlı adımları atacağız.
TÜRKİYE – AB İLİŞKİLERİ
Türkiye – AB ilişkileri hiç bir zaman stabil olmadı. Gergin bir dönemin içindeyiz ama bu gerginlik Türkiye’den kaynaklanmıyor. Avrupa Birliği iki dünya savaşı arasında artan ırkçı bir anlayışla maalesef bir bölünme sürecinde. AB’nin içinde siyasi üzerinde bir dalga var, bu dalga yabancı düşmanlığı. İki tane mülteci görünce adamların tüyleri diken diken oluyor. Göçmen düşmanı, yabancı, İslam ve Türkiye düşmanları var. Bunun somut hali olarakta Türkiye’deki sabit tavır nedir 25 milyon dolar için düğme ilikleyen Türkiye, yıllardır önlerinde düğme ilikleyip bekleyen Türkiye, bunlara hiç itiraz etmeyen bir Türkiye, şimdi karşılarında başka bir Türkiye var. Erdoğan düşmanlıkları buradan geliyor. Bu son karar bizi etkiler mi? Etkiler ama AB’yi bin kat daha fazla etkiler, bu bahsettiğim dalganın etkisi altında kalırlar. Böyle giderse yakında ağızlarını açıp seçim kampanyası yapamazlar. Avrupa için telaş edilmesi gereken bir durumdur bu. Avrupa’yı bu noktaya getiren değerler ne? Çok kültürlülük, çok dinlilik, ortak Avrupa ideali, kriterler, ortak hukuk sistemi. Bunların hepsi geride kaldı. AB ırkçı, faşist etkilerin altında boğulacak mı? Türkiye ile ilişkiler düzelecek mi? Birinci soru budur, ikincisi bundan sonra AB göçmenlere nasıl davranacak? Avrupa göçmenlere bakış açısını değiştirmek zorundadır. AKPM’de aldıkları kararı değiştireceklerini düşünüyorum ben. Kendi gelecekleri için ben Türkiye ilişkilerin düzeltileceğini düşünüyorum. Biz enayi değiliz, bu kadar fedakarlık yapacağız ve karşılığında bunlar olacak. Sözler tutulmayacak, bu sürdürülebilir bir durum değildir. En son 2 yıl içinde sürdürülen görüşmelerde ortaya konulan 73 maddeyi yerine getireceksiniz sonra da olmadı 5 madde daha var denilecek.
“FRANSA OHAL’DE SEÇİME GİDİYOR”
İşin vahim tarafı şu OHAL gözden geçirilsin, Fransa seçime OHAL’de gidiyor. Kimse ağzını açıp OHAL var demiyor, aynı şey Belçika’da var. Günlük hayatı etkileyen OHAL adımları var orada, bizde böyle bir şey de yok. Bu bir çifte standarttır. 15 Temmuz sonrası OHAL’de orantısız tedbirler var diyenler samimi olsalardı eğer biz 15 Temmuz’a karşıyız demeleri gerekirdi.
HDP’LİLERİN AKPM’DE OY VERMESİ
Gerçekten bu konu izah edilemeyecek bir durumdur. Türkiye düşmanlığıdır bu açık şekilde, bu düşmanlık bildirisine imza atmak gerçekten hazindir.
“HERKESİN TÜRKİYE’YE İHTİYACI VAR”
Her taraf Türkiye’ye karşı gibi algılanıyor olabilir. Dünya büyük bir sarsıntı geçiriyor. Sadece bu durumlar Türkiye için geçerli değil, Ortadoğu’da bütün Doğu’nun, Batı’nın kriterlerini alın hepsinin tam ortak noktası Türkiye’dir. Söylediklerimi ben görüyorum, söylüyorum. Bunları ABD, Rusya diğer milletler görmüyor mu? Burada çoklu bir denklem var, eskiden iki taraf vardı Ruslar, Amerikanlar diye. Hadi Suriye meselesini gelsinde bir ülke çözsün. Irak, Suriye, DEAŞ koalisyonu içinde Türkiye’ye ihtiyaç var. Birileri karşıtlıktan bakınca Trump’un, Putin’in telefon etmesinden rahatsız olabilirler. Bu konu ama onlar için doğal bir şeydir. Bunu kendi menfaatleri bakımından yapıyorlar, Türkiye ile uyum sağlamanın doğru olduğunu bildikleri için bunu yapıyorlar.
