Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Barış Pınarı Harekatı konusundaki açıklamasına ilişkin, “Bunu çok açık ve net söylüyorum; tamamıyla bir hadsizliktir, haddini bilmemektir. Şu an itibarıyla dünyada Kuzey Kıbrıs’ın devlet olarak mücadelesini bizden başka veren var mı? Yok.” dedi.
Gazete, televizyon ve ajansların genel yayın yönetmenleriyle Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde basına kapalı toplantıda bir araya gelen Erdoğan, son dönemlerde görsel medyada özellikle gerek kameramanların, gerekse de habercilerin düştükleri durumların öyle sıradan olaylar olmadığını ifade ederek, “Bazen böyle izlerken biz bile endişeye kapılıyoruz. Allah göstermesin nereden ne zaman, hangi arkadaşımıza bir… Çünkü Amerikan sniperları vermiş bunların eline. Sniperlarla buralardan, oralara ateş ediyorlar. İşleri bu noktada çok da zor değil. Bunları da bizim dünyaya tüm görsel medyamızla, sosyal medyamızla anlatmamız, göstermemiz, bu yayınları yapmamız lazım.” dedi.
“Muhalefette arkadaşlar biliyorsunuz terör örgütünün desteklemiş olduğu partinin dışında, parlamentodaki diğer partilerin hepsi şu anda atılan bu adımı desteklediler, destekliyorlar. Yani tweetleriyle şu ana kadar dediğim gibi o partinin dışındakiler hepsi desteklerini devam ettiriyorlar. Burada bütün mesele sivil ölümlere karşı çok daha hassas olmamız lazım. Çok daha dikkatli olmamız lazım. Bu konuda gerek savunma bakanımız, gerekse genel kurmay başkanımız ve kuvvet komutanlarımız bu hassasiyet içerisinde askerimizin davrandığını görüyoruz. Bu hassasiyetimizi de sonuna kadar korumaya devam edeceğiz. Bundan taviz vermemiz mümkün değildir. Zira bizim inancımızda da buna yer yok.”
Erdoğan, savunmasız insana karşı özellikle silah doğrultulamayacağını vurgulayarak, “Kadına, çocuğa asla böyle bir şey yapamazsınız. Bizim dinimiz bunu emrediyor. Bunu yapanlar dinden nasibini almamış olanlardır. Ama gerçekten İslam’dan nasibini alanlar böyle bir şey yapamaz. Ben buna özellikle inanıyorum. Şu anda biz askerimize bu istikamette başta savunma bakanımız olmak üzere talimatları veriyoruz. Bu istikamette de yolumuza devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.
“Türkiye Cumhuriyeti’ne kalkıp da böyle bir tavırda bulunamaz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Barış Pınarı Harekatı hakkındaki sözlerinin hatırlatılması üzerine, şunları söyledi:
“Gerek Cumhurbaşkanı yardımcım olarak Fuat Bey’in bir cevabı var, gerekse parti sözcümün bu konuda sabahleyin zaten bir cevabı oldu. Bunu çok açık ve net söylüyorum; tamamıyla bir hadsizliktir, haddini bilmemektir. Şu an itibarıyla dünyada Kuzey Kıbrıs’ın devlet olarak mücadelesini bizden başka veren var mı? Yok. Bizden başka mücadelesini veren olmadığı halde öyle bir yere doğru savruluyor ki, biraz sabırla yeri geldiğinde arkadaşlarım gerekeni söylediler ama tabii bizlerden de gereken muameleyi de, cevabı da alacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ne kalkıp da böyle bir tavırda bulunamaz. Çünkü orayı şu anda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak biz kabul ediyoruz. Bizden başka Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye bir ifadeyi kullanan var mı dünyada? Yok. Ne diyorlar? Kıbrıs diyorlar. Sadece biz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diyoruz. Aşağıya da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi diyoruz. Biz neyin mücadelesini veriyoruz, kendisi neyin mücadelesini veriyor? İnanıyorum ki Kuzey Kıbrıs’taki soydaşlarımız ona da gereken dersi en kısa zamanda verecektir.”
