Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti 26. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nın kapanış konuşmasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:

AK Parti’nin bu güzel geleneği önümüzdeki yıllarda da devam edecektir. Bu ailenin bir mensubu olmaktan iftihar ediyorum. Birileri bizim partimizdeki değişimle ilgili ifadelerimizi, neyi kastettiğimiz çok belli olduğu halde ısrarla farklı yönlere çekmenin gayreti içindedir. Kurucularımızdan, milletvekillerimize, kadın ve gençlik kollarımızdan ailelerimize kadar herkes bu salondadır. Yol arkadaşlığı asla kişilerle kaim değildir. Şahsım dahil hiç kimse kendini davanın üzerinde göremez. Aynı zamanda bu davanın her bir ferdi ülkemize yaptığı hizmetler itirabariyle başlı başına bir abidedir. Hiç kimse bilmese, takdir etmese de ben bunların hepsini de çok iyi biliyorum. İyi ki varsınız. İyi ki sizlerle yol arkadaşlığı yaptım.

PARTİMİZİ HEDEF ALIYORLAR

Türkiye’ye yönelik her saldırı, her engel, her bela bizim sorumluluğumuzu daha da artırmaktadır. AK Parti’yi yıkmadan Türkiye’yi yıkamayacağının görenler partimizi de hedef alıyorlar. Bu yolda aynı şekilde devam ettiğimiz müddetçe Allah’ın izni ile bize kimse zarar veremez. Böyle bir milleti ana muhalefet partisinin yaptığı gibi yalanla, hakaretle kendine ram edeceğini sanmak akıl tutulmasıdır. İktidara ilk geldiğimiz yıllarda vesayet odakları ile birlikte hareket etmeyi, milletin rızasını kazanmaya tercih edenler vardı. Bugün onların esamesi okunmuyor.

SİZ ONLARIN ŞOVLARINA BAKMAYIN

Teröristler dağlarda birer birer imha edilirken onların uzantıları da birer siyasi ceset haline dönüşmüşlerdir. Devlet ve toplum hayatımızın içine kanser hücresi gibi sızmaya çalışanlar ortaya çıktı. FETÖ, militanları aracılığıyla millete boyunduruk vurmaya çalıştı. Şimdi yalanlar ve bu yalanlarla kendilerini kurtarma gayreti. Bunlarla ilgili davalar da yavaş yavaş sonuçlanmaya başladı. Siz onların yaptıkları şovlara, kılıç artığı elemanların oralarda yürüttüğü provokasyona bakmayın.

BURADAKİ İMANIN SÖNDÜRÜLEBİLMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR

Herhalde 15 Temmuz gecesinin 16 Temmuz gün ve gecesinin değerlendirmesini yaptığımızda bu ümmet nelerden kurtulduğunu bizler çok iyi biliyoruz. Belki bugün burada bu toplantıyı yapamamış olacaktık. O gece bütün olanlar masaya yatırıldığında, o geceyi bizzat yaşayanlar, nasıl bir mücadeleden çıktığımızı izahı mümkün olmayan, bunu ifade edeceklerdir. F-16’ların altına bu kadar büyük bir cesaretle yatabiliyorsa, tankın altına Sabriler kendini atabiliyorsa, topların,taramalıların karşısında durabiliyorsa, buradaki imanın söndürülebilmesi mümkün değildir.

YAŞADIKLARI PİŞMANLIĞIN FAYDASI OLMAYACAK

Türkiye’nin FETÖ terör örgütü ile ilgili girişimleri yavaş yavaş da olsa netice vermeye başlamıştır. Mahkumiyet kararları da onlara ulaştırılıyor. Yurt dışındakilerin de tavrını çok daha iyi göreceğiz. Şimdi uluslararası hukuk açısından da göreceğiz. Ne Doğu’da ne Batı’da bu örgütün hiçbir mensubu eskisi kadar rahat değildir, olamayacaktır. Bir gün mutlaka FETÖ ihanet çetesi mensubu herkes ihanetin hesabını verecek. Artık vatansız olduklarını bir marifet gibi anlatanların yaşayacakları pişmanlığın bir faydası olmayacak.

