BEŞ PARASIZ İSVEÇ’E GİTTİ HOLDİNG SAHİBİ OLDU

Kadim Akça, hiçbir birikimi olmamasına rağmen turist olarak İsveç’e gitti. Burada küçük işlerde çalışıp, parklarda yattı. Azmi sayesinde gittikçe yükselen Akça, şimdi bir holding sahibi. Hayatını “İsveç’te muvaffak olmak istiyorsan Türk gibi düşün” adlı bir kitapla anlatan Akça “Çalıştım, çok çalıştım ve bu başarıları kazandım” dedi.

İsveç’e hiçbir birikimi olmadan turist olarak giden, parklarda yatan, çeşitli küçük işlerde çalıştıktan sonra holding sahibi olan Kadim Akça, hayatını ve başarılarını yazdığı “İsveç’te muvaffak olmak istiyorsan Türk gibi düşün” adlı kitabı büyük ilgi görüyor.

İsveç’e geldiğinde çok zorluklar yaşadığını ifade eden Kadim Akça, “Stockholm’de oturan teyzem çok yaşlıydı. Yanlarında kalamadım. Parklarda yattım, aç kaldım, lisan bilmiyordum. Fakat zengin olmaya karar verdim. Zengin bir aile beni yanına aldı ve orada bulaşık yıkadım, çimleri biçtim, her işi yaptım. Üç ay onların yanında kaldım ve daha sonra benim iş bulmama yardımcı oldular. Çalıştım, çok çalıştım ve bu başarıları kazandım” dedi.

Akça hikayesini kısaca şöyle anlattı:

“Dün gibi hatırlıyorum, Temmuz ayıydı. Parkta bir bankta dört gün yattım. Cebimde sadece 50 lira vardı. İlk sabah kalktığımda kirpiklerim gözyaşlarımdan dolayı yapışmıştı. Dördüncü günün sonunda tesadüfen, teyzemin çocuklarının vekil babası olan adamın kızı Kerstin Engholm geçerken beni gördü ve beni evlerine aldılar. Çok iyi insanlardı. Bana toplamda 6 ay baktılar. O güzel insan bana sahip çıktı. Ondan gördüğüm bu iyilik sonrasında ben 42 yılda insanlara karşı hep dürüst oldum ve iyilik yaptım. Sonra çalışma izni aldım. Hiç biz zaman geri dönmeyi düşünmedim. Temizlik işlerinde çalıştım. Bu mesleği sevdim ve işimi büyüttüm. Başarımı dürüstlüğüme, insanları sevmeme ve ticaretteki sağlam kişiliğime bağlıyorum. Ticaret yaparken hep bankalardan daha sağlamım söylemimle bugünlere geldim. İyi ki doktor ya da avukat olmamışım.”

Okul yıllarında oldukça başarısız bir öğrenci olduğunu itiraf eden Akça ilginç de bir karne hikayesi anlattı. Akça o günle ilgili şunları söyledi: “İlkokul dördüncü sınıfta karnemi almıştım. En üstteki nota baktığımda ‘pekiyi’ yazıyordu. O sevinçle koşa koşa eve gittim. Bizimkiler çay içiyordu. Hemen gösterdim. Annem, bana ters ters bakarak “Burada ‘pekiyi’ değil, ‘pekzayıf’ yazıyor” dedi. Babam da, oğlum ‘zayıf’ı duydum ama ‘Pekzayıf’ı sayende ilk defa duyuyorum” dedi.

Yazdığı kitap çok ilgi gören Akça, İsveç’e gelmeden önce öğretmeninin kendisine “Bana bak oğlum senden hiç adam olmaz boşuna uğraşma” sözlerinin kendisine mücadele azmi verdiğini söyleyen Akça “Başarılarımı yazan bu kitaptan iki tane Mersin’de oturan arkadaşıma gönderdim. Biri kendisine, diğerini ise vefat eden öğretmenimin mezarına gömmesini istedim” dedi.

Yorumla

Buraya yorumunuzu yazabilirsiniz