Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Yeni Ekonomi Yaklaşımı, Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlediği toplantıda açıkladı.  Bakan Albayrak’ın yaptığı açıklamada öne çıkanlar:

24 Haziran seçimleri bizim için çok önemliydi. Yeni bir sistem değişikliği sonrası yeni bir Türkiye’nin güçlü adımlarla ilerlemesi için yeni bir süreç başladı. Esas konu bugünkü bu çerçevede baktığımızda Türkiye orta gelir grubundan üst gelir grubuna çıkması için nasıl bir yol çizmesi konusunda bir çok toplantılar yaptık. Bugün genel yol haritasının çerçevesinin çizeceğimiz bir toplantı olacak.

Nasıl bir vizyonla hareket edeceğimizi paylaşacağımız bir toplantı olacak. Hakikatten Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerek maliye gerek para politikalarının tek bir şapkada birleşmesiyle, ahlaklı bir yönetim kategorisi çok güçlü olacak. Danışmanlarla çok daha etkin bir bakanlık olacak. Hızlı politikalarla hedefe ulaşacağız.

HER BİR DETAYI İNCE İNCE İŞLEYECEĞİZ

Bu noktada baktığımızda ilk günden beri attığımız adımlarla ve ekonomik vizyonlarla ekonominin tüm alanındaki paydaşlarla, sizlerle istişare ederek yola koyulacağız. Bu süreçte hakikatten ulusal ve uluslar arası tüm paydaşların içinde olduğu geniş yelpazede her bir detayı ince ince işleyeceğiz.

DEĞİŞİMİ HEDEFLEYEN…

Eylül ayında açıklayacağımız OVP, ki ismine yeni bir isim arıyoruz. Yeni ismiyle detayları ortaya çıkacak. Yeni ekonomik yaklaşımın önemli adımlarından biri kararlı bir yaklaşım olması. Yeni model olarak bu bakanlık koordinasyonluğunda yeni önemli adım atacağız. Değişimi hedefleyen… Yani Türkiye bir üst lige çıkmak zorundaysa bazı şeyleri değiştirmesi lazım. Peki bunun yanında ne olması lazım. Güçlü bir refleks ve stratejik altyapıya sahip olması lazım. Her gün yeni dinamiklerin şekillendiği bir süreçten bahsediyoruz.

SAVRULMADAN YOLUNA DEVAM EDECEK

Bir taraftan ABD bir taraftan Çin sabahtan akşama yeni kararlar açıklıyorlar. Bir diğer adım güçlü temelleri olacak. Berat Albayrak bugün olsa da olmasa da dizaynettiğimiz sistemin sürdürülebilir olacak. Birçok ülkenin yaşadığı sistemsel problemlerin başında sürdürülebilirlik sorunu geliyor. Sürdürülebilir olacak. Sonda tekrar altını çizeceğim, katılımcı olacak.

Hedefe ilerlerken 81 milyon katılımcı olacak. Eğitim, sektörel gelir düzeyi ne olursa olsun. Stratejik bir akılla yaklaşmaktan geçecek. Bunları ortaya koyarken prensiplerimiz olması gerekiyor.  Mevcut tablo makro göstergeler dikkate alındığında makul bir süreç değil. Hele de küresel bölgesel siyasi sebepler süreçler göstergeler noktasında farklı etkilere sebebiyet verecek etkiler görüyoruz. Güçlü prensipler üzerinden oturtulmuş bir sistem üzerinden ilerlediğimizde savrulmadan yoluna devam edecek. Küresel gelişmeler ne olursa olsun ekonomimizi güçlü temeller üzerine işleyecek sistem olacak.

TÜRK LİRAMIZIN GÜVENİNİ ARTIRACAĞIZ

Tüm piyasa paydaşlarıyla reel ekonomi, finansal ekonomi tüm paydaşlarla daha etkili iletişimi ortaya koymanız lazım. Kalıcı ve güçlü bir yapı noktasında bunlar olmazsa olmaz.

