Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan referanduma sayılı günler kala Salih Nayman moderatörlüğünde ATV, A Haber, A News, A Haber Radyo ortak yayınında gençlerin sorularını yanıtlıyor.
Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar:
Kuvvetler ayrılığı prensibinde yasama yürütme yargı erkleri var. Tek adamlık dediğimiz zaman ne anlaşılır? Yasama, yürütme, yargıyı adeta bir kişi almış yönetiyor. Burada böyle birşey söz konusu değil. Sadece yürütmenin bir kişi de toplanması, o da Cumhurbaşkanıdır. Şu anki durumda çift başlılık var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk hem CHP’nin genel başkanı hem de ülkenin Cumhurbaşkanıydı. Aynı şekilde İsmet İnönü… Acaba şu anda partimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal’dir diyen Kılıçdaroğlu, onların bu tek adamlığından bahsediyor mu? Hayır.
BU İŞİN TEK ADAMLIKLA ALAKASI YOK
Bu süreçte Cumhurbaşkanı-Başbakan ikilemi ortadan kalkıyor. Sadece Cumhurbaşkanı olacak. Ama Cumhurbaşkanı’ınn altında da bir, iki bilemedin üç kendisine başkan yardımcısı olacak ve bu başkan yardımcılarıyla yürüyecek. Yasama kendi görevini yapacak, yürütme olarak başkan daha güçlü olarak kendi görevini yapacak, yargı da görevini yapacak. Tek adamlık söz konusu değil. Bu düzenlemeyle yürütme güçlendiriliyor. Bu işin asla tek adamlıkla alakası yok.
MİLLETVEKİLİ SAYISININ 600’E YÜKSELTİLMESİ
Türkiye’nin senato ve milletvekilinin olduğu o çift kamaralı döneme baktığımızda o zamanlar 600’ün üzerinde milletvekili ve senatör vardı. Şu anda Türkiye’nin nüfusu 80 milyon oldu. Almanya’da nüfus 82 milyon, milletvekili sayısı 667. Fransa’da nüfus 66 milyon, milletvekili sayısı 925. İspanya’nın nüfusu 44 milyon, milletvekili sayısı 616. İtalya’nın nüfusu 60 milyon nüfusu var, 952 milletvekili var. İngiltere’de 65 milyon nüfus var, 1449 milletvekili var. Türkiye’ye geliyoruz, 80 milyon, milletvekili sayımız şu anda 550. İllerin temsili noktasında daha adil bir yaklaşım olsun. Adil paylaşımı yeni düzenlemeyle getirmiş olacağız.
TÜRKİYE’DE SİYASETİ KİRLETTİLER
Türkiye’nin bir anayasaya ihtiyacı olduğu malum. Tüm siyasi partiler meydanlarda millete yeni anayasa sözü verdiler. Yeni anayasa sözü verenler bu konuda bir adım attılar mı? Hayır. 60 madde üzerinde bir yere kadar gelindi fakat son anda baktık ki CHP geri vitese taktı. HDP’yi zaten söylememe gerek yok. O dönemde MHP ile bu konuda arkadaşlarımız görüşmeye devam ettiler. Siyasetin uzlaşma boyutunda bunlar yok. Türkiye’de siyaseti kirlettiler. Bu ülkenin yönetiminde zaman kaybına tahammülüm yok, bunu aşmamız lazım. Mutabakat dilini özlüyorum. Siyaset bir uzlaşma sanatıdır fakat bizde niye yok? Biz beyaz diyoruz, onlar siyah diyor. Bunu Erdoğan demişse tam aksini söyleyeceksin. Böyle siyaset olmaz ki. Batı’da bir uzlaşmayı yakalıyorlar. 18 madde ile milletin karşısına çıktık. Bakıyorum ki ana muhalefetin başındaki zat bir defa 18 maddeyi okumamış, bilmiyor.
Batıda bir uzlaşmayı yakalayabiliyorlar. Bizde maalesef bunu yakalayamadık. Sonunda işte iş geldi, Başbakanımız ile Sayın Bahçeli’nin mutabakatı, görevlendirdikleri arkadaşların yaptıkları güzel bir çalışma neticesinde bu 18 madde ile iş bağlandı ve 18 madde ile gönül arzu ederdi ki burada CHP de olsun ama olmadı. 18 madde ile şimdi milletin karşısına çıktık ve milletin karşısında bu anlatılıyor mu? Maalesef, anlatılmıyor.
GAVUR TOPRAKLARINDA ESİR HAYATI YAŞAYAMAM
Otel sahibi arkadaşımız, ‘Benim hızlı bir yatım var. Buradan sizi yakın adalara götürebilirim.’ gibi bana bir teklif de yaptı.
Dedim ki ‘Serkan, bak’ dedim; ‘benim vatan topraklarında ölmem varken, ben gidip gavur topraklarında, orada esir hayatı yaşayamam.
KILIÇDAROĞLU’NUN 15 TEMMUZ GECESİ HAVALİMANINDAN AYRILMASI
Yanımıza arkadaşlar geldi, dediler ki, 11,5 gibi dediler bana, Kılıçdaroğlu VIP’den geldi ve bir yere gitti dediler, onlar da bilmiyorlar. Tabii biz bunları sonra öğreniyoruz. Bak şimdi çok daha enteresan görüntüler çıktı. O esnada meğerse tankların önüne gelen o ışıldaklı araçla darbecilerle orada konuşuyorlar, görüşme yapıyorlar ve darbecilerle ne konuştunuz, ne görüştünüz? 12 dakika telefon görüşmesi var, ne görüştün? Hani sen FETÖ’nün gazetesine röportaj vermiştin. Geçen akşam bir radyo kanalında bir görüşme yaptım, dedi ki ‘benim de onunla görüşmem var, bana da aynı şeyi söyledi’ dedi, ‘Darbe olursa ilk defa tankların üzerine ben çıkarım’ dedi bana. E peki bu ne perhiz, ne lahana turşusu. Niye kaçıp gittin? Hadi gelseydin ya orada bak on binlerce insan var. Sen de onların arasına karışsaydın. Bu iş kürek işi değil, yürek işi, yürek. Çekti gitti. Dedim ya yalan bunda diz boyu. Ben zaten buna diyorum, bu yalan makinesi. Böyle bir durumu var, işte görüntü ortada.
Yorumla