Site icon Türkiye Gazetesi Avrupa

Milletvekili Yeneroğlu: IRKÇILIK GÜNDELİK HAYATIN PARÇASI

Milletvekili Yeneroğlu: Bugün özellikle Avrupa ülkeleri, ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı olduklarını iddia etseler de göçmenlere reva görülen muameleler tam aksini ispatlıyor

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, “Her türlü ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı en önemli çözüm anahtarı, ırkçı retorikten uzaklaşmaktır” dedi. Uluslararası Irkçılıkla Mücadele Günü nedeniyle bir açıklama yapan Yeneroğlu, “21 Mart 1960 tarihinde Güney Afrika’nın Sharpeville kentinde, Apartheid uygulamalarını protesto etmek isteyen göstericilere polis tarafından ateş açılması sonucu 69 kişi hayatını kaybetmiştir. Yaşanan bu elim hadisenin ardından BM Genel Kurulu 1966’da aldığı kararla tüm dünya ülkelerinin ırk ayrımcılığını önlemek için çalışmasının gerekliliği üzerinde durmuş ve 21 Mart’ın Uluslararası Irk Ayrımcılığı İle Mücadele Günü olarak ilan edilmesine karar verilmiştir” bilgisini verdi.

ÖNYARGILAR ENDİŞE VERİCİ

Günümüzde “üstün ırk” ifadesinden daha farklı bir söyleme bürünen ırkçılığın, artık biyolojik değil ekonomik ve kültürel temelli olarak hayat bulduğuna işaret eden Yeneroğlu, “Böylelikle kültürel farklılık mutlaklaşıp ırkçılığın zemini hâline gelmektedir. Bu doğrultuda azınlık konumundaki etnik ve dinî gruplara karşı sergilenen önyargı ve hoşgörüsüzlüğün ulaştığı boyut endişe vericidir. Son derece vahim bir tablo oluşturan bu durumun tek çözümü farklılıklara yönelik eşitliğin samimi biçimde uygulanması olacaktır” dedi. Yeneroğlu, bugün kâğıt üzerinde özellikle Avrupa ülkelerinin ırkçılığa ve ayrımcılığa karşı olduklarını iddia etseler de mültecilere reva görülen muamele ve İslam dininin ve doğu kültürünün terörizmle bağdaştırılmasının tam aksini ispatladığını söyledi.

KARA LEKELER TARİHE GEÇTİ

Mustafa Yeneroğlu, “Entegrasyon adı altında asimilasyon politikalarının yürütülmesi, azınlıklara ait binalara ve İslami kuruluşlara yönelik saldırılar karşısında etkin tedbirlerin alınmaması, bireysel ve kurumsal eşitliğin sağlanması için gerekli uygulamaların engellenmesi veya ertelenmesi ve ırkçılıkla gerçek anlamda mücadele edilmemesi bunun delilidir” dedi. Yeneroğlu, “Ayrıca halkoylaması çalışmaları kapsamında engellenen halk buluşmalarına ve başörtüsü ile ilgili Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın aldığı talihsiz kararlara baktığımızda da siyasal ve kültürel ırkçılığın etkilerini görmekteyiz. Bu hadiselerin tamamı, silinmesi mümkün olmayacak kara lekeler olarak tarihte yerini almaktadır” diye konuştu.

Exit mobile version