FETÖ’cülere kol kanat geren Almanya, Diyanet tarafından görevlendirilen imamları casusluk suçlamasıyla soruşturmaya devam ediyor. Ülkedeki FETÖ’cülerin ihbarları üzerine dün 4 DİTİB görevlisi imamın evi arandı. FETÖ hakkında topladıkları bilgileri konsolosluğa iletmekle suçlanan imamların evinde herhangi bir delil bulunamadı.
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’ne (DİTİB) bağlı din görevlilerinin ülkedeki FETÖ’cüler hakkında casusluk yaptığını iddia eden Almanya, bir skandala daha imza attı. Federal Başsavcılık, Kuzey Ren-Vestfalya ve Rheinland-Pfalz eyaletlerindeki DİTİB camilerinde görev yapan 4 imamın evinde, “casusluk faaliyeti yürüttükleri” iddiasıyla arama yaptı. Aramalarla ilgili açıklama yapan Federal Başsavcılık, arama kararının federal mahkeme tarafından çıkarıldığını ve aramalarda casusluk iddialarıyla ilgili daha fazla kanıt toplamayı amaçladıklarını belirtti. Evlerinde arama yapılan imamlar, FETÖ hakkında topladıkları bilgileri Türkiye’nin Köln Başkonsolosluğuna iletmekle suçlanıyor.
HEDEF SAPTIRIYORLAR
15 Temmuz sonrası Diyanet İşleri Başkanlığı’nın talimatları doğrultusunda, FETÖ’nün İslam’ı temsil etmediğini söyleyen ve FETÖ’nün Türkiye’deki ve yurt dışındaki faaliyetlerine karşı Müslümanları uyaran DİTİB imamları hakkında başlatılan soruşturmalarda yol göstericilerin FETÖ üyeleri olduğu ortaya çıktı. Darbe girişimi sonrası Almanya’ya kaçan 7 FETÖ’cünün ihbarları sonrası başlatılan aramalarda hiçbir delil bulunamadı. KRV eyalet hükümeti yetkilileri de DİTİB’in Almanya’da casusluk faaliyetleri yürüttüğüne ilişkin somut bir delil olmadığı yönünde açıklamalarda bulunmuştu. KRV İçişleri Bakanı Ralf Jaeger, 9 Şubat’ta Eyalet Meclisinde bu tespiti destekleyen bir konuşma yapmıştı.
HİÇBİR İMAM YAPMAZ
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ise, iddialara ilişkin Alman medyasına yaptığı açıklamada, “Din görevlilerinin yahut DİTİB’in kendi vatandaşlarımızı, Müslümanları FETÖ ve DEAŞ gibi örgütlerin yanlış düşüncelerinden koruma reflekslerini, çabalarını ve gayretlerini casusluk olarak adlandırmak akıldan uzak bir şeydir. Hiçbir din görevlisi, kendi cemaatinden herhangi birisinin mahrem hayatıyla ilgili hiçbir bilgiyi paylaşmaz, paylaşamaz. Bu suçlamaları kabul etmek mümkün değildir” ifadesini kullanmıştı.
ALMANYA’DA DEĞİLLER
Öte yandan evleri aranan din görevlilerinin, hafta sonu Almanya’dan döndüğü ve Diyanet tarafından Türkiye’nin farklı yerlerinde görevlendirildiği öğrenildi. Almanya’yı terk eden imamların yerine yeni imamlar görevlendirildi. Aranılan evlerin bir kısmında yeni görevlendirilen imamlar yaşarken, bir kısmının henüz boş olduğu belirlendi.
Avusturya’da da harekete geçtiler
Almanya’da FETÖ’nün yönlendirmesiyle başlatılan ‘casusluk soruşturması’ndan sonra, Türkiye karşıtlığını Avrupa’da en açık şekli ile dışa vuran Avusturya’nın da benzer bir soruşturma için harekete geçtiği ortaya çıktı. 2001 yılından beri her platformda FETÖ’nün sözcülüğü yapan Yeşiller Partisi Milletvekili Peter Pilz’in konuyla ilgili asılsız iddialarını topladığı 34 sayfalık raporu Avusturya makamlarına sunduğu ve yetkililerin raporu incelemeye aldığı öğrenildi. Avusturya-Türk İslam Birliği’nin (ATİB) ve görevlilerinin ülkede casusluk yaptığı iddialarının yer aldığı rapor Bakanlar Kurulu toplantısında ele alındı. Avusturyalı siyasi kaynaklar ise, FETÖ’ye bağlı derneklerin ülkenin en büyük İslami cemaat yapılanması Avusturya İslam Cemaatindeki (İGGİÖ) gücünü kaybetmesi ve ATİB’in bu kurum içinde güçlenmesi ile birlikte FETÖ’cülerin Avusturya’da güç kaybettiği ve bu yüzden devlet içindeki kanallarını devreye sokarak güç kazanmaya çalıştığını belirtiyorlar.
Her türlü mesnetten yoksun
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı Mustafa Yeneroğlu, DİTİB imamlarının evlerinde yapılan aramalara ilişkin yazılı açıklama yaptı. “DİTİB imamlarının evlerinde yapılan aramalar her türlü mesnetten yoksundur” diyen Yeneroğlu “Bu aramalar sözde ‘ajanlık’ ithamlarının bir dini cemaati yıldırma aracı olarak kullanıldığını çok açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Siyasi motivasyona dayanan bu tarz girişimlerle hedeflenen şey, DİTİB’in köşeye sıkıştırılması, kendi kaderini tayin hakkının elinden alınması ve Türkiye’den bütünüyle koparılmasıdır” değerlendirmesinde bulundu.
Yorumla