Barış Pınarı Harekatı’nın Suriye’nin normalleşmesi, oradaki iç savaşın bitirilmesi noktasındaki etkisinin ne olacağına yönelik soruya da Erdoğan, burada bir defa bir sınır ötesi harekat olduğunu söyledi.
Bunun sosyolojik bir olay olmadığını vurgulayan Erdoğan, “Tamamıyla adeta teröre karşı verilen bir mücadeleyle burada 32 kilometre derinlikte, bir de 444 kilometre batıdan doğuya bir alan. Bu alan temizlendikten sonra bu işe nokta konulabilir. Ama önce bu alanı bir defa temizlememiz lazım. Çünkü matematik bir olay olsa iki kere iki dört dersiniz, bitirirsiniz ama böyle bir şey değil. Bunun zamanlaması diye bir şey de olmaz, ancak yol haritası olur. Bu yol haritası da 32 kilometre derinlik, 444 kilometre de Batı’dan Doğu’ya çarptık mı bir alan meydana geliyor.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu alanın temizlenmesi gerektiğini ifade ederek, “Temizlensin ki biz de şu anda çadırlarda olan tüm Suriyelileri, yani oraların gerçek sahiplerini evlerine gönderelim. Onlar evlerine gittiğinde, onların tüm lojistik noktada da desteklerini biz sağlamaya çalışırız. Bu gün böyle teröristlerin yanında duran Batılı dostlar, silah yardımı yapanlar, kendilerinin hepsine söyledim. Para verseler de, vermeseler de herhalde şöyle vefakar, cefakar bazı donörler çıkar biz onlarla beraber oralarda Cerablus’ta olduğu gibi, El-bab’ta olduğu gibi adımları atarız. Onları da topraklarına yerleştiririz.” şeklinde konuştu.
“Yeter ki iş o safhaya gelsin”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cezaevindeki DEAŞ’lılarla ilgili kendi ekibine talimat verdiğini belirterek, “O da (Trump) kendi ekibine talimatını vermek suretiyle bu ekipler birlikte çalışmalarını yapacaklar. Gelip de belki Türkiye’de veya Amerika’da bu tür yargılama değil. Yargılamayı siz cezaevinde de yaparsınız. Veya içerisinde, yanına kurarsınız orada da yaparsınız. Onlar problem değil, yeter ki iş o safhaya gelsin.” dedi.
Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump’a geçen pazar günkü son görüşmelerinde DEAŞ konusunda “Cezaevlerinden bunların boşaltılması ve cezaevlerindeki durumla ilgili birlikte her türlü tedbiri almaya hazırız” dediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu anda da böyle bir sürecin içerisinde olunduğunu ifade ederek, Trump’ın aslında bugün FOX TV ile yaptığı mülakattaki açıklamalarının olumlu sayılabileceğini dile getirdi.
Trump’ın “Türkiye müttefikimizdir, Erdoğan bana içeri gireceğini söyledi. Ben de ona sınırları korumaya mani olmayacağımı söyledim” diye bir ifadesi olduğunu dile getiren Erdoğan, “Bu tür şeylere bakarsan Türkiye saatiyle akşama kadar herhangi bir şey olmazsa…” diye konuştu.
Yarın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın 3 siyasi partinin genel başkanını bilgilendireceğini, 12.30’da İyi Parti’yi, 16.30’da CHP’yi ziyaret edeceğini, MHP’nin randevuya olumlu yanıt verdiğini ancak saatin henüz netleşmediğini anlattı.
