Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, 40 kişinin Almanya’ya iltica başvurusunda bulunduğunu belirterek, “Alman yargısı ve Alman makamlarının bunu çok dikkatli değerlendirmeleri ve kesinlikle iltica başvurularını kabul etmemeleri gerekiyor. Bu kabul edilemez” dedi.
Bir dizi ziyaret için Edirne’ye gelen Bakan Işık, ilk olarak Edirne Valisi Günay Özdemir’i makamında ziyaret etti. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bakan Işık, 40 kişinin Almanya’ya iltica başvurusunda bulunduğunu belirterek, “Aynı şey Almanya için geçerlidir. 40 tane güya onlara asker demeye dilimiz varmıyor. Bu 40 kişi iltica başvurusunda bulunmuş. Alman yargısı ve Alman makamlarının bunu çok dikkatli değerlendirmeleri ve kesinlikle iltica başvurularını kabul etmemeleri gerekiyor. Bu kabul edilemez. Almanya gibi Türkiye ile hem siyasi hem ekonomik hem de sosyal ilişkileri çok güçlü olan ülke için kesinlikle kabul edilemez. Bunun çok önemli sonuçlar doğuracak sonuçları olur. Bütün dünyaya çağrımız terör noktasında Türkiye ile işbirliğini arttırması. Türkiye bu noktada ciddi bir mücadele veriyor. Türkiye yalnız bırakılmamalı. Bugün Türkiye yalnız bırakılırsa yarın kendilerinin yanında bulunacak ülke kalmayabilir” dedi.
“YUNANİSTAN’IN TAVRINI ANLAMAMIZ MÜMKÜN DEĞİL”
Yunanistan’ın 8 darbeci askeri iade etmemesine ilişkin olarak da Bakan Işık, “Tabi bu Yunanistan’ın tavrını anlamamız mümkün değil. Yunanistan, NATO’da bizim müttefikimiz. Her şeyden önce de komşumuz. İyi komşuluk açısından kendilerinin terör örgütü saydığı bir örgütün üyesi teröristi Türkiye’ye iade etmemesinin izahı olamaz. Bugün de basına yansıyan haberler vardı. Bugüne kadar hiçbir terör örgütü üyesini, teröristi Türkiye’ye iade etmediler. Bu iyi niyetli bir yaklaşım değildir. Şunu artık bilmemiz gerekiyor, terör artık küreselleşmiştir. Terörle mücadelede de küresel işbirliği artık olmazsa olmazdır. Ve hiçbir ülke bu terör bana zarar vermez diye düşünmemelidir. Teröre müsamaha eninde sonunda kendisine bedel ödetir. Bu açıdan 8 tane FETÖ üyesi olduğunu düşündüğümüz kişinin Türkiye’ye iade edilmemesi kabul edilemez. Efendim yargı kararı. Hayır bu siyasi bir karardır. Yunanistan’ın bu konuyu tekrar değerlendirmesi, yargının bu kararını tekrar gözden geçirmesi ve terör örgütü üyesi olduğu düşünülen kişilerin Türkiye’ye iadesinin bir an önce gerçekleşmesi gerekmektedir. 248 tane insan şehit oldu. 2 bin 193 kişi yaralandı. Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı. Ankara, İstanbul hainlerin hedefi haline geldi. Ve bunlar helikoptere binerek izin almadan Yunanistan’a kaçtı. Bunların iade edilip Türkiye’de yargılanması gerekmez mi? Bunların Türkiye’de yargı önüne çıkması gerekiyor. Hiçbir bahane kabul edilemez. Yunanistan’dan beklediğimiz iyi komşuluk. Ve NATO ittifakı çerçevesinde kendi üzerine düşeni yapmasıdır. Bu güne kadar yapmadılar ama bu bir başlangıç olur, Türkiye’nin terörist örgüt üyelerini iadesinde bir adım atmış olunulur. Yoksa ne iyi komşuluk ilişkileri ne de ittifak ilişkileriyle bağdaşan bir durum olmaz. Bütün Avrupa için söylüyoruz. Terörle işbirliği yılanla aynı çuvala girmektir. Terörle müsamaha yılanla çuvala girmektir” dedi.
Yunanistan’a kaçan 8 darbeci askerin iadesinin iyi komşuluk ve ittifak ilişkileri içerinde çözülmesini istediklerini söyleyen Bakan Işık, “Eğer bu olmazsa her türlü konuyu Türkiye değerlendirecektir” şeklinde konuştu.
“MİLLİ MUHARİP UÇAĞI İLE İLK HEDEFİMİZ 2023 YILI”
Milli muharip uçağı hakkında da bilgiler veren Işık, “Milli muharip uçağı ile ilk hedefimiz 2023 yılı. Teknoloji geliştirmede her teknolojinin kendi tarihi var. Bir global tarih verme imkanımız yok. Savunma sanayi, Türkiye gibi bir ülke için olmazsa olmaz. Türkiye Türk Silahlı Kuvvetleri güçlü insan yapısını savunma sanayi ile teçhiz ederse o zaman Türkiye kendi savunmasında çok rahat eder. Savunmada herkesin güvenle yaşadığı ülke konumuna gelir. Çok nitelikli insan kaynağının yanında güçlü bir savunma sanayi bizim için ekmek, su kadar önemlidir. 1974’teki Kıbrıs harekatında dost dediğimiz ülkelerin koyduğu ambargoyu unutmadık. 1990’larda terörle mücadele ederken bir takım ülkelerin sattıkları silahları terörle mücadelede kullanamazsınız diye nasıl sınırlamalar getirdiğini biliyoruz. Hatta biraz daha geriye gidersek 1’nci Dünya Savaşı sırasında parasını ödediğimiz halde alamadığımız gemilerimiz var. Türkiye savunma sanayinde dışa bağımlılığını minimize etmek zorundadır. 2012 görevi devir aldığımızda yerlilik oranı yüzde 24. Yüzde 76 oranında dışa bağımlıydık. Bu yüzde 24’ünde niteliği çok düşüktü. Bugün savunma sanayinde yerlilik oranımız yüzde 60’ı geçti. Nitelikte çok yükseldi. Piyade tüfeğinden insansız hava aracına, helikopterinden kendi gemisine kadar ihtiyaç duyduğu pek çok silahı yerli ve milli imkanlar üreten bir Türkiye var. Ama buları da yeterli görmüyoruz. İlk hedefimiz savunma sanayindeki yerlilik oranını yüzde 80’e çıkarmak, Türkiye’nin kritik teknolojilere sahip olmasını sağlamak. Bu açıdan pek çok projeyi sürdürüyoruz. Kendi hava üssü füze çalışmamızı yapıyoruz. Kendimize ait milli muharip uçağı geliştirmek içinde çalışmalara başladık. Atılan imzalarla milli muharip uçağı geliştirilecek. İngilizlerle işbirliği yapacağız ama elde eden birikim Türkiye’nin olacak. Uçak motorumuzu kendimiz gerçekleştiriyoruz. Füzedeki radar sistemlerimizi, milli dedaktörlerimizin gerçekleştirilmesi, yerlileştirilmesi ve millileştirilmesi için gayret gösteriyoruz” diye konuştu.
Yorumla