Her zaman yasalara uyduk, huzuru savunduk
Almanya Türk Federasyon Genel Başkanı Şentürk Doğruyol: Federasyonumuz; ırkçılığı, faşizmi ve terörün her türlüsünü inancı ve kültürü gereği reddetmektedir.
Almanya Demokratik Türk Ülkücü Dernekleri Federasyonu (ADÜTDF) Genel Başkanı Şentürk Doğruyol, ülkücü derneklerinin kapatılması girişimlerine tepki gösterdi. “18 Kasım’da Federal Meclis’te gerçekleşen oturumda camiamıza yönelik, kurumsal kimliğimizin temsil ettiği değerler bütünlüğü ve dünya görüşümüzün bir gereği olarak asla kabul edemeyeceğimiz ithamlara şahit olduk” diyen Doğruyol, konuyla ilgili şunları kaydetti:
“ADÜTDF 1978’den beri Almanya’nın özgürlükçü-demokratik anayasal düzenine saygılı, kanunlarına riayet ederek sosyokültürel faaliyetler gerçekleştiren demokratik bir STK’dır. Demokrasi, insan onuru ve insan haklarına öncelikli olarak önem veren Federasyonumuz; ırkçılığı, faşizmi, şiddetin ve terörün her türlüsünü inancı ve kültürü gereği reddetmektedir. ADÜTDF, Federal Almanya’nın menfaatlerini her daim kendi menfaati olarak gören bir kuruluştur. Toplumsal huzuru tehdit edebilecek her türlü eylemden ve söylemden uzak durmuş, sokaklarda hiç bir etkinlik yapmamış ve internette toplumu kışkırtıcı hiç bir etkileşime sebebiyet vermemiştir. Bu anlayışa uymayan hiç bir ferdi bünyesinde barındırmamış bundan sonra da barındırmayacaktır. Kovid-19 epidemisinin toplum sağlığını tehdit etmede son derece etkili olduğu bir süreçte ve dahi Almanya’da ırkçılık, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının her alanda hissedildiği bir dönemden geçiyoruz. Başta siyasetçiler olmak üzere her kesimin bu durumdan şikâyetçi olduğu bir atmosferde bu gidişatı düzeltecek çalışmalara yoğunlaşılması gerekirken; Türk toplumunun uyumlu ve huzurlu bir hayat sürmesi için özverili gayretleri ile önemli toplumsal ve kültürel katkılarda bulunan ülkücülerin disiplinli kurumu ADÜTDF’yi hedef alarak meclisi meşgul edenler Almanya’ya zarar vermektedirler. Mecliste sarf edilen ithamlar ve bunun üzerinden yürütülmeye çalışılan tartışmalar, Türk-Alman toplumuna katkı sağlamamaktadır. Aksine; Türk-Alman dostluğuna gölge düşürecek tek taraflı, iftira ve yalan kaynaklardan edindikleri söylemler ile var olan anlaşılmazlıkları ve ayrımcılığı derinleştirecektir. Çünkü ithamlar Türk toplumunun dünü, bugünü ve yarınını kapsayan toplumsal ve bireysel onurunu, aynı zaman da Almanya’nın düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesindeki devlet erkinin yükümlülüğünü zedelemeye yöneliktir. Tüm bunların, Almanya’ya Türk işçi göçünün 60. yıl dönümünün arifesinde gerçekleşmesi de üzüntü vericidir. Bu ithamları dile getiren siyasilerin adalet ve demokrasi anlayışından uzak davranışlarına rağmen demokrasiye ve Türk-Alman dostluğuna olan inancımız asla sekteye uğramayacaktır. Türk-Alman sivil hayatı istikrarının sağlanması, ilerlemesi ve gelişmesi doğrultusunda ortaya konulan sınırsız emekler, sayısız çalışmalar ve süresiz dostluklar motivasyonumuzu yüksek tutacaktır. Almanya Türk Federasyon ve mensupları tahriklere kapılmadan bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da Almanya’nın anayasal düzenine olan bağlılığıyla çalışmalarına devam edecektir.”