Financial Times’da yer alan bir habere göre Avrupa Birliği, ABD’nin Avrupa menşeli otomobillere ek gümrük vergisi getirmesi durumunda 300 milyar dolarlık vergilerle karşılık verebileceğini yazdı.

Almanya İçişleri Bakanı ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisinin genel başkanı Horst Seehofer’in Merkel ile sığınmacı konusunda anlaşamazsa istifa edeceğini söylemesi de endişeleri daha da arttırdı.

Gelen haberlerin etkisiyle sert düşüş ile güne başlayan Avrupa borsalarında olumsuz hava şu an itibarıyla da devam ediyor. Almanya’da DAX yüzde 0,56 düşüşle 12 bin 238, Fransa’da CAC 40 yüzde 1,02 düşüşle 5 bin 269, İspanya’da IBEX 35 endeksi yüzde 1,25 düşüşle 9 bin 501,  İtalya’da MIB endeksi de yüzde 1,60 düşüşle 21 bin 274 puan seviyesinde bulunuyor.

Türkiye’de ise seçimler ardından iç piyasalarda yaşanan olumlu havanın etkisi ile pozitif ayrışma devam ediyor. BIST 100 endeksi an itibarıyla yüzde 0,05’lik artışla  96 bin 539 puan seviyesinde bulunuyor.

ASYA DA SERT ÇAKILDI

Geçen haftalardaki sert düşüşlerine bugün de devam eden Çin’de Şanghay  bileşik endeksi, 2 Mart 2016’dan bu yana en düşük seviyeyi görmesinin ardından  kapanışa doğru yüzde 3’e yakın değer kaybederek 2.763,08 puan oldu.

Japonya’da Nikkei 225  endeksi yüzde 2,2 azalarak 21.811,93 puandan kapandı.

ÇİN PİYASASINDA “FİNANSAL PANİK” ENDİŞESİ ARTIYOR

Ticaret savaşı endişeleri ve  yuandaki değer kayıplarıyla baskı altında kalan Çin piyasalarında, yılbaşından bu  yana yaklaşık 2 trilyon dolarlık kayıp yaşanırken, ekonomistler bu durumun devamı  halinde “finansal panik” havasının görülebileceği konusunda uyarıyor.

Gümrük vergilerinin artırılmasına ilişkin ABD ve Çin tarafından gelen  karşılıklı hamlelerin ticaret savaşı endişelerini tetiklemesi, ekonomide ani  yavaşlamaya işaret eden veriler ve borçla mücadele kapsamında likiditenin  baskılanması Şanghay bileşik endeksinde düşüşleri beraberinde getirirken,  yuandaki değer kayıpları da yatırımcıların risk iştahının azaltan bir diğer unsur  olarak öne çıktı.

Çin’de Şanghay bileşik endeksi yıl başında bu yana yaklaşık yüzde 16  değer kaybederken, bu süreçte endeksin değerinin yaklaşık 2 trilyon dolar eridiği  tahmin ediliyor. Özellikle 15 Mayıs’tan bu yana düşüşü ivme kazanan endeks, arka  arkaya 6 hafta değer kaybederek 3.200 puan seviyelerinden 2.775 puan seviyelerine  kadar indi.

Offshore yuanda ise dolar karşısında yıl başından bu yana yüzde  2,2’lik, haziran ortasından bu yana da yüzde 3,3’lük düşüş görüldü.

Ekonomistler, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’de, hem döviz hem  de hisse senedi tarafında görülen bu düşüşlerin devam etmesi halinde “finansal  panik” havasının görülebileceğini belirterek, böyle bir durumda panik havasının  diğer ülkelere de sıçrayabileceği konusunda uyarıyor.

“ÇİN ENDEKSLERİ 2015’TE YAŞANAN BALONDAN HALA KURTULAMADI”

AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan İş Yatırım  Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan, uzun vadeli bakıldığında Çin  endekslerinin 2015’te yaşanan balondan kendisini hala kurtaramadığını vurguladı.

