Site icon Türkiye Gazetesi Avrupa

SURİYELİ MÜLTECİLER HAYAL KIRIKLIĞI İÇİNDE

Şam’da yaralandıktan sonra kaçak yolla Almanya’ya giden Suriyeli Ahmet Al-Bağdadi: “Bu ülkede mülteci ailelerin hayal ettiği şeyler yok. Hapishane gibi. O hayal de, Avrupa da bir yalan.”

Suriye’de keskin nişancı tarafından 2013’te vurulduktan sonra görme yetisini kaybeden Ahmet Al-Bağdadi, bir süre mülteci olarak kabul edildiği Almanya’da adeta “hapis” hayatı yaşadığını söyledi. Eşi ve iki çocuğuyla Fatih’te yaşayan görme engelli Ahmet Al-Bağdadi, Suriye’de oto tamircisi olarak çalıştığını, 4 yıl önce Şam’ın El-Kabun beldesinde yolda yürürken keskin nişancı tarafından vurulduğunu anlattı.

Kurşunun yüzünün ön kısmından girerek göz sinirlerini parçaladığını belirten AlBağdadi, Şam’da götürüldüğü hastanede doktorların kendisine, “Ya göz sinirlerini alacağız ya da felç kalacaksın” dediğini aktardı. Bunun üzerine göz sinirlerinin alınmasına razı olduğunu ifade eden Al-Bağdadi, savaşın başladığı ilk yıllarda Türkiye’ye sığınan ağabeyinin yanına İstanbul’a gitmeye karar verdiğini dile getirdi. Annesiyle geldiği İstanbul’da doktorların göz sinirlerinin alınmış olması nedeniyle tedavi şansının olmadığını söylediklerine değinen Al-Bağdadi, bu süreçte Suriye’ye dönmekten vazgeçtiğini, eşini ve çocuklarını da Türkiye’ye yanına aldırdığını kaydetti.

8 GÜNDE ALMANYA

Almanya’daki bir hastaneden aldığı davet ve Katarlı bir iş adamının hastane masraflarını üstlenmesinin ardından görme umutlarının yeniden yeşerdiğini aktaran Al-Bağdadi, Almanya’nın İstanbul Başkonsolosluğu’na vize için başvurduğunu, ancak başvurusunun reddedildiğini söyledi. Ahmet Al-Bağdadi, “Bunun üzerine kaçak olarak botla yurt dışına çıktım, gözlerim görmediğinden yardımcı olmak için ağabeyimin oğlu da benimle birlikte geldi. Deniz çok tehlikeliydi” dedi. 8 gün süren yolculuk boyunca Yunanistan, Makedonya, Sırbistan, Hırvatistan, Slovenya ve Avusturya’dan geçtiklerini, Berlin’de Alman Kızıl Haçı tarafından karşılan
dığını belirten Al-Bağdadi, ardından mülteci kampına yerleştirildiklerini kaydetti. AlBağdadi, çekilen MR’ın ardından Türkiye’de olduğu gibi tedavi şansının bulunmadığının söylendiğini aktardı.

SÜREKLİ GÖZALTI

Yeneroğlu şöyle devam etti: Yurt dışında Almanya’da yaklaşık 7 ay kaldığını belirten Ahmet Al-Bağdadi, şöyle devam etti: “Almanya hapis gibi hiç rahat değildim, hep sınırlamalar, kısıtlamalar vardı. Ben de orada kalmayı düşünmedim çünkü Türkiye’de daha rahattım. Maaş, ev gibi fırsatlar var ama bunları alabilmek için belli bir süre, bir sürü belge hazırlaman ve birçok müracaat yapman gerekiyor.” Kültür farkının Suriyeli mülteci ailelerde ciddi sorunlara neden olduğunu vurgulayan Al-Bağdadi, “Suriyeli mülteci kadınların Alman kadınlar gibi olması isteniyor. Çocuklarımızı yetiştirirken üzerlerinde kontrol de kuramıyorsunuz” dedi.

TÜRKİYE’DE HAYAT VAR

Al-Bağdadi, Almanya’da mültecilerin her adımının izlendiğini, sürekli sorulara cevap vermek zorunda kaldıklarını belirterek, “Türkiye’de her şey daha güzel. Ben burada mülteci olarak ne istersem yapabiliyorum. Türkiye’de kimliğinizi çıkarttıktan sonra normal bir vatandaş gibi rahat bir hayat sürebiliyorsunuz, ben burada hayatımı yaşıyorum” diye konuştu.

Almanya’da yaşayan birçok mülteci ailenin geri dönmek istediğini, hatta bazılarının döndüğünü dile getiren Al-Bağdadi, “Almanya’daki bir sürü şey sadece bir yanılsamadan ibaret. Bu yanılsamanın arkasında ise Avrupa hayali yatıyor. Suriyeli mültecileri Avrupa’da yaşamak, Avrupalı olmak fikri cezbediyor. Almanya’da mülteci ailelerin hayal ettiği şeyler yok. O hayal bir yalan, Avrupa bir yalan. Suriyeli sığınmacılar için Almanya adeta hapishane” ifadelerini kullandı.

Exit mobile version