Hamburg’da düzenlenen panelde kadına yönelik şiddeti tartışan siyasetçi ve uzmanlar, şiddetin global bir sorun olduğunu ve toplumsal hareket ile şiddetle mücadele edilebileceğini ifade ettiler.
Nebahat Uzun
HAMBURG- Hamburg Karakoçan Sosyal Dayanışma Vakfı ve Hamburg Alevi Kültür Merkezi (HAKM) Kadın Kollarının düzenlediği panelde kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet tartışıldı. HAKM binasında gerçekleştirilen panele Avukat Arzu Erdoğan, Hamburg Eyalet Milletvekili Güngör Yılmaz (SPD), Pedagog Gülsen Gülbeyaz ve HAKM Kadın Kolları temsilcisi Fatma İme konuşmacı olarak katıldı. Hamburg Karakoçan Sosyal Dayanışma Vakfı Başkanı Ali Haydar Oral’ın selamlama konuşmasının ardından söz alan Avukat Erdoğan, şiddet mağdurlarını korumak için alınan tedbir kararları ve cezai yaptırımlar üzerine geniş bilgi verdi. Moderatörlüğünü Rukiye Çankıran’ın yaptığı etkinlikte konuşan Erdoğan, Almanya’da tedbir kararına uymayanlara yönelik yaptırımlar daha ağır olduğu için Türkiye’ye oranla daha fazla uyulduğunu ama bunun yeterli olmadığını ifade etti. Almanya’da da tüm tedbir ve kararlara rağmen aykırı davranıldığı durumların bulunduğunu hatırlatan Erdoğan, “Bazen kadınlarımız da ekonomik sebepler veya dil yetersizliği nedeniyle şiddetle mücadelede yetersiz kalabiliyor. Avukatın gösterdiği yolları imkansızlıklar nedeniyle izleyemeyebiliyorlar. Bu ve bu gibi nedenlerden ötürü kadınların ekonomik özgürlüklerine sahip çıkmalarını tavsiye ediyorum” şeklinde konuştu.
ŞİDDETE KARŞI TOPLUMSAL BİLİNÇLENME ŞART
Kişinin şiddet görmesi durumunda bunu mutlaka raporla tespit ettirmesini tavsiye eden Erdoğan, demokrasi dersi verip de evde diktatör olan erkeklere dikkat çekerek, “Adam dışarda demokrasi dersi verirken eşini arabanın arkasına bağlayıp sürüklüyor. Çifte standartla şiddet sorununu çözemeyiz” dedi. Almanya’da kadınların yüzde 40’ın bedensel şiddete maruz kaldığını hatırlatan Çankıran, “Bu kadınların yüzde 25’i aile içi şiddete maruz kalıyor. Almanya’da kadınların yüzde 42’sinin de psikolojik şiddete maruz kalması, şiddet sorununun global bir sorun olduğunu gösteriyor” dedi. Şiddet gören kadının bu durumu farklı yollarla topluma yansıttığını ifade eden Gülsen Gülbeyaz, “Şiddet gören kadın mutsuzdur, umutsuzdur ve çocuğuna da şiddet uygular. Aile içinde kadının rolü, sağlıklı toplumun temelidir. Bu nedenle çocuklardan önce kadınları korumalı, olmuş bitmiş şeyleri değil, çözümleri tartışmalıyız” şeklinde konuştu. En büyük sorunun “namus” kavramının sadece mal edilmesi olduğunu ifade eden Fatma İme ise, “Kadın toplumun namusu olarak görüldüğü müddetçe şiddet sorunu çözülmeyecektir. Namus, herkesin sahip olması gereken bir durumdur” dedi. İzlenen tüm filmlerde şiddet sahneleri olduğunu söyleyen Güngör Yılmaz, “Şiddet sahneleri izliyor, çocuklarımıza şiddet uyguluyoruz. Şiddet uygulayanlara yönelik cezaları yükseltebiliriz ama eğer bu konuda toplumsal bir hareket başlatmazsak, bilinçlenmezsek şiddeti yok etmemiz mümkün olmayacaktır” şeklinde konuştu.
Yorumla