Gazeteciye saldırdıktan sonra düzenlediği basın toplantısında Milli Takım’ı bırakan Arda Turan, Fatih Terim’e açtığı telefonda özür dilemedi, “Bizi medyanın önüne attınız.” dedi.
Milli Takım uçağında gazeteci Bilal Meşe’ye hakaret ettiği gerekçesiyle milli takım kadrosundan çıkarılan ve kamptan uzaklaştırılan futbolcu Arda Turan sonunda konuştu.
Hürriyet’te yer alan haber, şu şekilde:
Arda Turan’ın gazeteci Bilal Meşe’ye saldırması Türkiye’nin gündemine oturdu. Hemen hemen herkes Arda’nın karşısında yer aldı. Açık açık yazayım. Arda Turan’ı çok severim ve çok değer veririm. Ama bu Arda Turan’ın yaptığı davranışı onayladığım anlamına gelmez. Ne saldırısını onaylıyorum, ne de özür dilememesini. Bu noktada Arda’nın karşısında olduğumu ifade etmeliyim. Ama bir gazeteci olarak da Arda Turan gibi bir yıldızın bu saldırıdan sonra ne düşündüğünü merak ettim.
Söz bugün Arda Turan’ın…
ÖNCE PRİM SONRA ISLIKLANMA
2016 Avrupa Şampiyonası’nda gazetecilerle Fatih Terim’in kamptaki sohbeti, sonrasında atılan ‘prim manşetleri’ ve ardından Arda’nın yuhalanması Milli Takım’da son yılların en büyük kaosunu oluşturdu. Arda, kendisinin ‘paracı’ diye hedefe konulmasının kaynağı olarak hep Terim ile gazetecilerin sohbetini gördü. Sonrasında takıma çağrılmadı, Terim ağır sözlerle ‘halktan özür dilemesi gerektiğini’ söyledi.
Özür çağrısına sert karşılık veren Arda ile Terim arasında kopan ilişkileri onarmak için araya Emre Belözoğlu girdi. Terim, ondan telefon bekliyordu ama Arda’nın aramak için önemli bir şartı vardı… İşte yaşananlar ve o süreç…
HER ŞEY PARİS’TE BAŞLADI
Euro 2016 Fransa. Milli Takım’ın Paris kampı. Ve Hırvatistan maçı öncesi. Milli takım kampında Fatih Terim ziyaretçileri var. Gazeteciler… Terim ile birlikte oturuyorlar. Masada Terim’in birlikte çalıştığı isimler de gelip gidiyor. Arda ve arkadaşları bu görüşmeye tanık oluyorlar. Hatta gazetecilerin bir kısmı futbolcularla da sohbet ediyor. Bu sohbet toplantısının Türk Futboluna damga vuracağını henüz o sırada Arda Turan dahil hiç kimse bilmiyor.
ATILAN MANŞETLER… GERİLEN İLİŞKİLER…
Milli Takım Euro 2106’nın ilk maçında Hırvatistan’a mağlup oluyor. Üstelik berbat bir futbolla. Futbolcular hedefte. Özellikle Arda Turan ve arkadaşlarının prim kavgası haberleri manşetleri süslüyor. Arda ve arkadaşları bu manşetlerin kaynağı olarak 2 gün önce kampta tanık oldukları gazeteci – Terim buluşmasını görüyorlar. Ve özellikle Terim ve gazetecilerle ipler orada kopuyor.
FATURA ARDA TURAN’A KESİLİYOR
Euro 2016’nın ikinci maçı İspanya ile. Arda Turan sahaya çıktığı andan itibaren ıslıklanıyor. Üstelik Türk taraftarlar tarafından. Hedefte artık Arda var. Başarısızlığın faturası tribünler tarafından Arda’ya kesiliyor. Sahada Arda Turan’ı teselli edenler İspanyol futbolcular. Arda o geceyi hiç unutmuyor. Sorumlu olarak gördüklerini de..
TERİM’E AĞIR SÖZLER!
2016 Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki başarısızlığın faturasının arkadaşlarına ve kendisine çıkarıldığına inanıyor Arda Turan. Turnuvadan hemen sonra başka bir şokla karşılaşıyor. Fatih Terim, Arda ve hedefteki 4 arkadaşını milli takım kadrosuna çağırmıyor. Üstelik epey sert sözlerle: Hata bana karşı değil, Türk halkına yapıldı. Bundan dolayı özrün de halktan dilenmesi gerekir. Milli Takım kapısı kendini bu formayı taşıma şerefine hazır ve istekli olan, saha içinde ve dışında yakışır olmayı yol edinen her oyuncuya açıktır.
EMRE ARABULUCU OLUYOR
Terim’in bu sözlerine Arda yine aynı sertlikte yanıt veriyor. “Hocamın konuşmasında ‘bundan sonra şeref’ diye bir cümle var. Sonsuz şeref sahibi benim gönlümde Allah’tır. Bizim de annemiz, babamız var. Hocamın bizi halktan özür dileyecek gibi göstermesi yanlış.” Kılıçlar çekiliyor. Terim, Arda Turan’ı affetmeye hazır. Ama ondan bir telefon bekliyor. Ama Arda telefon açmayı reddediyor. Ta ki Emre Belözoğlu araya girene kadar. Emre araya girdikten sonra barış sağlanıyor. Ama nasıl? Bundan sonrasını ve önceki gece yaşanan tüm olayları Arda ile konuştum telefonda… Terim ile Arda Turan arasında barış şartlı sağlanmış. Neydi o şart:
“ONLARI KAHKAHA ATARKEN GÖRÜNCE ÇILDIRDIM”
Arda, medyaya haberlerin Fatih Terim’in danışmanı Bülent Bayraktar ve Medya Departman Sorumlusu Hande Sümertaş tarafından sızdırıldığına ikna edilmiş. Terim ile telefonda konuşmasının şartı da bu iki ismin görevlerine son verilmesiymiş. “Bu isimlerle aynı çatı altında nasıl çalışırdım” diyor. Ve uçaktaki Bilal Meşe’ye saldırının can alıcı bölümünü dinliyorum… Arda, Bayraktar ve Sümertaş’ı Makedonya maçından sonra uçağa binerken görüyor. Yanlarında gazeteci ağabeyimiz Bilal Meşe de var. Bu üçlünün birlikte hareket ettiğini ve kahkaha attığını görüyor. “Dayanamadım” dediği nokta burası. Bundan sonra karar veriyor o hareketi yapmaya.
