İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları

Açılışını yaptığımız 7,7 milyar yatırım bedeli olan 375 eserin milletimize şehirlerimize ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Tüm bu eserlerin ülkemize kazandırılmasında emeği geçen, bakanlığımızdan müteahhitlerimize, mühendislerimizden işçilere kadar herkese gönülden teşekkür ediyorum. geçtiğimiz 15 yılda bakanlığımız tarafından ülkemize kazandırılan tam 7 bin 200 eseri milletimize sunduk. ‘Su hayattır’ anlayışıyla hareket ettik. Büyükşehir belediye başkanlığım döneminde İstanbul susuzluktan kıvranıyordu. Su getirmekle görevli olan İSKİ tam manasıyla iflas etmiş, her tarafı dökülen adı sadece yolsuzluklarla anılan bir kurum haline gelmişti. Ve tabi o zaman bu kardeşiniz de belediyeyi CHP’den almıştı. İSKİ’nin başında da tabi ki CHP’li belediye başkanının atamış olduğu bir genel müdür vardı, tabi görevden aldık yerine de Veysel hocamızı genel müdür yaptık. Ve İSKİ’yi Veysel hocamızla birlikte ayağa kaldırdık.

BİZE O GÜNLERİ CHP ZİHNİYETİ YAŞATTI

O dönemde kendi imkanlarımızla yaptığımız 7 barajla, kurduğumuz 600 su kanalizasyon arıtma tesisiyle meseleyi kökten hallettik. Hatırlayın o günleri, herkes elinde bidonlarla giderler su istasyonlarından… O dönemde su istasyonları kuruldu, istasyonda kuyrukta elinde bidon, anneler babalar çocuklar o günleri yaşadık. Ne yaparlardı peki? Evlerindeki küvetleri istasyondan aldıkları suyla doldururlardı. Artık banyo yapmak bile zora girmişti. Bugünleri bize kim yaşattı? O CHP zihniyeti yaşattı. Bizler 2,5 milyar dolar borçla İBB’yi devraldık. Ve bir taraftan borç ödedik, bir taraftan da İSKİ’yi ayağa kaldırdık. Bir taraftan İstanbul’u o çöp dağlarından temizledik. Hatırlayın Ümraniye’de patlayan çöplüğü orada 40’a yakın vatandaşımız oldu. Bunlar hep CHP zihniyetinin bedeliydi.

ANLADIN MI KEMAL?

İktidara geldik, gördük ki 76 şehrimizde içme suyu sıkıntısı yaşıyor. Bu sefer Veysel hocamızı DSİ’nin ardından da bakanlığın başına getirdik. Hamdolsun 81 vilayetin tamamında içme suyu meselesini büyük oranda çözdük. Sadece içme suyu değil her alanda tarihi projeleri hayata geçiren bir ülke haline geldik. Yollar, köprüler, trenler, barajlar, konut, işyerleri, havaalanları, artık evinden yarım saat mesafede havaalanına gidiyorsun. Ondan sonra da ülkemin ücra köşesinde 1 saat 20 – 40 dakikada ulaşma imkanına kavuştuk. Batıda ne varsa doğuda o var, güneyde ne varsa kuzeyde o var. eskiden baraj gibi işleri yabancı firmalar yapardı. Çünkü ülkemizin birikimi çok sınırlıydı. Biz altyapı yatırımlarında da yerli ve milli bir anlayışı öne çıkardık. Anladın mı Kemal?

Artık en iddialı projeleri dahi, kendi müteahhitlerimizle mühendislerimizle yapabiliyoruz. İstanbul’daki yeni havalimanı bunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Dünyada müteahhit hizmetlerinde Çin’in ardından ikinci sıraya yerleştik. Müteahhitlerimizin projeleriyle karşılaşmaktan memnuniyet duyuyoruz. AK Parti iktidarları döneminde hizmete alınan baraj sayısı 508’dir. Ki sayın Eroğlu teferruatıyla verdi. Çok ciddi yatırımlar yapıldı. Bu barajlarla hem içme suyu hem de tarımsal sulama konularında çok önemli mesafeler kat ettik. Yeni yatırımlar yanında, örneğin içme suyunda kayıp kaçak oranını yüzde 25’e indirmeyi hedefliyoruz. Sadece ülkemizle sınırlı kalmadık, KKTC’ye de su götürdük. 250 metre derinlikte, aslında bu dünyada uygulanabilir bir şey değildi, bu adımı attık. Ve Kuzey Kıbrıs’ta da bunun bütün dağıtımını bizler yüklendik. Afrika’da da 2 milyona yakın insanın temiz içme suyuna kavuşmasını temin ettik. Eskiden baraj inşaatları öylesine uzun sürerdi ki, yıllarca hayvanların otladığını görürdük. Şimdi her eserin temeli atılırken açılış tarihini, pazarlıkla biraz da öne çıkararak ilan ediyoruz.

