ABD öncülüğünde imzalanan ‘normalleşme antlaşması’ sonrası İsrail ile ittifakını ifşa eden Birleşik Arap Emirlikleri’nin son 10 yılda Körfez’den Filistin’e, Doğu Afrika’dan Kuzey Afrika’ya birçok ülkedeki karışıklıklarda parmağı var.
Selçuk Böke ANKARA – ‘Arap Baharı’ sonrası Mısır, Yemen, Katar ve Libya’ya her türlü tezgâhı kuran BAE; Tunus, Cezayir, Fas, Sudan ve Somali’de de protestoları körüklüyor, çatışan taraflara silah sağlıyor, hükûmetlere rüşvet teklif ediyor, darbe planları yapıyor. Katar’a ablukada başı çeken, Mısır’da darbeci Sisi’yi finanse eden, Sudan Devlet Başkanı Ömer Beşir’in devrilmesinde sahneye çıkan BAE, Yemen’de yaptığı gibi Libya’nın da bölünmesi için çaba harcıyor. Türkiye karşıtı her taşın altından çıkan Abu Dabi yönetimi, Gezi olaylarını finanse etmekle kalmamış, 15 Temmuz darbe girişiminde de ortaya çıkmıştı. Akdeniz’de ortak tatbikatla Atina’ya da açık destek vermişti. BAE’nin en son terör örgütü YPG/PKK’ya istihbarat teknikleri için eğitim vermek üzere Suriye’ye çok sayıda ajan gönderdiği gün yüzüne çıktı. 2017’de terör örgütü ile gizli görüşmelere başlayan BAE’nin, PKK/YPG işgalindeki bölgelere görevlilerini göndererek, teröristlere espiyonaj, kontra-espiyonaj, sabotaj, suikast eylemleri, sinyal istihbaratı, bilgi güvenliği ve iletişim ağları konusunda eğitim verdiği ortaya çıktı. BAE’nin son dönemde Esad rejimi ile yakınlaşmasının ardında Suriye’de Türkiye karşıtı cepheyi güçlendirmek olduğu belirtiliyor. İdlib’de ateşkesin bozularak mültecilerin Türkiye sınırına yığılmasında da BAE’nin parmağı olduğu kaydediliyor. Öte yandan, İsrail ile BAE arasındaki antlaşmanın da eylül ortasında Washington’da imzalanması bekleniyor.
“Kirli pazarlıklar emirliği”, sınırımızda “terör koridoru” hayalleri kuran teröristleri 4 yıldır espiyonaj, kontrespiyonaj, sabotaj, suikast, iletişim ve bilgi istihbaratında eğitiyor