Arda Turan, Bayraktar ile Sümertaş’ın gönderileceği sözünün kendisine kim tarafından verildiğini söylemedi. Ama adresin Fatih Terim olduğu çok açık. Arda’nın bu iddiasına Terim bir yanıt verirse elbette onu da yayınlamak boynumuzun borcu. Ama işin ilginç yanı şu.. Bir milli takım oyuncusu pazarlıkla milli takıma davet edilir mi?
‘DEMİRÖREN’DEN DE, TERİM’DEN DE ÖZÜR DİLEMEDİM. ONURUMLA GİTTİM’
“Benimki onurlu, karşı tarafınki onursuz bir hata. Kimsenin arkasından konuşmadım, yüzüne bağırdım. Başkan Yıldırım Demirören’e telefonda, ‘Öfkeliydim. Size karşı bilinçli olarak küfür etmedim’ dedim. Orada bana, ‘Sen çık özür dile, biz hallederiz’ dediler. Ama böyle davranmaktansa gitmeyi tercih ettim.”Arda Turan’ın özür dilemesi gerektiğini düşünüyorum. Bunu onu da söylüyorum. Haksızlığını kabul ediyor. Ama özür konusuna girmiyor. Bu konuda hemen hemen her şeyi söylediğini ifade ediyor. Davranışını “Onurlu bir hata” diye tanımlıyor. Karşı tarafı da, “Onursuz bir hata” yapmakla suçluyor. “Haksızım ve haksız bir davranışta bulundum” diyor.
Birinin suratına bağırmanın, arkasından iş çevirmek, konuşmak ve iftira atmaktan daha ağır bir davranış olmadığını söylüyor. Ama ben yine de “Özür dilemelisin, fiili bir saldırı” diye ekliyorum. O aynı kanaatte değil: “Ben herkesin yüzüne açık konuştum. Keşke bir kişi bile olsa bana bunu yapabilseydi. Bu çok daha onurlu bir davranış olurdu.”
‘HESABINI SORACAĞIM’ DEMİŞTİM
Ses tonundan üzgün olduğu çok belliydi. Sık sık tekrarladığı söz şuydu: “Kim kimden para istemiş abi. Ben kimseden prim istemedim. Kimse ile prim pazarlığı yapmadım.” Merak ettiğim ve herkesin sorduğu o soruyu soruyorum: Arda, neden 1 yıl sonra?.. Ve madem haberi o iki kişi sızdırdı, neden onlarla konuşacağına Bilal Meşe’yi hedef aldın? Fransa 2016’nın son maçı 2-0 kazandığımız kazandığımız Çek Cumhuriyeti maçına dönüyor Arda. Orada söylediği, “Bunun hesabını soracağım” sözlerini hatırlatıyor. İsimlerini saydığı gazetecilerden herhangi biriyle karşılaşması halinde bunu yapacağını ve sonunda yaptığını söylüyor. Bülent Bayraktar ve Hande Sümertaş konusunda kendisinin muhatabının Fatih Terim olduğunu ve bu konuyu onunla hallettiğini ifade ediyor.
“BİZİ MEDYANIN ÖNÜNE ATTINIZ HOCAM”
Özür konusunun üzerinde özellikle duruyorum. Sadece Bilal Meşe için değil, aynı zamanda TFF Başkanı Yıldırım Demirören ve Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim’e yönelik sözlerini de hatırlatıyorum Arda’ya. Yalandan bir özür dilemektense, onurluca bırakıp gitmenin kendisi adına çok daha doğru bir davranış olduğunun altını çiziyor. Hayır, kimseden özür dilememiş. Yıldırım Demirören ile telefonla konuşmuş. Kendisine, “O anda çok öfkeliydim. Bilinçli olarak size karşı küfür etmedim” demiş. Fatih Terim’den de özür dilemediğini söylüyor. Hatta, “Bizi medyanın önüne attınız” diyerek sitem etmiş.
“‘HALLEDERİZ’ DEDİLER AMA DURMADIM”
Dün ilginç bir iddia daha atıldı ortaya. Arda Turan basın toplantısına hazırlanmış bir metinle geldi? Özür dileyecekti. Ama medyanın protestosu karşısında o da tepki olarak Milli Takım’ı bıraktığını açıkladı. Bu iddiayı da sordum Arda’ya: Kesin bir dille yalanladı. Kendisine, “Sen çık konuş, özür dile. Biz sorunu hallederiz” demişler. Böyle davranmaktansa gitmeyi tercih ettiğini söylüyor. Kendisinin bu tavrı üzerine Terim, “Bu şartlar altında seni göndermemiz lazım” demiş.
(Hürriyet)
Yorumla