Değişime ayak uydurmak olmazsa olmaz olacak. Değişimden neyi kastediyoruz. Bu noktada baktığımızda piyasa ile güvenin sağlanmasından sonra diğer noktaya geçiyoruz. Gerçekçi politikaların seçilmesi öncelikli olacak. Olması gereken politikalar üzerinde bu sürecin temelinden bahsedeceğiz. Sizin bu iletişim ve uzlaşmacı politikaların seçilmesi ile ilgili adımları attığınızda spekülasyonların ekonomimize etkisini göreceğiz. Çok daha etkin bir süreç ortaya koyacağız. Türk Liramızın güveninin artırılması. Etkileri güçlü ve etkin bir şekilde yöneteceğiz.

MB’NİN BAĞIMSIZLIĞI KRİTİK ESASLARDAN BİRİ

Gelişmekte olan piyasalar üzerinde etkin bir süreç ortaya koyduk. Üçüncüsü para politikalarının tam bağımsızlığını sağlamak. Tam bağımsızlığı konusu bundan sonra devam etmesi gereken bir konu. Tüm bu çerçeveye baktığımızda Merkez Bankasının bağımsızlığı çok kritik esaslardan bir tanesi.

Özellikle bankacılık kesimi başta olmak üzere finansal sektörünün güçlü mali bünyeleriyle devam etmesi noktasında finansal çalışmaların devam etmesi önemli. Bankacılık sektörü en temel sektörlerden bir tanesi olmaya devam edecek.

15 senede ciddi bir bütçe performansı ortaya koyan 16. yılında daha somut bir mali plan dairesinde çok daha güçlü bir disipline kavuşacak. Büyüyen ekonominin üreten ekonomi olmasıyla bu süreci devam ettirecek. Sıkı para ve mali politikalardan bahsediyoruz. Bu resim içerisinde sıkı para ve mali politika sürecini ortaya koyacağız. Bunlar koordineli olmadığında neler yaşandığını gördük.

SERMAYE PİYASASININ PASTA İÇİNDEKİ PAYI ARTACAK

Özellikle bankacılık kesimi başta olmak üzere finansal sektörünün güçlü mali bünyeleriyle devam etmesi noktasında finansal çalışmaların devam etmesi önemli. Bankacılık sektörü en temel sektörlerden bir tanesi olmaya devam edecek.  Sermaye piyasasının pasta içindeki payı artacak. Bütçe disiplini en temel dinamiklerden biri olacak.

SIKI PARA VE MALİ POLİTİKA SÜRECİNİ ORTAYA KOYACAĞIZ

15 senede ciddi bir bütçe performansı ortaya koyan 16. yılında daha somut bir mali plan dairesinde çok daha güçlü bir disipline kavuşacak. Büyüyen ekonominin üreten ekonomi olmasıyla bu süreci devam ettirecek. Sıkı para ve mali politikalardan bahsediyoruz. Bu resim içerisinde sıkı para ve mali politika sürecini ortaya koyacağız. Bunlar koordineli olmadığında neler yaşandığını gördük.

2018-2019’DA İLK FAZIMIZI GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ

Cari açık kaynaklı büyüme yerine etkin bir şekilde süreci yöneteceğimiz 2018 ve 2019’da gerçekleşecek ekonomide dengelenme dediğimiz birinci fazını yaşayacağımız bir sürece gireceğiz. Güçlü temellerle yola çıktığımız bu süreçle 2018-2019 döneminde 1. fazı bitirip sürdürülebilir 2. faza geçecek 2020 ve 2021 yılında bitirerek, 3. faza ulaşacağız. Gerçek manasıyla başarıya ulaşması ve sürdürülebilir ekonomi için artı bir dediğimiz nitelikli insan gücü ve güçlü toplam fazını ortaya koyacağız.

ÇOK ÖNEMLİ BİR 1,5 YIL OLACAK

Daha adaletli paylaşım dönemi hedefleniyor. Çok daha sıkı bir Maliye Bakanlığı göreceğiz. Enflasyon ve cari açık ile mücadele sürecek. İş ve yatırım ortamının cazibesini artıracak çok önemli bir 1,5 yıl olacak. Kamuda borçlanmalardaki kaynak çeşitliliği sağlanacak. Yeni bir süreç olacak. Kamu kaynaklarının verimli kullanılmasını sağlayacak tasarruf ve verimliliği sağlayacağız. Başladık ve etkin bir süreci yılsonu rakamlarında göreceksiniz.