ÇEVRECİLİKTE BİZİMLE KİMSE YARIŞAMAZ

Bir başka başarılı olduğumuz alan ağaç dikimidir. Camilerden okullara yol kenarlarından hastanelere kadar ağaçlandırma çalışmalarını sürdürüyoruz. 2023 yılına kadar inşallah 7 milyar fidanı toprakla buluşturmuş olacağız. Dedim ya çevrecilik de bizimle kimse yarışamaz, boşuna konuşmasınlar. Yok Greenpeace’ciymiş, yok şucuymuş yok bucuymuş bunların hepsi hikaye, onlara sormak lazım. Kaç ağaç diktiniz onu söyleyin. Biz yaptıklarımızla konuşuyoruz.Biz tabiatı, Allah’ın bizlere bir emaneti tabiat ürünleri de Allah’ın bizlere bahşettiği nimetler olarak görüyoruz. Bu anlayışla hareket ettiğimiz sürece aç gözlülükle tahribata meydan vermeyeceğimiz gibi elimizdeki imkanlarla değerlendiririz. Tam tersine bizim için tabiatın imkanları, rabbimize hamdımızın vesileleridir, öyle olmayı da sürdürecektir.

ÖĞRETMENLERE BİZİM VERDİĞİMİZ PARAYI KİM VERDİ

Geçtiğimiz 15 yılda sadece orman ve su işleri alanında değil, her konuda ülkemize adeta çağ atlattık. Eğitimde 270 bin yeni derslik inşa ederek, öğretmen sayımızı 906 bine çıkartarak… Şimdi konuşuyorlar ya, “öğretmenlere şu kadar para verseniz bu kadar para verseniz…” Bizim verdiğimiz parayı kim verdi? Biz ilk geldiğimizde bir öğretmenin aldığı maaş 560-570 liraydı. Şimdiyse yeni başlayan öğretmenin aldığı maaş 3 bin lira civarında. Ben yatırımlara girmiyorum, oraya girdiğimiz zaman çok farklı. Annelere eğer hakikaten yoksulsa onlara eğitimde verilen destekler. Sadece üniversiteli öğrencilere biz burs vermedik. Aynı zamanda ilköğretimde olanlara da mali noktada destek verdik.

AKŞAM BAŞKA SABAH BAŞKA HAYATI YALAN

Ama bu Kılıçdaroğlu bunları bilmiyor ki, takip etmiyor ki. Akşam başka sabah başka, hayatı yalan. Üniversite sayımızı 75’ten 185’e ulaştırdık. Acaba bundan haberi var mı?Biraz sonra geleceğim. SSK başında görev yaptın, o görev yaptığın zamandaki yolsuzlukları anlatacağım. Nasıl batırdın o kurumu onu anlatacağım. Acaba bir dikili ağacın var mı? “onu o zamanın başbakanı yapmalıydı” der. Bürokrat hiçbir işe yaramaz onun nazarında. Ama bizim zamanımızda bürokratımız da üretiyor. Çünkü biz o tür bürokratları iş başına getiririz.

HABERİN VAR MI KILIÇDAROĞLU?

Bölünmüş yol uzunluğunu 6 bin 100 kilometreden, biz ise geldik, 15 senede buna tuttuk 19 bin 500 kilometre ilave bölünmüş yol yaptık. Mevcut olan 83 karayolu tünelinin üzerine 229 yeni tünel ilave ettik. Haberin var mı Kılıçdaroğlu? Mevcut 26 havaalanımızın üzerine 29 havaalanı daha ilave ettik. Marmaray gibi, Avrasya gibi, Yavuz Sultan Selim, Osmangazi köprüleri gibi projelere imza attık ve hayata geçirdik. Haberin var mı Kılıçdaroğlu? Pek çok önemli proje şu anda devam ediyor. Türkiye’nin IMF’ye borcu yok. Kılıçdaroğlu bundan haberin var mı? Biz bir daha IMF’den borç almadık.

EY KILIÇDAROĞLU DUY DUY!

Ey Kılıçdaroğlu duy duy. Kulağın var duymazsın, gözün var görmezsin, dilin var, hakkı, hakikatı konuşamazsın. Milli geliri 863 milyar dolar seviyesine, kişi başına milli geliri 11 bin dolar seviyesine ulaştırdık. Sadece 2005’ten bu yana 9.2 milyon kişiye ilave istihdam oluşturduk. Tilki yetişemediği üzüme koruk dermiş. Bunun örneği Kılıçdaroğlu’dur. Geçtiğimiz 15 yılda ülkemizi büyütmek, zenginleştirmek için gerçekten çok çalıştık. Çok mücadele ettik. Bugün ise Türkiye her alanda kritik bir dönemden geçiyor.

