Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen 11. Kalkınma Planı tanıtım toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yerli ve milli savunma sanayine dikkat çekerek, insansız silahlı ve silahsız hava aracından sonra insansız tank üretimine işaret etti. “Milletimize hizmete talip olurken adalet ve kalkınmayı iki temel önceliğimiz olarak belirledik. Milletimizin karşısına çıkarken ‘kaynak Türkiye’dir’ demiştik. 15 yıllık iktidarımız boyunca kalkınma alanında elde ettiğimiz başarılar tüm cumhuriyet tarihinin kat kat üzerine çıkmıştır. Bu sonuç milletimize inanmakta, güvenmekte ne kadar haklı olduğumuzun ispatıdır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, amaçlara ulaşmanın en önemli aracının planlama olduğunu söyledi. Erdoğan, “Planlama doğru işi yapmak ve işi doğru yapmak demektir. Bunun için önceliklerimizi doğru belirlememiz ve hayata geçirmemiz gerekiyor. Kendi geleceğini planlamayan milletlerin başkasının planlarının parçası olduğuna inanıyorum. Kalkınmayı yalnızca iktisadi alanla sınırlamıyoruz, sosyal ve manevi kalkınmayı da önemsiyoruz” diye konuştu.

İş gücünün eğitim seviyesini ve verimliliğini yükseltirken sosyal güvenlik şemsiyesinin kapsayıcılığını artırdıklarını söyleyen Erdoğan, ”Ülkemizde artık yoksulluğun ve gelir adaletsizliğinin tanımı çok değişti. Bugün artık yoksulluk demek yiyecek ekmek bulamamak değil, belirli bir refah düzeyinin altında kalmak demektir” şeklinde konuştu.

Türkiye’nin doğal kaynak zengini olmadığını, bilgi ve teknolojiyi esas olarak sanayileşme noktasında çok iyi bir sicile sahip olduğunun altını çizen Erdoğan, kişi başına milli gelirin 3 bin 500 dolar seviyelerinden 11 bin dolar seviyesine ulaştırılmasının tarihi bir başarı olduğunu söyledi. Erdoğan, “Refah seviyemizin 15 yılda üç katına ulaşmasında ve gelirin daha adil paylaşmasında kalkınma yaklaşımımızın payı çok büyüktür” ifadelerini kullandı.

“BUNA KAYNAKLARIN ÇEŞİTLENDİRİLMESİ DENİR AMA BUNU MUHALEFET BİLMİYOR”
2002 ile 2017 yılları arasında yapılan çalışmaları ve yaşanan değişimleri anlatan Erdoğan, şu rakamları verdi: “2002 yılında 236 milyar dolar olan milli gelirimizi 2016 yılında 863 milyar dolara çıkarttık. 2002 yılında yüzde 11, 3 olan bütçe açığının milli gelire oranını 2017 yılında yüzde 1,5 seviyesine düşürdük. Faiz giderlerinin milli gelire oranı yüzde 14,4 olarak kalsaydı 2003-2017 döneminde 4 kattan daha fazla faiz ödeyecektik. 2002 yılında ihracatımız 36 milyar dolardı, 2017 yılında 157 milyar doları aşmış vaziyette. Yer altı kaynakları ile değil ihracatımızla buralara geldik. Türkiye 2002 yılında 17 milyarlık kamu yatırımı yapıyordu. Hükümetlerimiz döneminde bu rakamı yedi kat artırarak 2017 yılında 128 milyar liraya çıkarttık kamu yatırımlarını. 2002’den günümüze kadar toplam yatırım 50,6 milyar dolar olan 158 projeyi hayata geçirdik. Çıkmış ‘nerede bunun kaynağı’ diyor. Kaynağı ne yapacaksın? Bu kamu-özel sektör işbirliği ile yatırım. Cebimizden bir kuruş çıkmadan bu yatırımı yaptırıyoruz. Buna kaynakların çeşitlendirilmesi denir ama bunu muhalefet bilmiyor, anlamıyor. Hazırdan varsa yatırım yapılır zannediyor. Mesele hazırda olanı bitirmek değil, yani kaynaklar bulmak suretiyle ne yapacaksın, mesele budur. Biz bu devasa yatırımları böyle yaptık. İnanın bu muhalefetin aklı bunları almaz. Almadığı için bunların dikili ağacı yok. Bizler sürekli bu kaynakları nasıl artıracağız, bunun arayışı içinde olduk. Bunlar öğrenene kadar değil, öğrenseler de öğrenmeseler de devam edeceğiz.”