ENFLASYON MU, BÜYÜME Mİ?

2019’da ekonomik dengelemeyi tamamlayıp, ikinci faz olan istikrarlı büyüme olarak adlandırdığımız süreç başlayacak. Göreve geldiğimden beri yeni dönem sürdürülebilirliğin elzem olduğu bir süreç. Enflasyon mu, büyüme mi? Hem enflasyonla mücadele hem de sağlıklı büyüme. Büyümenin 2 tane p’si var diyorlar. 1 nüfus, 2 büyüme. Eş güdüm içinde yürüteceğimiz tüm bu yaklaşım sürecini stratejik büyüme alanlarını tespit ederek ortaya koyacağız. Hem küresel anlamda katma değeri yüksek alanlar, hem de teknolojik alanlar.

VERGİ SİSTEMİ İLE İLGİLİ CİDDİ BİR DÖNÜŞÜM YAŞANACAK

Tüm paydaşların herkesin kendine ve kendi alanıyla ilgili yapılması gerekenleri belirlediği, anons ettik rafa koyduk, 2019 hadi bakalım başladık. Her bir bakanlığın performansın hedeflerinin takip edildiği çok etkin bir program olacak. Aylık ve 3 aylık hedef takibi olacak. Vergi sistemi noktasında bu kısım çok önemli. Yeni bir dönüşüm süreci başlayacak. Bu değişim çok daha etkin bir şekilde ortaya koyulacak. 100’lerce teşvik hayır, stratejik belirlenen teşvikler…

Sonrasında 3. faz dediğimiz kısma başlayacağız. Bazı dönemlerde yakalanan büyüme rakamları değil. Sağlam temellere oturmuş bir durum. Milletimiz vatandaşımız açısından önemli bir faza taşıyacağız. Daha adil bir vergi sistemi oluşturulacak. Dolaylı ve dolaysız vergi…

CİDDİ BİR DİSİPLİNLE HAYATA GEÇİRİLECEK

Tüm bu çerçevede bir sonraki aşama kayıt dışı… Performansa dayalı ekiplerle yoğun bir çalışma yapacağız. Türkiye bambaşka bir noktaya gelecek. Üçünü tamamladıktan sonra yeni bir başarı hikayesi, destek mekanizmasıyla bu nitelikli insan gücü ve güçlü toplum politikası ile taçlandıracağız. Ciddi bir disiplinle hayata geçirilecek. Üreten ekonominin her alanına katkı sağlayan STK’lar, stratejik adımlarla bu hedefi daha üst noktaya taşıyacağız. 5 yıllık dönüşüm sürecini kısa, orta ve uzun vadeli süreci biraz daha ufak ufak paylaşmak istiyorum.

TÜM PAYDAŞLARIMIZLA ORTAK HAREKET EDECEĞİZ

Hangi kamu harcaması olursa olsun yatırımı bu modelin belirlediği kriterlere göre yapacağız. Özellikle yapılacak yatırım ya da harcamanın teknolojik ürün üretimin katma değer açısından durumuna bakacağız, ihracatı artırıyor mu buna bakacağız. Cari açığın düşmesine bir katkısı var mı? Yatırım ve harcamaları etkin bir şekilde yöneteceğiz.

Bu model için bu sistematik mimari için tüm paydaşlarla ortak hareket edeceğiz. Bu süreç 81 milyonun desteği ile, iş dünyasının, akademisyenlerin katkısı ile devam edeceğiz. Önce Türkiye. Bu yatırımların ötesinde özellikle kamu ve kamu dışındaki paydaşlarımızın bu bilinçlenme sürecine hep birlikte el birliği ile sahiplenmesiyle başarılı bir neticeye ulaşacak.