Güvenli bölgedeki cezaevinde bulunan DEAŞ’ların ne olacağına ilişkin soru üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
“Ben kendi ekibime talimatımı verdim, o da kendi ekibine talimatını vermek suretiyle bu ekipler birlikte çalışmalarını yapacaklar. Gelip de belki Türkiye’de veya Amerika’da bu tür yargılama değil. Yargılamayı siz cezaevinde de yaparsınız. Veya içerisinde, yanına kurarsınız orada da yaparsınız. Onlar problem değil, yeter ki iş o safhaya gelsin. Bu işte ehliyet sahibi olan, deneyimli, tecrübeli arkadaşlarımız, bizimkiler çalışmasını buna göre yapıyor. Gerek Dışişleri Bakanım, ona talimatı verdik. O da Adalet Bakanımızla, istihbaratla, İçişleri, Savunma Bakanı hep birlikte çalışmaları yapıp ondan sonra da Amerikalı muhataplarıyla da bu çalışmaları yapıp bunun belli bir sisteme oturtacaklar.”
Bu sürecin Amerika’yla beraber mi yürüyeceğine ilişkin soru üzerine Erdoğan, “Bir araya gelmek suretiyle esaslarını belirleyecekler ve ona göre de adımı atacaklar. Biz bu noktada cezaevi sürecini sonuna kadar götürmek değil, burada ne yapalım da bunların yargı sürecini halledelim, yani biz sonuna kadar Amerika ile gitmek değil, esasları onlarla belirler ondan sonra adımı biz burada atarız. Bunun bize farklı bazı avantajları olacaktır diye düşünüyorum.” dedi.
“Bizim operasyon alanımızda tutuklu veya cezaevi dışında operasyonel olarak kullanılabilecek DEAŞ’lı sayısında net bir bilgi var mı?” sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, sınırın dışındaki sayının hem az hem de oradaki tutuklu DEAŞ’lı sayısının 1.000-2.000 arasında olduğunu belirterek, “Ağırlıklı olan, bizim güvenli bölge diye ifade ettiğimiz bölgenin sınırları içindeki cezaevlerinde ama bunun nihai durumunu, bu çalışmalar yapıldığı zaman ortaya tam manasıyla çıkaracağız. Gerekli olan bilgileri de zaten Amerikalılar vermeye hazır.” dedi.
“DEAŞ’lıların bir çoğu Avrupa ülkeleri vatandaşı ve onları geri kabul etmiyorlar. Bu konu ile ilgili bir diyalog var mı?” sorusuna karşılık Erdoğan, bu konu ile ilgili net bir şeyin olmadığını ifade ederek, şöyle devam etti:
“Bizim çok ciddi sayıda bu ülkelere gönderdiklerimiz var. Cezaevinde olanlar olsun, cezaevi dışında olanlar olsun gönderdik. Şu anda olanları çok farklı yol veya yöntemlerle gerek ülkelerine göndermek, gerekse verilecek karara göre adım atmak şeklinde bu adımları atacağız. Ama bizim kapıları açma olayımız, bunlar değil. Bunların dışında, benim ülkemde şu anda olan insanlar var. 3,5-4 milyon insan benim ülkemde var. Onları asıl korkutan ne? Bunlar. Bu kapılar açıldığı zaman, bu insanlar şöyle Avrupa’ya bir huruç ettiği zaman, ne yapacağız diye onlar şimdi onu düşünüyor. Bu da olur mu? Olur. 50 bin kişi Edirne’ye geldi. 50 bin kişi Edirne’ye geldiği gün, Avrupa’da neler oldu hatırlayın. Şu anda Yunanistan tutuşuyor. Bulgaristan yine aynı şekilde tutuşuyor. Gidenler zaten ya Bulgaristan çıkışından gidecek ya Yunanistan çıkışından gidecek. Bunları asıl ürküten bu. Ben bugün Sayın Merkel’e tekrar ad vermeden söyledim. ‘Bu iş çözüldü çözüldü. Çözülmedi bizi başka yollara tevessül etmeye zorlayacaksınız’ dedim.”
Toplantı sırasında gelen yeni bilgiyi paylaşan Erdoğan, ABD Savunma Bakanının 1.000 Amerikan askerinin Suriye’nin kuzeyinden çekileceğini açıkladığını söyledi.
Kaynak: AA
Yorumla