KAĞIDI KILIÇDAROĞLU’NUN ELİNE TUTUŞTURANLAR…

Tüm kurumları ile bu tarihi süreçten ülkemizi en güçlü şekilde çıkarmanın mücadelesini veriyoruz. Bir de ana muhalefet partisinin başındaki zatın hezayanlarına cevap vermekle uğraşıyoruz. Mecburen bu konulara girmek zorunda kalıyoruz. Bu zat çıktı Cumhurbaşkanı ve ailesi yurt dışındaki bir takım hesaplara milyonlarca dolar para gönderdi diye iddia ortaya attı. Dün çıktı yurt dışındak bir şirkete şu kişi şu kadar milyon dolar para gönderdi diye sözler söyledi. Bir tomar kağıdı sallayarak dekontları da bunlar dedi. Ne gazetecilere ne adli makamlara vermedi. Avukatlar anında kendisine bunu ilgili savcılığı, medyaya veriniz dedi. Kağıtların ne olduğunu bir kendisi bir de onları eline tutuşturanlar biliyor.

BU İLK İFTİRASI DEĞİL

Bu hadise ilk yalan söyleyişi ilk iftirası da değil. Bir ara İsviçre’de hesaplarım olduğunu söyleyip durdu, belge gösteremedi. Yine, ispat et ben Cumhurbaşkanlığı’ndan çekileceğim, siyaseti de bırakacağım dedim. Ben siyasete girmeyeceğim dedi ertesi gün siyasete girdi.  Bizim yolumuzdan gidenler bile şunu soruyor. Bunları açıklayacağız ki sizler de bunu anlatmanız lazım ki bu tür insanlar bu ülkenin siyasetinden çekilsinler. Millet buna çarkçı Kemal diyor. Bir ara Güney Asya’daki tsunami felaketinde toplanan paraların gönderilmediğini öne sürdü. Yine işi pişkinliğe vurup kulağının üzerine yattı. Hayati Yazıcı arkadaşımızın ÖSYM Başkanı’na mail gönderip şu kişiyi üniversiteye yerleştirin dediğini öne sürdü. Bu zat da çıkıp bir özür dahi dilemedi. Şu anki Çevre ve Şehircilik Bakanımızla ilgili iddialar ortaya attı ispat edemediği için sürekli tazminatlar ödemek zorunda kaldı. Bakanımız da bol bol sucuk ekmek dağıttı.

ANA MUHALEFET DEĞİL, ANA HIYANET…

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi için, eseri karalamak için altın klozet iddialarına kadar pek çok yalanı aylarca diline pelesenk etmişti. Özür dilemeyi aklından bile geçirmedi. Böyle vicdansızlık olur mu ya? Sıkıyorsa gel bak bakalım nasıl bir altından klozet var. Bir ara bilmem kaç tane FETÖ’cü vekilin ismini açıklayacağını iddia etmiş bu sözünü de yutmuştu. Amerika’da FETÖ’cü vekillerin kimler olduğu ortaya çıkıyor. 2 CHP’li milletvekili Amerika’da kurulan kumpasın içinde yer almışlar. Ortaya çıkıyor. Ana muhalefet bunun yükünü daha fazla çekemez. Çünkü bunun adı ana muhalefet değil ana hıyanettir.

İNSAN KARŞISINDA DENGİ BİR RAKİP ARIYOR AMA…

Bu zatın başında olduğu CHP kayıptır. Bazı milletvekillerinin de yurt dışında ülkemiz aleyhindeki davalara belge bilgi taşıdığını gayet iyi biliyoruz. Kimi zaman kendileri kullanan kimi zaman yurtdışına götüren bu kişilerin ihanetlerinin hesabı mutlaka sorulacaktır. Bu sefil durum bizim işimize geliyor ama ülkemiz adına üzülüyoruz. İnsan mindere çıktığı zaman az buçuk eline gelebilecek, dengi sayılabilecek bir rakip görmek istiyor. Karşınızda bir karikatür tipli birini buluyorsunuz.