Bir süredir hükümet ve Çin Merkez Bankası’nın (PBoC) aldığı ekonomiyi  soğutma ve kredi hacmini yavaşlatma kararlarının, endekslerin bu yıl da zayıf bir  seyir izlemesine neden olduğunu anlatan Manukyan, şunları kaydetti:

“Uzun süredir bankacılık sisteminin sağlığı tartışılırken bir de ABD  ile ticaret savaşı riskinin artması yatırımcıları daha temkinli olmaya itiyor.  Teknik anlamda Şanghay bileşik endeksi için 2.780 ve 2.640 seviyeleri düşüşün  uzanabileceği seviyeler. Satışlar hala kredili hisse taşıyan yatırımcıları da zor  duruma sokarak satışa yönlendiriyor, yani kendi kendisini besliyor. Ekonomide  yaşanan tüm dönüşümlere rağmen Çin yeterli büyüklükte bir iç pazara sahip değil.  Bu nedenle ABD pazarının kapanması veya girişin zorlaşması şirketler açısından  son derece kötü bir gelişme. Öte yandan yuanın da değer kaybediyor olması, bir  noktada para çıkışlarını tetikleyebilir ve 2015 döneminde yaşadığımız gibi tüm  piyasaları etkileyecek bir belirsizliğe yol açabilir.”

“YUANDAKİ DEĞER KAYBI YATIRIMCILARI HUZURSUZ EDİYOR” 

DenizBank Yatırım Hizmetleri Grubu Stratejisti Orkun Gödek de ABD ve  Çin arasında 2018’in ilk çeyreğinden bu yana süregelen ticarete dayalı  kaygıların, haziran ayıyla birlikte fiyatlamalar üzerinde iyice etkisini  artırdığını söyledi.

Çin’in ticarette fazla veren taraf olması nedeniyle bariyer hamlesiyle  ABD’ye verebileceği tepkinin sınırlı düzeyde bulunduğuna işaret eden Gödek, bu  durumun farklı yöntemlerin de etkinleştirilebileceği düşüncesini öne çıkardığını,  son dönemde yuandaki değer kaybının da bu kapsamda değerlendirildiğini kaydetti.

Gödek, offshore yuanın dolar karşısında 2018’de ilk kez 6,60  seviyesini aştığını, 13 Haziran sonrasında değer kayıplarının hızlandığını  aktararak, bu durumun gerek Asya’daki, gerekse globaldeki yatırımcıları huzursuz  ettiğini dile getirdi.

Döviz tarafındakine benzer eğilimin hisse senedi piyasası işlemleri  için de geçerli olduğuna değinen Gödek, şunları ifade etti:

“Piyasa değeri açısından kayıp 2018’de 2 trilyon dolar seviyesine  ulaşırken, doğal olarak herkesin aklına Ağustos 2015’te yapılan ve panik havası  oluşturan sert kur ayarlaması geliyor. O dönem hisse piyasasındaki kayıp 5 trilyon  doların üzerinde gerçekleşmişti. Henüz hem hisseler, hem de yuan açısından o  noktada değiliz ancak, Çin yönetiminin PBoC üzerinden ABD’ye vermek istediği  mesajı da göz ardı etmemek gerek. Yuanın merkez bankası tarafından günlük bazda  ayarlanan değerinin bu kadar kısa bir süre içerisinde ciddiye alınacak ölçekte  değer kaybetmesinin etkisi ülkeye ihracat yapan ticaret partnerlerini de maliyet  kanalı üzerinden etkileyecektir. Hikayenin diğer tarafında ise gözden kaçırılan  en önemli husus, Çin’deki gelişmelerin zaten algı yönetimi bozulma eğilimi  içerisindeki gelişmekte olan ülke varlıklarına yönelik negatif yaklaşım sürecini  daha da  ivmelendirme riski. Arjantin ve Türkiye ile nisan sonrası dönemde  başlayan satış dalgası, Endonezya, Hindistan, Brezilya, Güney Afrika ve  Macaristan şeklinde devam ediyor. Biz yerel varlıklarda bozulmayı çok önceden  sert bir şekilde fiyatladığımız için etkilenme boyutumuz da son günlerde bir  miktar sınırlı oluyor.”

Gödek, ticaret kaygılarının gelecek dönemde Çin ekonomisine negatif  etkilerini azaltmak ve nakit enjeksiyonu sağlamak için hafta sonu PBoC  cephesinden 700 milyar yuan büyüklüğünde karşılık indirimi geldiğini anımsattı.

Dolayısıyla Çin tarafının mevcut ve potansiyel risklerin farkında  olduğunu vurgulayan Gödek, “Çin tansiyonu yükselten taraf olarak sivrilmeden,  ABD’ye gereken tepkiyi vermek istiyor, ancak bu süreçte gerek panik satışları  gerekse mevcut duruma tepki olarak varlıkları da baskı altında kalıyor.” diye  konuştu