Almanya’da 29 yıl önce yaşanan Solingen Faciası’nda 5 yakınını kurban veren ve pazar günü hayatını kaybeden Mevlüde Genç, Amasya’da son yolculuğa uğurlandı.
Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletindeki Solingen kentinde, 29 Mayıs 1993’te Genç ailesinin Untere Werner Caddesi’ndeki evleri kundaklandı. Irkçı saldırıda Mevlüde Genç sağ olarak kurtulurken, kızları Gülsüm İnce, Hatice Genç, torunları Hülya Genç, Saime Genç ve yeğeni Gülüstan Öztürk hayatını kaybetti.Saldırıda 5 yakınını kaybeden Mevlüde Genç, 30 Ekim’de yaşadığı Almanya’da fenalaşıp, hastaneye kaldırıldı. Tedavi altına alınan Genç, tüm çabalara rağmen kurtarılamadı. Irkçı saldırıda sevdiklerini kaybetmesine rağmen tüm demeçlerinde barış, hoşgörü ve kardeşlik mesajları verip, Almanya’daki Türk toplumu arasında ‘Bilge Ana’ olarak anılan Mevlüde Genç için tören düzenlendi.
Dün kundaklanan evin yerine dikilen anıt önünde yapılan törene, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Akif Çağatay Kılıç, Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Başbakanı Hendrik Wüst, Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Solingen Belediye Başkanı Tim Kurzbach ile çok sayıda kişi katıldı. Buradaki cenaze namazının ardından Genç’in cenazesi, Türkiye’ye uğurlandı.
Memleketinden uğurlandı
Türk bayrağına sarılan cenazesi, Türk Hava Yolları’na ait TK2818 sefer sayılı tarifeli uçakla sabah saatlerinde Türkiye’ye getirilen Genç için memleketi Amasya’nın Taşova ilçesine bağlı Mercimek köyünde cenaze düzenlendi. Cenazeye Mevlüde Genç’in eşi Durmuş Genç ile yakınları, Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakçı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakan Yardımcısı Rıdvan Duran, Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz, eski Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, eski İçişleri Bakanı Efkan Ala, Vali Mustafa Masatlı, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren, Belediye Başkanı Mehmet Sarı ile çok sayıda kişi katıldı.
“Sözün bittiği yerdeyiz”
Cenazede taziyeleri kabul eden Mevlüde Genç’in kardeşi Fadime Güneş sözün bittiği yerde olduklarını söyleyerek, “Sözün bittiği yerdeyiz. Dilim varmıyor onun anlattıkları, yaşadıkları. Her zaman, ‘Gardaş acı, benim acım. Hiç kimseyle kötü olmayın. Kimseye küsüp, darılmayın. Acılarımı içime gömdüm. Siz kimseye kinlenmeyin’ derdi. ‘Aman abla, ne kadar iyisin’ diyordum. ‘Doğduğum değil; doyduğum yerdeyim’ derdi. Ablam anlatılmaz, onunla yaşamak gerek. Onun ekmeğini yemeyen insan yoktur. Almanları öyle bir alıştırmıştı ki; Türkiye’nin sarmasına, dolmasına. Mekanı cennet olsun” dedi.
“O acılar unutulmaz”
Ablasını anlatan Şehri Öztürk de “Ağlayarak geldik. Akciğerlerinde sorun çıkmış, yere yığılmış, kurtaramadık. O acılar unutulmaz. O ciğeri yana yana bir gün oldu kendi bitti, öldü. Bizim de olacağımız o. Kurban olduğum Allah, onları o dünyada buluşturur” diye konuştu.