Dört yıl önce “Biyolojik / virütik saldırı olacak” diyen Abdullah Çiftçi, koronavirüsü dünyanın önemli kuruluşlarının bildiğini ve buna göre hazırlık yaptığını söyledi.
OSMAN SAĞIRLI
Sosyal Medya ve Bilgi Teknolojileri Strateji Derneği Başkanı Abdullah Çiftçi, dünyayı kasıp kavuran koronavirüs ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yaptığı analizlerle dikkat çeken Çiftçi, koronavirüs ile yeni bir dünya düzeninin hayata geçirildiğini öne sürdü. Virüsü dünyanın önemli kuruluşlarının bildiğini ve buna göre hazırlık yaptığını söyleyen Çiftçi’nin sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
¥ Koronavirüs dünyayı teslim aldı. Küresel salgın ilan edildi. Nereden çıktı bu virüs?
Koronavirüs Çin’in Vuhan şehrinde ortaya çıktı. Vuhan’da Fransızlar tarafından kurulan Viroloji Laboratuvarları var. Virüs ilk çıktığında ABD Biyolojik Terör Kanunu’nu hazırlayan Avukat Dr. Francis Boyle “Virüs Vuhan Viroloji Laboratuvarından kaçtı bunu Dünya Sağlık Örgütü biliyor” diye açıklama yapmıştı. Dün de İtalya devlet televizyonu RAI’de 2015 yılına ait bir belgesel yayınlandı. Belgeselde Çinlilerin Vuhan’daki virüs laboratuvarında SARS virüsü üzerinde gizli çalışmalar yaptığı anlatıldı. Belgeselde Çinli bilim adamlarının yarasa ile farelerden bulaşan ve akciğerlerde büyük tahribata yol açan bir “süpervirüs” üzerine çalıştıkları üzerinde duruluyor. Bir grup Çinli bilim adamı yarasalardan aldıkları bir proteini SARS virüsü üzerine aşılıyor. Böylelikle yeni tip bir SARS virüsü geliştiriyorlar. Vücudumuzda bulunan Shc 14 molekülü yeni tip koronavirüsün solunum yolları hücrelerimize saldırmasını sağlıyor. Koronavirüsün kendiliğinden mi yoksa insan tarafından mutasyona uğratılarak üretildi sorusundan çok şu anda konuşmamız gereken koronavirüs olayı ile dünya nereye yönlendirildiğidir.
¥ 2016 yılına ait bir Tweet’inizde dijital dünya için biyolojik/virütik saldırı yapılacağınız yazmıştınız. Bunu neden yazdınız?
21. yüzyıl yeni dünya düzeni “dijital dünya düzeni”dir. Dijital dünya için teknolojik yapı hazırlandı ama insanların dijital dünyanın içine girmesi için ayağının topraktan kesilmesi gerekirdi. Bunu nasıl yapacaklar diye kendime sorduğumda ve dijital dünyanın kurgucularının aynı zamanda aşı ve virütik saldırı ile ilgili çalışmalarını takip ettiğimde bu işin virüs ile yapılacağını düşündüm. Sizinle daha önceki konuşmalarımızda ve farklı TV programlarında ve sosyal medyada sıkça “Ayağımızı topraktan kesecekler” “Dünyaya reset atmayı düşünüyorlar” Nuh Tufanı gibi bir olay ve algıdan sonra dijital dünya dönemini başlatacaklar” şeklinde ifadelerim vardı. Ayrıca sıkça “Ulus devletler 20. yüzyılın dinamikleri ve kavramları ile yürüyen bir merdivende güç, enerji, toprak için birbirleriyle savaşıyorlar ama yakında hepsi aynı noktaya çıkacak/çıkarılacak açıklamalarım vardı.
Şimdi dünya insanı eve kapandı ve topraktan ayağını çekti. Ve bütün ulus devletler aynı yerde ve her devlet vatandaşlarının iletişimini dijital olarak sağlıyor.
2010 yılında Rockefeller Grubu, Bill Gates ve Milanda Gates “Dünyaya Virolojik salgın tatbikatı yaptı”. Tatbikatta tüm dünyada bir virüs salgını olursa devletler nasıl mücadele eder sorusu soruldu ve Çin’in otokratik yapısı sebebiyle virüs ile mücadelede en başarılı ülke olacağı belirtiliyor. Yine 2019 Ekim ayında yani Çin’de virüsün çıkmasından 2 ay önce ABD’de John Hopkins Üniversitesinde bir Virüs Salgın Tatbikatı” yapıldı bu tatbikata Dünya Ekonomik Forumu (DAVOS), Rockefeller Gurubu, Bill Gates ve Milanda Getes Vakfı ve Jonson and Johnson ilaç firması katıldı. DAVOS’ta son üç senedir yapılan toplantılarda, artan dünya nüfusuna çözüm, iklim ve dijital dünya ile ilgili oturumlar öncelikliydi. Bu tatbikata katılan grup ve şirketler aynı zamanda dijital kimlik ve biyometrik çip geliştirici şirketlere de fon sağlayanlar. Yani buradan anladığımız virüs saldırısı, aşı geliştirme ve dijital dünya projelerine yatırım yapan Dünya Sağlık Örgütü’nü fonlayan şirketler aynı şirketler.