AÇIK ÇAĞRI: KÜRSÜDEN SALLAMAYI BIRAK SAVCILIĞA GİT

Dün, şahsımın ve iddialarla ismi geçen arkadaşlarımızın avukatı bir açıklama yaptı. Bu açıklamada iddialar yalanlanarak belge olduğu öne sürülen kağıtların derhal savcılığa verilmesi, medya ile paylaşılması çağrısında bulunuldu. 1 saat öncesine kadar, henüz bu yönde gelişme olduğunu duymadık dediler. Aynı çağrıyı tekrarlıyorum. Madem belgelşerin elinde olduğunu söylüyorsun, kürsüden sallamayı bırak. Milletimizle ve ilgili mercilerle paylaş. Git savcılığa teslim et. Bugüne kadar o kürsüden salladığın her kağıt ya yalan ya yanlış çıktı. Bizim için önemli olan şahsımıza ve ailemize yapılan saldırının cevapsız kalmamasıdır. İsimlerin çoğu 30-40 yıldır önemli işler yapmış iş adamlarıdır. Tayyip Erdoğan belediye başkanı değilkin de bu insanlar işlerle uğraşıyordu.

HİÇBİR ZAMAN ÖZEL KALEM MÜDÜRÜM OLMADI

Bu zat önce şahsımın, çocuklarımın, eniştemin, dünürümün, eski özel kalem müdürüm diye iddia ettiği o şahıs benim hiçbir zaman özel kalem müdürüm olmadı. Zerre kadar sende şahsiyet varsa, Mustafa Gündoğan bana ne zaman özel kalem müdürlüğü yapmış ispat et. Edemezsen de durma artık çekil git. Bu zat bir iş adamıdır. Bir şirkete milyonlarca dolar para gönderdiğini iddia ediyor. Yurt dışında şirket ismi verip rakamlar zikretti. Ticaretle uğraşan birisi yurt dışında da şirket kurar, alır satar, Para havale eder, havale alır. Bunları anlatmanın zorluğunu elbette biliyorum. Bu 5 isim asla o şirkete ve yere para göndermiş de değil. Mevcut şirketlerini satmaları sebebiyle onlara para geldi. Oraya da para gitmedi. Bu yapılan işlemlerde hiçbir sorun yoktur.

YURTDIŞINA GİDEN TEK BİR KURUŞ YOK

Belki anlamamış diye bir kez daha tekrarlıyorum. Yurtdışına giden tek kuruş yok. Dolayısıyla bu zatın söylediği yalan mı? yalan. Bu zat bir kez daha müfteri durumuna düştü mü? Düştü. Peki yüzü kızaracak mı? hiç sanmıyorum. Maşallah kendisinde manda derisi gibi yüz var. özür dileyecek mi? gereğini yerine getirecek mi? bugüne kadar yapmadı, yapacağını da sanmıyorum.

SURİYELİLERE HARCANAN PARA: KALEM KALEM SIRALADI

Bu zat hızla siyaset çöplüğüne doğru yol alıyor. Dün bir de Suriyelilere harcanan 30 milyar doları soruyordu. Bu zatın gezi olaylarında 100 milyarlarca zarara uğrayan Türkiye’nin kayıplarının hesabını sorduğunu duymadım. 15 Temmuz darbe girişiminin zararlarının peşine düştüğünü görmedim. 15 Temmuz’la alakalı da bu zatın en ufak bir derdi yoktur. Bunu da biliniz. Son günlerde aleni ekonomik saldırılar karşısında milletimizin hakkını savunan 2 çift laf ettiğine de şahit olmadık. Kafayı Suriyelilere harcanan paraya takmış. Türkiye Suriyeliler için AFAD eli ile yaklaşık 2.3 milyar dolar. Belediye olarak, 6 milyar dolar, sivil toplum vasıtaları ile 1.2 milyar dolar harcama yapmıştır. Eğitim ve sağlık hizmetleri sınırsız olmuştur. Görevlendirilen personellerin maliyeti vardır. Diğer maliyetler vardır. Suriyelilere sadece kamu kuruluşları yardım etmiyor. Asıl büyük yardımı milletimiz yapıyor. Tüm bunları topladığımızda karşımızda yaklaşık 30 milyar dolarlık bir meblağ çıkıyor.

YENİDEN DAVA AÇACAĞIM

En insani konulara bile böyle yaklaştığına göre, diğer hususlarda da kafayı bozmuş olmasına şaşırmamak lazım. 1 yaşına girmemiş torununu utanmadan nasıl SSK’lı yaptığını, devleti nasıl zarara uğrattığını unutmadık.  Şu anda 5 kişilik ismi geçen kardeşlerim, dünürüm, diğer ismi geçen arkadaşlarımız davalarını açacaklar. Yakasından bu adamın düşmeyecekler. Yargıda bu hak aranacaktır. Ben de ayrıca tekrar buna yeniden bir dava açacağım. Hukukta hakkımızı yeniden aramanın peşinde olacağım.