2 AYLIK BORÇ ÇEVİRME ORANI YÜZDE 110 OLDU

Enflasyonla mücadele dedik, bütçe dedik… Sonra ne dedik kaynakların kullanımı ile ilgili etkin adımlar attık. 2 aylık borç çevirme oranı yüzde 110 oldu. Dış kaynak çeşitliliği bu süreçle ilgili yoğun bir süreç başlattık. Kısa vadedeki bu adımlarla ilgili bütçe disipliniyle ilgili 100 günlük eylem planı var ya atacağımız adımlardan tamamı, bu plan çerçevesinde ilan edilen projelerin tamamı 2018 bütçesi için…

30 günde 6 aylık rakamlar noktasında 35 milyar TL’lik yılsonuna kadar tasarruf ve gelir artışıyla altın vuruş yaptık. Bu yıl 5 milyar TL faiz dışı fazla ile yılsonunu tamamlayacağız.

ÜST FİNANSAL REGÜLASYON OTORİTESİNİ GETİRECEĞİZ

30 günde 6 aylık rakamlar noktasında 35 milyar TL’lik yıl sonuna kadar tasarruf ve gelir artışıyla altın vuruş yaptık. Bu yıl 5 milyar TL faiz dışı fazla ile yıl sonunu tamamlayacağız. Hedef hazine borçlanmasını yıl sonu yüzde 100’e çekmek.

Lüks ÖTV… Her ÖTV cari açık noktasında baskıyı azaltmak için, her şeyin yerlisi var. Bu çerçevede baktığımızda vergisi maliyeti var, bunu teşvik edecek genel bir çerçeve hazırlıyoruz. Tepe bir güçlü bir üst finansal otoritesini Ekim’de getirip, daha modern daha etkin kadrolarla yeni yasayla kavuşacağız.

TEMELLERİ SAĞLAM ALTYAPIYA SAHİBİZ

Bireysel emeklilik sistemi ile ilgili yeni adımlar atacağız. Finansal sektöre 2 tane çok önemli adım atacağız. Emlak Bankasını daha da büyüteceğiz bir yapıya çevireceğiz. Hatta çalışacağımız arkadaşlarımızı belirledik. Kalkınma Bankasını da güçlü bir bilançoya koyacağımız bir noktaya getireceğiz. Cari açık açısından yüzde 4’ler seviyesini düşünüyoruz. Ben biraz hep garanticiyimdir. Farklı alanlar kullanılacak şekilde yaparım. Genel çerçevede şunu açık ve net ifade etmek istiyorum Türkiye çok ama çok önemli ve güçlü bir ülke. Son 15 yıllık yolculuğunda çok büyük bir dönüşüm için adımlar attı. Tüm paydaşlar şunu bilmeli ki bu yol haritasıyla kendine özgü güçlü temelleriyle devam edecektir. Bir tarafta manipülasyon bir tarafta reel politika her ikisine karşı Türkiye hazır bir şekilde devam edecek. Tüm bu noktada bu yolculuğunda Türkiye’nin dostları Türkiye’yi kazanmaya daha ileriye gidecek. Türkiye hakikatten 3 unsuru güçlü kılan ülkelerden bir tanesi Türkiye.

İŞ DÜNYASI TOPLANTIDA

Yeni Ekonomi Yaklaşımı toplantısına aralarında Sabancı Holding YKB Güler Sabancı, Akbank YKB Suzan Sabancı, Shell Türkiye CEO’su Ahmet Erdem, Yapı Kredi Bankası YKB Gökhan Erün, Akbank genel Müdürü Hakan Binbaşgil, TEB Genel Müdürü Ümit Leblebici,  üst düzey yöneticileri, Anadolu Grubu YKB Tuncay Özilhan, Borsa Başkanı Himmet Karadağ, Doğuş Holding YKB Ferit Şahenk, Vakıfbank GM, Acıbadem Grubu YKB Mehmet Ali Aydınlar, Doğan Holding YK Üyesi Vuslat Doğan Sabancı, ISO Başkanı Erdal Bahçıvan, Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, Çalık Holding YKB Ahmet Çalık, Turkcell Genel Müdürü Kaan Terzioğlu, Türk Telekom CEO’su Paul Doany, Akfen  Holding YK Üyesi Pelin Akın,, TİMşkanı İsmail Gülle’nin de aralarında bulunduğu kalabalık bir işadamı Grubu  katıldı.