Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı Şeria’nın El-Halil kentinde çekilen ve direnişin simgesi haline gelen Filistinli çocuğun fotoğrafını göstererek İsrail’e resti çekti.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan AK Parti Sivas 6. Olağan Kongresi’nde yaptığı konuşma sırasında Batı Şeria’nın El-Halil kentinde çekilen ve direnişin simgesi haline gelen Filistinli çocuğun fotoğrafını göstererek, “14 yaşındaki çocuğu 20’ye yakın İsrailli alçak terörist ne hale getirmişler. Bu ne vicdansızlıktır, bu ne kahpeliktir. ” diyerek ABD ve İsrail’e resti çekti.
Erdoğan, “1980 yılında 478 sayılı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun (BMGK) aldığı ve altında Amerika’nın da imzası olan belgeye göre İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etme kararı geçersizdir. Ey Trump, sen 1980’de bu kararı tek başına nasıl yok farzediyorsun ya. Senin böyle bir yetkin var mı? Sen tek başına bir emlak mı alıp satıyorsun. Buna yetkin yok. 1947’den itibaren zaten Filistin hep işgale uğramıştı. İsrail bir işgalci devlettir, İsrail bir terör devletidir. ” diye konuştu.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları;
Suriye ve Irak’ta olanlar. Dökülen kanları asla unutmadık. Buralarda uygulamaya konulan senaryoları ezip geçeceğiz. Daha fazlasını da yapacak, tüm kardeşlerimiz için güvenli bir gelecek inşa edeceğiz. Önümüze bir şey çıktı. Kudüs. Kudüs bizim kırmızı çizgimizdir. Kudüs üzerindeki oyunlara asla müsaade etmeyeceğiz. Amerika’nın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma ve büyükelçiliğini taşıma kararı bunun son örneğidir. Bu karar zaten sürekli örselenen barışa yönelik bir kışkırtmadır. 1980 yılında 478 sayılı Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun (BMGK) aldığı ve altında Amerika’nın da imzası olan belgeye göre İsrail’in Kudüs’ü başkent ilan etme kararı geçersizdir. Ey Trump, sen 1980’de bu kararı tek başına nasıl yok farzediyorsun ya. Senin böyle bir yetkin var mı? Sen tek başına bir emlak mı alıp satıyorsun. Buna yetkin yok. 1947’den itibaren zaten Filistin hep işgale uğramıştı. İsrail bir işgalci devlettir, İsrail bir terör devletidir.
‘BEN YAPTIM OLDU’ DEMEKLE OLMUYOR
Ey Trump, senin düştüğün bu yanlışa biz düşemeyiz. Biz beklerdik ki bu konuda düşüncen varsa bunu bizimle paylaş. Şu anda Tayyip Erdoğan, Türkiye İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dönem başkanıdır. Bizimle bunu paylaşman gerekirdi. Böyle bir adım atamazsın. Ben günlerdir, hem İslam hem Hıristiyan dünyasının ileri gelenlerini tek tek aradım. Buradan bir sonuç bildirgesi açıklayacağız, ondan sonra da etkinliklerimizi devam ettireceğiz. Trump, ‘ben yaptım oldu’ demesi ile olmuyor. Sen istediğin kadar büyükelçiliğini taşı, İsrail istediği kadar başkent ilan etsin. İsrail kendi yaptıkları ile kalır. Hukuk tanımaz bir adımı kabul etmemiz mümkün değildir.
EY TRUMP, EY NETANYAHU…
Kudüs’te şehirdeki genel baskıların yanında Mescid-i Aksa’nın içinde bulunduğu Harem bölgesine yönelik saldırıların ardı arkası kesilmiyor. Müslümanların girişlerini engellemek için İsrail güvenlik güçleri akla hayale gelmeyecek yollara başvuruyor. Ey Trump, ey Netenyahu, siz bunları yapsanız da biz sizin düştüğünüz bu acze düşmeyeceğiz. Bizden buna seyirci kalmamız bekleniyorsa kimse kusura bakmasın. Biz böyle bir ayıbı sırtımızda taşıyamayız. Biz haklıyız, onun için de güçlüyüz. Ama Amerika herhalde bazularına güveniyor. Hayır değilsin. Çünkü haksızsın. Şunu unutmayın. Kudüs bizim ilk kıblemizdir. Çünkü Kudüs Peygamberimizin Mirac’a çıktığı kutsal mekandır.
KUDÜS SEMBOLDÜR
Gazeteci tarihçi İlhan Bardakçı, bir hikayeyi şöyle anlatır: Mescidi Aksa’nın avlusunda, Osmanlı askeri adeta abide misali durmaktadır. Selamlaşmadan sonra bu kişi, kendini şöyle tanıdır; “20. Kolordu, 36. Tabur, 8. Bölük, 11. Ağır Makineli Tüfek Tabur Komutanı Onbaşı Hasan” 9 Aralık 1917 tarihinden beri oradadır. Kendisi en son ayrılan birliğin geride bıraktığı nöbetçi onbaşı. Iğdırlı bu kahraman görev yerini terk etmemiş, orada beklemiştir. Bu yiğit, komutanının bir sözü üzerine yarım asır orada nöbet beklemişken, biz koskoca Türk milleti olarak Allah’ın emrine, ecdadın emanetine nasıl sırtımızı dönüp ‘Kudüs’ten bize ne’ diyebiliriz. Kudüs’ü sıradan bir şehir sananlar varsa çok yanılıyor. Kudüs bir semboldür, dostu düşman, düşmanı dost yapar. Tam bir asır önce Mehmet Akif, Viyana’dadır. O günlerde Almanya ve Avusturya ile birlikte Osmanlı pek çok cephede bir arada çatışmaktadır. Mehmet Akif 9 Aralık’tan birkaç gün sonra Viyana’da gezerken bir anda tüm çanların çanmaya başladığını duyar. Çanların sebebini sorar. Aldığı cevap ibretliktir, “İngiliz generali bugün Kudüs’e girdi onu kutluyoruz” der. Bu generalin “Haçlı savaşları nihayet sona erdi” dediği de rivayet ediliyor. Kudüs önemli bir semboldür.
BU NE VİCDANSIZLIK, BU NE KAHPELİK
Kudüs’teki farklı mezheplere bağlı Hıristiyanlar aralarında anlaşamadıkları için önemli kilisenin anahtarı asırlardır Müslüman aile tarafından muhafaza edilmektedir. Dün geldikleri Kudüs’te tüm Müslümanlara zulmedenlerin farkı nedir biliyor musunuz? Bu aradaki fark bizim medeniyetimizin özetidir. 14 yaşındaki çocuğu 20’ye yakın İsrailli alçak terörist ne hale getirmişler. Bu ne vicdansızlıktır, bu ne kahpeliktir. Müslüman sıfatı taşıyıp da hala zalimlerin yanında yer alanların olması bizi çok üzüyor. Biz doğrunun, iyinin rızasına uygun olanın peşinde koşacağız. Kudüs’ün ilk fatihi hazreti Ömer bizimdir. Kudüs’ü 3 kıta 7 iklim Osmanlı’ya katan Yavuz Sultan Selim de bizimdir. Kudüs’ü kurtaracak olan yine biz olacağız.
Yorumla