“AMERİKA PKK VE YPG’NİN AYNI ŞEY OLDUĞUNU BİLİYOR”
Bu operasyonlar başlamadan önce ilgili taraflara bilgi verilmiştir ve Türkiye bu operasyonu meşru müdafaa çerçevesinde yapmıştır. Amerika için, Rusya için, Kuzey Suriye yada Kuzey Irak’taki gelişmeler çok uzaktaki gelişmelerdir. Ulusal bir tehditleri yok, burada ellerini rahatlatmak için bulunuyorlar. Bizim için aynı sokakta çıkan bir yangındır bu. Bu yangını bize sirayet etmeden söndürmeliyiz. Türkiye kendi ulusal güvenliğini temin ediyor. Bu meşru bir haktır. Burada PYD, YPG unsurlarının uzaklaştırılması için görüşlerimizi söyledik. Türkiye bunlara seyirci kalacak değil, gelen tehditleri bertaraf etmek milli menfaatlerimiz içindedir. Sincar’daki PKK mağaralarındaki rahatsızlıklarımızı dile getirdik, Barzani yönetimi de bundan rahatsızdır. Amerika PKK ve PYG’nin aynı şey olduğunu biliyor.
“TSK TEMİZLENMESE BU OPERASYONLAR OLMAZDI”
Çok şükür Türkiye’nin 15 Temmuz’da atlattığı badirenin ne anlama geldiğini görmemiz lazım. TSK’nın içerisindeki hain yapı temizlenmemiş olsa bu operasyonları belki bugün yapıyor olamayacaktık. TSK’nın temizlenmiş olması operasyon kabiliyetini de artırıyor. İnşallah en kısa süre içerisinde oradaki terör yuvalarının zararsız hale gelmesi sağlanır. Aynı zamanda dün gece FETÖ operasyonu da yapıldı. Türkiye’nin ne kadar büyük bir belayla karşı karşıya kaldığını gösteriyor bu durumlar. Çok şükür Türkiye’nin gücünü de gösteriyor bunlar. İnşallah kısa zamanda Türkiye terörden arınmış bir ülke olarak yoluna devam eder. Bütün mesaimizi de bunlara değilde ekonomik olarak nasıl ileriye gideriz bu alanlara yayılmış oluruz.
YUNANİSTAN’IN FETÖCÜLERİ İADE ETMEMESİ
İnsan şuna üzülüyor, cuntalardan çok çekmiş bir ülke Yunanistan. Ciddi sorunlar yoktu uzun zamandır, 15 Temmuz’da ciddi bir ihanetle karşı karşıya geldik. Yunanistan ile ilişkilerimiz gereği hemen teslim edilmesi gerekirdi. Bu Yunanistan’ın karnesine büyük bir zayıf olarak yazılır. Yunanlıları mahcup eder bu kararlar. Ayıp ediyorlar, yanlış yapıyorlar. Sayın bakan adalarda olan gelişmeler için doğru söylüyor, orada yapılan hareketler şov amaçlıdır.
DİYANET KUTLU DOĞUM İÇİN TOPLANIYOR
Bende bu tartışmaları yakınen izledim, kamuoyunda böyle bir tartışma gündeme geldi. Bu tartışmaların hepsi ilmi olarak değerlendirilecektir. Konuyu Diyanet İşleri Başkanımız önümüzdeki günlerde müftülerle toplanacak ve tartışacaktır. Hicri takvime göre fikslenmesi daha doğrudur belki yapılabilir, Diyanet teşkilatımız güzel programlar yaptı. Bİnlerce vatandaşımız katıldı, Hazreti Peygamber’i anlamak için ama sonuçta bu Kutlu Doğum haftası konusu ilmi toplantı yapılarak Hicri Takvim’e kutlu doğumu sabitleyecektir. Önümüzdeki yıldan itibaren bu gerçekleşecektir.