“BENİM ANAM 5 KATLI APARTMANIN ALT KATINDAN KÖMÜRÜ TAŞIRDI”
Erdoğan, “Özellikle ulaştırma yatırımlarımızda uzakları yakın ettik. 2002 yılında toplam 6 bin 100 kilometre olan bölünmüş yolu, 79 senede 6 bin 100 kilometre, biz 2002’den sonra bunu 26 bin kilometreye çıkarttık” diyerek Türkiye’de artık yüksek hızlı tren olduğunu kaydetti. 2002 yılında 6 ilde doğalgaz kullanılırken, 2017 yılı sonu itibariyle 78 ilde doğalgaza erişim imkanı bulunduğunu söyleyen Erdoğan, “Modern ülke böyle olur. Ülkenin her yerini doğalgazla donatırsın modern ülke olursun. Analarımız neler çekti. Benim anam 5 katlı apartmanın alt katından kömürü taşır, onun isi, kirliliği, onlarla ne çileler çekerdi. Bir odada soba, onun dışında başka bir şey yoktu. Biz bunları yaşadık, böyle yetiştik. Ama şimdi doğalgaz ile hemen düğmeye bas, dairenin tamamı ısınsın. Modern olmak bu. Lafla modern olmak yok. Yaşam tarzına bunu yansıtmaktır modern olmak. Bu yılın sonuna kadar tüm illerimize doğalgaz ulaştırmayı planlıyoruz. 2002 yılında mobil telefonda Sayın Özal devrimi yaptı, dağların başına kadar GSM’yi o çıkarttı. O bir dönüşüm, değişimdi. Mobil telefon abone sayısı 23 milyonken 2002 sonunda, geçtiğimiz yıl bu sayı 78 milyon oldu. Türkiye rastgele bir ülke değil” dedi.

“İNSANSIZ TANKLARI ÜRETECEĞİZ”
Savunma sanayinde milli ve yerli üretime dikkat çeken Erdoğan, “2002 yılında ülkemizde 66 savunma projesi yaklaşık yüzde 20 yerlilik oranı ile yürütülüyordu, 2017 yılında 600 projeyi yüzde 65’in üzerinde yerlilik oranı ile sürdürür hale geldik. Afrin’de zırhlı taşıyıcılarımız var ya, neredeyse bunların tamamına yakını yerli. Artık bizim silahlı insansız araçlarımız var ya, yıllarca biz stratejik ortağımızdan bunları istedik, aldığımız cevap şuydu, ‘kongre müsaade etmiyor.’ Siz bunu başkalarına veriyorsunuz, ben senin stratejik ortağın değil miyim, biz NATO’da beraber değil miyiz, niye bize vermiyorsun? ‘Şartları zorluyoruz ama vermiyor, olsa olsa biz bunu size belirli sürelerle kiralayalım.’ Hani bir söz var ya ‘kötü komşu ev sahibi yapar’ diye. Bu kötü sahibi komşular bizi en sonunda silahlı ve silahsız insansız hava aracı sahibi yaptılar. Şimdi bu aracı üreten dostlarımıza, arkadaşlarımıza milletim adına teşekkür ediyorum. Bu olay sıradan bir olay değil. Bunu biz kendimiz üretiyor olmasaydık, bir tane insansız hava aracımız düşse ne olur diye düşünürdük, şimdi düşünmüyoruz. Düşürürseniz düşürün, ikincisi de var, üçüncüsü de var, dördüncüsü de var. Geçen bir helikopterimiz düştü yandık, yakıldık. 2 tane pilotumuz gitti, üzüldük. Hemen oradaki bu sistemlerin sorumlusu olan arkadaşımızın söylediği şu, ‘Cumhurbaşkanım biz üzülüyoruz, insansız hava aracında insan yok ki düşerse düşer. Biz niye bazı şartlarda da onları uçurmuyoruz. Onları uçuralım, vursunlar o düşsün ama hiç olmazsa benim pilotum şehit olmaz.’ Şimdi biz buraya geldik. Şimdi bunu daha ileriye taşıyacağız. Tank yakabilirler, içinde 5 tane şehidim, ama şimdi öyle bir yere gelmemiz lazım ki biz insansız tankları da üretir hale gelmemiz lazım ve bunu da yapacağız” diye konuştu.