VİRÜS İLE BÜTÜN DÜNYAYA KORKU VE PANİK SATILDI
¥ Koronavirüs ilk duyulduğunda siz “Dijital dünya toplumu 1.0 test ediliyor” açıklaması yaptınız bu ne demektir?
21. yüzyıl dijital dünyasına geçiş için insanların 20. yüzyıla kadar edindiği alışkanlıkların, inançların, kültürünün, devlet yönetim şekillerinin ve aile yapısının değiştirilmesi gerekir. Koronavirüs olayı ilk olarak Çin’de çıktı. Sonra İran’ın Kum şehrinde görüldü. Kum, Şiilerin ideolojik merkezidir. Bütün Şii dünyası olaydan etkilendi. Kâbe’nin kapalı kalması tüm İslam dünyasını derinden sarstı ve şu anda cuma namazları camide kılınamıyor. Cuma namazları dijital olarak internetten kılındı. Virüs İtalya’ya sıçradı, İtalya’nın Roma şehrinde Vatikan var ve Katoliklerin merkezidir. Katoliklerin Papası aylık ayinini dijital olarak yaptı. Papazlar günah çıkarmayı dijital olarak yapıyor. Güney Kore’de virüs bir rahipten yayıldı, ABD’de ise kiliseler kapalı. Beyaz Saray’da virüs çıktı, NBA oyuncularında virüs çıktı. Brezilya Devlet Başkanı’nda, İngiltere Başbakanı Boris Johnson’da ve dünyanın önemli isimlerinde koronavirüs tespit edildi. Sanki ünlü kişiler üzerinden bir “virüsshow” izliyoruz.
Virüs ile bütün dünyaya korku ve panik satıldı. Ülkeler ‘dijital dünyaya’ korku, panik ve kaos ile hazırlanıyor. Pulmonoloji, politikacı ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi eski Başkanı Wolfgang Wodarg “Politikacılar bilim adamları tarafından mahkemeye çıkarılıyor” açıklamasını yaptı. Dijital dünyada sosyal medya platformları ile dünya halkı bilim insanları tarafından yönlendiriliyor ve politikacılar âdeta kendi halkı tarafından yönlendiriliyor.
¥ 21. yüzyıl dijital dünyasından bahsediyorsunuz, nedir bu dijital dünya ve niçin insanlar bu dünyaya yönlendiriliyor?
Dijital dünyada eğitim online, şu anda da bütün dünya eğitime online olarak devam ediyor. Alışveriş online… Şu anda insanlar evden çıkamadığı için alışveriş internete kaydı. Dijital dünyada robotlar hayatımızda olacak ve şu anda Çin’de robotların çalıştığı lokantalar açık, hastanelerde robotlar hizmette, lojistik teslimatta robotlar görevde. Cumhurbaşkanı Erdoğan G20 zirvesine online olarak katılıyor, dünya hükûmetleri artık online toplantı yapıyor, dünya liderleri online görüşüyor. Akraba ziyaretleri online. Yani dijital dünyanın içine girdik ve test ediliyoruz.
¥ 21 yüzyıl Dördüncü Sanayi Devrimi, Yapay Zekâ, artırılmış gerçeklik ile insanlar dijital dünyada yaşasın deniyor.
Dünyanın zemini toprak ise Dijital Dünya zemini de Blockchain teknolojisidir. Blockchain teknolojisi ile insanlar devletlerinden bağımsız aracısız birbiri ile iletişime geçebilir. Mesela kripto para bir Blocckhain uygulamasıdır. Çin’de kağıt paralardan virüs bulaşıyor duyurusu yapıldı ve tüm dünya temassız ödeme sistemine geçti, bir sonraki aşama ise kripto para dönemidir. Şu anda cebimizde ne kadar para olduğu bilinebilir ama nakit kullandığımız müddetçe parayı nereye harcadığımız bilinmez. Kripto parada hem cüzdanımızdaki para bilinir hem de parayı nereye harcadığımız kayıt altına alınır. Yani sistem izin vermez ise kimse bir harcama yapamaz. Dijital dünya ‘Levh-i Mahfuz’un karşılığı gibidir. Yani insanın yaptığı bütün eylemler kayıt altına alınıyor.
¥ Koronavirüs ile hedeflenen ne veya salgın sonrası nasıl bir dünya bizi bekliyor?
Dijital dünyanın amacı hayatın her alanını, insanı, hayvanları ve bitkileri kontrol etmek. 5G’ye “nesnelerin interneti” diyoruz. Yani teknolojik tekillik. Biyolojik platform, fiziki platform ve dijital platformun birbirine entegre edilmesi. Koronavirüs sonrası insanlara mikroorganizamalardan korunabilmek için deri altına biyometrik çip takılması gündeme gelecek. Derine altına takılacak çip ile insan hack’lenebilir insan olur. Biyometrik çipi normalde sağlıklı bir insan deri altına yerleştirmez ama virüs korkusu ile yapabilir.
