Başkan Recep Tayyip Erdoğan,10. Büyükelçiler Konferansı katılımcıları onuruna verilen öğlen yemeğinde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Erdoğan ekonomik bir kuşatma ile karşı karşıya olduğumuza dikkat çekti.
Türkiye’nin bugün yaşadığı durumun krizle alakası olmadığını belirten Erdoğan, “Görünen köy kılavuz istemez. Türkiye diğer alanlarda olduğu gibi ekonomide de bir kuşatma ile karşı karşıya kalarak Gezi olayları ile başlayan 17-25 Aralık’la devam eden 15 Temmuz’la bir üst aşamaya taşınan saldırıların devam edeceği açıktır” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları;
“İç siyasette olduğu gibi dış politikada yoğun bir gündemin içinde olduk. Makamında oturan değil, koşan, koşturan, terleyen bir cumhurbaşkanı olmaya çalışıyoruz. Yurtdışında da ülkemizin gücüne güç katmak için gayret sarfediyoruz.
Büyükelçiler Konfrensının konumu farklıdır. Tüm büyükelçilerimizin aynı çatı altında buluştuğu, ufkunun çizildiği önemli bir platform haline geldi. Bu seneki toplantının daha öncekilerden farkı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk konferansı olmasıdır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, ülkemizin ihtiyaçlarına en uygun modeldir. 16 Nisan halkoylaması ve 24 Haziran seçimleri Türk demokrasisinin ulaştığı seviyeleri göstermektedir.
“BAŞARI ÇITASINI İNSAN BELİRLEYECEKTİR”
Sistem ne kadar mükemmel olursa olsun, başarısını ya da başarısızlığını belirleyecek olan insandır. İnsanı dikkate almayan hiçbir sistem başarılı olamaz. Yeni yönetim sisteminin de başarı çıtasını insan belirleyecektir. Sistemin pürüzsüz şekilde işleyebilmesi için tesis edeyeceğimiz anlayış ile mümkündür. Herkes tam bir koordinasyon içinde büyük ve güçlü Türkiye ideali için çalışma, üretmek zorundadır. Yersiz kaygılardan ve koordinasyon eksikliğine asla tahammülümüz yoktur.
“BU KADROYU YETERİ KADAR KULLANAMADIĞIMIZA İNANIYORUM”
Türkiye’nin son yıllarda elde ettiği uluslararası zaferlerde siz büyükelçilerin de büyük payı bulunuyor. Harici teşkilatı güçlü olmayan devletin beynelminel ilişkilerde güçlü olması beklenemez. Birikimleriyle, özgüvenleriyle bizim diplomatlarımızın güçlerini ve kabiliyetlerini gayet iyi tanıdım ve biliyorum. Bu kadroyu yeteri kadar etkin şekilde kullanamadığımıza da inanıyorum. Sizlerden daha büyük gayretler ve sonuçlar bekliyoruz.
“EKONOMİDE BİR KUŞATMA ALTINDAYIZ”
Görünen köy kılavuz istemez. Türkiye diğer alanlarda olduğu gibi ekonomide de bir kuşatma ile karşı karşıya kalarak Gezi olayları ile başlayan 17-25 Aralık’la devam eden 15 Temmuz’la bir üst aşamaya taşınan saldırıların devam edeceği açıktır. Son yıllarda terörden ekonomik manipülasyonlara maruz kalmamızın sebebi milli menfaatler konusunda tavizsiz tutum takınmamızdır. Siyasetin yeniden vesayetin eline geçmesine izin vermedik. Terör örgütleri üzerinden kurulan oyunları deşifre edip önüne geçtik. Suriye’de etrafımızda oluşturulmaya çalışan terör koridoruna izin vermedik.
“YAŞADIKLARIMIZIN KRİZLE İLGİSİ YOKTUR”
Döviz kurundaki gelişmelerin ekonomik temelinin olmadığını, ülkemize saldırı niteliği taşıdığı herkesin tespitidir. Dünya Ticaret Örgütü var, atılan adımların bu örgütün umdeleriyle alakası var mı? Ben yaptım oldu diyemezsin. İstediğin kadar başkan ol. Akşam yatıp sabah kalkıp demir çeliğe şu kadar vergi koydum diyemezsin. Bir yandan stratejik ortak olacaksın, diğer yandan ayağına kurşun sıkacaksın. Böyle bir şey kabullenebilir mi? Bizim bunlara eyvallah dememiz mümkün değildir. Yaşadıklarımızın krizlerle ilgisi yoktur. Bambaşka bir durum ile karşı karşıyayız. Şu anda bizim bu olaylar karşısında temkinli şekilde attığımız adımlar var, atacağımız adımlar var, çeşitli planlarımız var. Biz kur şöyle oldu, böyle oldu demek suretiyle battık, bittik böyle bir şey yok. Türkiye’nin ekonomik dinamikleri sağlamdır.
“BUNLARIN DA İNLERİNİ BAŞLARINA GEÇİRECEĞİZ”
Bu konuda rahat olun. Ülke olarak serbest piyasa ekonomisi kurallarından taviz vermedik. Sosyal medya üzerinden birçok ekonomik terör kişilikleri var. Bunlara karşı da yargımız tedbirlerini almıştır, üzerine gidiyor. Sen benim hafıza kayıtlarımı nereden okuyorsun? Neye göre bunu söylüyorsun? Bunlar ihanet şebekesi. Ama biz bunlara yüz vermeyeceğiz. Gereği neyse gereken bedeli ödeteceğiz. Bunların da inlerini başlarına geçireceğiz.
“BURADAKİ AMAÇ BAĞCININ CİĞERİNİ SÖKMEKTİR”
Türkiye’yi milyonların umudu haline biz getirdik. Ülkemize yönelik artan saldırıların hedefi asla şahıslar, partiler, kurumlar değildir. Her alanda böylesine düşmanca tavır içine girilmesinin gerekçesi yoktur. Burada amaç bağcıyı dövmek, bağcının dişlerini dökmek, ciğerini sökmektir. Türkiye’nin hedeflerinden vazgeçirmektir. Hangi bahene ile yapılırsa yapılsın operasyonun gerçek hedefi budur. Bu saldırılardan alnımızın akıyla çıkmamız milletimizin desteğiyle mümkündür.”
Yorumla