ÖNCE İSTEDİKLERİMİZİ BİZE VERİN

​FETÖ din içinde de paralel yapı oluşturdu. Açık konuşmak, adını doğru koymak lazım. FETÖ geldiği nokta itibarıyla sapkın bir harekete dönüşmüştür. İslam’ın ana çizgisinden sapan her yapıya imkanını sonuna kadar açan Batı’nın bunları niçin sahiplendiğini artık daha çok anlıyoruz. Şu anda Batı’da olanlar. FETÖ nerede o da Batı’da. FETÖ’nün de yine Avrupa’nın değişik ülkelerinde yapılanmalarını yaptıklarını görüyoruz. Ne demek iltica ettiler? Bunlar hain, katil. Bizim mahkemelerimizin bunlar hakkında verdiği kararlar var ve bizden birilerini istemeye kalkıyorlar. Kusura bakmayın. Bizden istediklerinizi alabilmeniz için önce istediklerimizi de bize verin. Senden istediğim zaman yargı diyorsun.

YA CAHİLDİR YA DA AYNI İHANETİN İÇİNDEDİR

15 Temmuz gecesi salanın, ezanın gücü, silahın gücüne galabe çalmıştır. Her kim Gezi olayları ile FETÖ ihanetinin ilgisinin olmadığını söylerse ya cahildir, ya kendisi de aynı ihanetin içindedir. Kim bölücü örgütün eylemleri ile DEAŞ’ın saldırılarının alakasının bulunmadığını iddia ediyorsa ya dünyadan bihaberdir ya da aynı dünyanın bir parçasıdır.

SURİYE’DE KAOS OLURSA BİZ BURADA NASIL HUZUR İÇİNDE YAŞARIZ

Suriye ve Irak’taki gelişmelerin Türkiye’den bağımsız olmadığı cümle alemin malumudur. Çok derin akrabalık ilişkilerimizin bulunduğu bu coğrafyalardaki gelişmelerin hiçbiri bugünümüzden ve geleceğimizden ayrı düşünülemez. Biliyoruz ki Suriye’de kaos olursa biz burada nasıl huzur içinde yaşayacağız. Biz Suriye’ye gitmediğimizde Suriye bize geliyor. 911 kilometre bir sınır var. Burada çok ciddi bir devlet yapılanması ön çalışmaları var. En batısından en doğusuna. Bugün buna sessiz kalırsak ki geciktik, o zaman bu yapılanma tahakkuk edecektir. Cerablus’ta müdahaleyi yaptık, ki Obama döneminde maalesef hep oyalama, adım atılamadı. Artık bu dönemde daha bekleyemeyiz dedik. Cerablus’a girdik. Er Rai’ye girdik, Dabık durmadık El Bab. Birileri tutuştu. Biz buralarda DEAŞ ile mücadele ettik. Buraya 100 bin civarında Arap kardeşlerimiz kendi topraklarına yerleştiler.

YARIN BAŞKA BOMBALAR BURAYA İNMEYE BAŞLAR

Her an bizim sınırdaki illerimiz tehdit altındadır. Hatay’dan al, Gaziantep, Mardin bütün buralarda bir tehdit var. Bugün 3,5,10 havan topu geliyorsa yarın başka bombalar buraya inmeye başlar.

ASTANA’DA ALINAN KARARLARI UYGULAMAYA KOYDUK

Şimdi olay çok daha farklı. Halep’ten kimler kaçmak zorunda kaldı. Kardeşlerimiz. Halep, bizim kardeşlerimiz. Bugün Gaziantep’e bak, Halep’ten ayıramazsın. Halep’teki o insanlar o bombaların altından mecburen İdlib’e kaçmak zorunda kaldılar. Bugün milyonlarca insan İdlib’de ama her an yine tehdit altındalar. Bize düşen bir görev de İdlib’di. Astana’da bunun çalışmalarını yaptık. İran,Rusya. Alınan kararları uygulamaya koyduk. Çatışmasızlık bölgesi.

İDLİB OPERASYONU SIKINTI OLMADAN DEVAM EDİYOR

Dün itibarıyla adımı atılan bu sabah ise uygulamaya başlayan süreç devam ediyor ve herhangi bir sıkıntı olmadan ÖSO ile beraber bizim de desteğimizle oradaki gayret devam ediyor. Biz yeni bir Kobani yaşamak istemiyoruz ve bunu yaşatmayacağız. Gerçek hak sahibi olanlar buralardan sürülmüştür.

.

.