2021 Ocak ayından itibaren Avrupa’da yeni doğacak çocuklara ve mültecilere biyometrik çip takılması gündeme gelecektir. Sokaklar boş ve Avrupa’da ve ABD’de hızlı bir şekilde 5G baz istasyonları şehirlere yerleştiriliyor. Ayrıca üç gün önce Kazakistan’dan 34 uydu gökyüzüne fırlatıldı. Dijital dünyanın zemini internettir. Yakın gelecekte uydular aracılığı ile tüm dünyaya ücretsiz internet bağlantısı sağlanacak. Google, Tesla ve One Web Küresel uydu grubu gökyüzünü uydu ile donatıp iletişimi ulus devletlerin elinden almak için çalışıyorlar.
KÜRESELLEŞMENİN TEMELİ ATILIYOR
¥ Koronavirüs ile her devlet sınırları kapattı. Küreselleşme bitti mi?
Koronavirüs ile küreselleşmenin temeli atılıyor. Bina yapımından habersiz olanlar temel kazılırken kuyu kazılıyor zannedebilir. Küreselleşme dijital olarak hızla dünyayı sarıyor. Koronavirüs sonrası da küreselleşme adına ulus devletlerin alacağı kararları göreceğiz.
Ülkeler IMF’den kurtulduk diye seviniyordu ama daha şimdiden 82 ülke IMF’ye kredi için müracaat etti. Yıpranmış ve itibarı azalmış olan BM dünya hükûmeti gibi hareket ediyor. Yavaş yavaş bir dünya hükûmeti seslendirmeleri başlandı. IMF ülkelere borç verirken “dijital devlet” ile ilgili kanunların çıkarılmasını da gündeme getirecektir.
Koronavirüs sonrasında kapitalizm ve komünizmin bir sonraki aşaması olan dijital küresel tam kontrole dayalı, ulus devletlerin fonksiyonlarının azaldığı bir dünya modeli gündeme gelecek. Dünyanın en büyük varlık el değiştirmesini göreceğiz. Ulus devletler buna hazırlıklı değildi ama birileri bu sürece hazırlıklıydı.
ÇİN DÜNYANIN KURTARICISI ALGISI OLUŞTURULACAK
¥ Koronavirüs ilk çıktığında genelde algı “ABD’nin virüs ile Çin’e diz çöktürdüğü” şeklindeydi ama siz “Çin bu işten güçlenerek çıkar ABD düşünsün” demiştiniz. Şu anda koronavirüsün merkez üssü ABD oldu. Bu görüşe nasıl vardınız?
21.yüzyıl dijital dünya kurgusunda Finans New York ve City of London sermayesinden, Know-How Slikon Vadisi’nden ve Çin de Endüstriyel Atölye’dir. Çin’den başlatılan “Bir Kuşak Bir Yol Projesi” dünya tarihinin en büyük ticaret ve siyasal projesidir. Bu projeye çok yatırım yapıldı ve Türkiye’nin de ortak olduğu Asya Yatırım Bankası kuruldu. Bu proje ile 21. yüzyıl dijital dünyası hayata geçirilecek. Bu sebeple Çin yükseltilecek. Koronavirüsün ilk çıktığında Çinliler sevimsiz ilan edilmişti ama bundan sonra tüm dünyaya yardım eden doktor gönderen, tıbbi malzeme gönderen bir Çin göreceğiz. Yani dünyanın kurtarıcısı Çin algısı oluşturulacak.
DİJİTAL DEVLET ÇİN’DE TEST EDİLDİ
¥ Sizce Çin otokrat bir yönetim olduğu için mi koronavirüs ile mücadelede daha başarılı oldu?
Çin otokrat bir yönetim değil dijital devlet yönetimine geçen ilk ülkedir. Çin’de 2020 yılında faaliyete geçirilen “Sosyal Kredi Sistemi” aslında yapay zekânın yönettiği dijital devlet düzeneğidir. Koronavirüs öncesi Çin’de Sosyal Kredi Sistemi test ediliyordu ve çoğu vatandaş bilgilerini vermekte tereddütlü idi ama koronavirüs korkusu ile herkes Sosyal Kredi Sistemi’ne entegre oldu. Big data ile Çin tam kontrol altında. Çin’deki yapay zekâ hangi apartmanda, hangi mahallede, ilçede kim koronavirüslü veya riskli ise tespit edebiliyor. Kırmızı, yeşil, sarı olarak kodlanan insanları sokakta yüz tanıma sistemi ile kameralar tanıyor ve kırmızı gördüklerini anında karantinaya aldılar. Çin’de test dilen Dijital Devlet Yönetim Sistemi bütün dünyaya ihraç edilecek.
Yorumla